palyanço

Artık yaşlandım kabul ediyorum...Çocukluğumdan beri kaçıncı ev taşıyışımız, ayrıca kendimin sorumlu olduğu kaçıncı taşınmam...Hiç bu kadar zor olmamıştı..Kış günü ne taşınması diyene, maddiyat derim, sesini keserim !!! Aynen sesini kestim birinin,hoş bir durum olmadı ama ikinci olana daha kırıcı olabilirim söyleyeyim, salak sanılmak ne sinir bir şey ya, salak değilim, mecburum arkadaş !!!!

Berk hazır, kendisine Koçtaş'tan tekerlekli kocaman plastik kutu aldık, aynı gün bütün oyuncaklarını içine topladı, her akşam ortada olmayan oyuncağını bulmak için döküyor hepsini...O kadar hazır işte !!!  Cuma günü taşıma şirketi ile taşınacağız. Ulan yan bloktan yan bloğa ne taşıma şirketi diyene de; Yedi günde bir odayı anca boşaltan sevgili eşimi buradan öper, konuyu anlamanızı sağlarım...


Bu sefer taşınmanın zorluğu ; ne yapayım kardeşim haftada üç gün Ay Yapımın dizisi var, evet dizi sayımı üçe çıkarttım önemli bir neden bence...O dizilerde izlediğim aşklarla mutlu oluyorum, anla halimi,hatta istersen acı bana...Ayrıca bir de Berk var...Yemek saati, oyun saati, uyku saati değişmesin diye o uyuduktan sonra haşat olmuş ruh halimizle, birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Abartıyorsun diyene sabah ve akşam Berk'i yatmaya ve kalkmaya hazırla der,  sadece abartıyorsun demiş bir  insandan ,çok adi bir şekilde, hiç de adil olmayan bir biçimde intikam alırım.Anla artık işte, o derece !!!!

Bir de yaşamamışız evde, resmen içine sıçmışız, neler attığımı görünce, yeni kararım yeni evde insan olabilmek !!!

Ha bu arada lütfen lütfen lütfen dua edin, cuma yağmur yağmasın. Cuma taşınalım, cumartesi Arca'nın partisine gidebilelim.Gerçi yağmur yağsa taşınma cumartesiye kalsa biz Berk ile yine partiye gideceğiz sağlıklar yerinde olsun da, Murat'ın bundan haberi yok :)

Sinir katsayımı ne kadar yükseltse de Berk, beni en çok neşelendiren ve kahkaha attıran da kendisi...

Eşyalar; atılacak, verilecek, toplanacak diye evin her yerini işgal ederken, 

"Anneee evimiz çok güzel oldu " diyen bir kişiliktir kendisi....Bu arada kayıp pandamızı bulduk, bir de parmak kuklamız var panda şeklinde. Berk ile oynadık oynadık oynadık.Doymaz oynamalara benim oğlum, tüm gün ayrı olunca illa birarada oynanılacak, Allahtan babası gelince beni satıyor, satıldığıma şükreder haldeyim o derece :) 

Murat eve gelip yemek yerken yani daha satılmamışken, mola verip kendime,kendi insiyatifimle, sigara ziftlenmeye balkona çıktım, tabi kime sordum ki ? peşimden gelen Berk parmağına panda kuklayı takmış, sesini bebek sesi gibi yaparak ve bebek konuşma taklidiyle

B: Anni annniii baya süt vel 
N: Berk gider misin ? 
B: Ama ama ama baya süt vel
N: Ben senin annenim, o pandanın annesi değilim, git salona büyük panda anne olsun, küçük pandaya süt versin.

İkiletmedi hızla gitti, hehe dedim oyunu da kurdum bir süre bulaşmayız birbirimize... Ama hey hat !!!

Eline büyük pandayı da almış geldi

B: Anane anane bize süt ver

Ulan dedim pis Murat öğretti, salona geçtik sen mi dedin anane desin diye dedim.Murat öyle bir baktı ki, bizi bile tanıdığından şüphe ettim.

Oha dedim zekasına daha doğrusu hinliğine Berk'in, madem annesi değilim küçük pandanın, ananesi ilan edilir, oyuna dahil edilirim. Çok güldüm ama anane anane diye gelince...

Bu arada Berk mesleğini seçti, palyanço olmak istiyor hem de tutku ile.. Bizi güzel resmedebilmek için palyanço anne, palyanço baba konulu çalışmalar da yapıyor. Gerçi bana, "sen palyançosun anne, hahaaa çok komiksin anne" dediğinde biraz bozulmuştum ama günler geçip palyanço tutku haline gelince iyi birşey olduğunu anladım.

Ben de dansöz olmak istiyordum, bakalım kader :)