31 Ocak 2013 Perşembe

bir boncuk dondurga

Yarın Berk'in okulunda süpriz günü varmış, ben de ne alsam ne alsam derken, kızların verdiği akılla, Timaş yayınlarının 1 TL'lik kitaplarından almak üzere, haftaiçi olduğu halde, Ege Parka gittik salı akşamı...

Berk'i okuldan ben aldım, amacım dolmuşa binmekti. Ancak bunu söylediğimde Berk mızıldamaya başladı, ben dolmuştan korkuyorum dedi. Nedenini sorduğumda dank etti;


B: dolmuşu süren abiler nazik değil 

Of dedim bir seferinde ki, topu topu aynı gün gidiş ve geliş olmak üzere toplam iki kez dolmuşa bindik ana oğul. Eve dönüşümüzdeki seferinde, tam inecekken, şoför "hadi hadi biraz çabuk olun bağyaan" dedi, ben de biraz daha nazik olabilirsiniz, çocukla  inmeye çalışıyorum demiştim. İnince kesin salak falan da demişimdir. Yer etmiş Berk efendide. Anlamadığım olumlu ikazlarım aklında kalmazken, olumsuz örnekler hiç çıkmıyor !!!

Neyse bu sefer sevdireceğim derken, önümüzde taksi durunca hadi dedim binelim. Ege Parka geldiğimizde ,kapısı değişmiş dedi. İzah ettim biz kendi arabamızla geldiğimizde otoparktan çıkıyoruz o yüzden sana değişik geldi dedim. Dikkate bak...

Yürüyen merdivenle çıkalım, ben senin elini tutarım korkma dedi. Ulen çözdü artık beni... İkinci katta asansöre bindik çünkü "hadi hadi korkma asansöre binelim" dedi aynı bu kelimelerle. Asansöre yaklaşınca, tuvalet geldi aklıma çünkü hemen yanında. Çişim var dedim, bu en etkilisi,kesin onun da vardır o zaman.
İyi de çişim var deyince gerçekten geldi çişim. Nefret ediyorum o anlardan, Berk uzun uzun çişini yaparken, ben tutmaya çalışıyorum. 

Neyse girdik tuvalete, araba ile gidince montlar elimizde olmuyor tabi, montları, çantamı, okul çantasını tek tek astım. Sakın oturma dedim, ne de olsa kirlidir. Ayakta yaptı çişini, sonra bekle dedim ben de yapacağım. Tabi ben oturdum. Başladı sadece çişin mi var, kakan da var mı. Oğlum sus ayıp dedim. Kaka yapmak ayıp mı dedi. Hayır ama bizi duyabilirler bunlar kendi evimizde konuşabileceğimiz şeyler gibi saçmalayınca, okulda kakamı söylemeyeyim mi dedi. Ulan sanki her öğrettiğimi uyguluyor. Ha tabi, madem kirli sen niye oturuyorsun sorusuna cevap bile vermedim.

Sonunda karnı aç diye, yemek yenilecek bölüme ulaştık. Tabi hemen Mcdonalds'a yöneldi, oyuncak için. Neyse seçti bir tane, şimdi sinemalarda olan ya gitsek mi, gitmesek mi Berk'e göre mi diye bilemediğim Efsane Beşli'nin tavşan figürünü seçti.

Cidden açmış, hapır küpür yuttu ki daha tamamını bitirdiğini görmemiştim o ana kadar. Bir ara dikkatini çekti, sen niye kendine almadın dedi. Diyemedim nakitim çok yok, daha hediye alacağım o kadar gerçeği kaldırmasın henüz yüreği, ama bilmeden yanında ağzımızdan kaçıyor sanırım o kadar dikkate rağmen,ben daha cevap vermeden paramız mı az dedi. Hayır dedim yiyebilecek kadar var yanımızda ama ben istemiyorum şimdi dedim Patateslerimi yiyebilirsin anne dedi.Aa çok sağol bak onu yerim dedim, oyuna döndürüp konuyu unutturdum aklımca...

Otururken, bir sağa, bir sola bakıyor. Aynılar di mi dedi. Burger king ve McDonalds için, benziyorlar ama farklılar dedim. Birinde babamın adı birinde benimki var dedi. Halaaa şaşırabilip,sadece evet diyebildim.

Yemeği bitince, peki tatlı yiyebilir miyim, o kadar paramız var mı  dedi. Tabi ki yiyebilirsin, o  kadar paramız var dedim. Aşağıya indik, yemin ederim sırf üzülmesin diye kendime de bir tane söyledim tatlı, çünkü benle paylaşmaya kalkıyor.Müzikalde mısırı paylaşmaz ama normalde paylaşımcıdır :)) O sırada dondurmayı gördü, olmaz kışın yenmez dedim. Boğazların ağrır desem, yemek için iğne olurum dediğini de bildiğimden bu sefer kışın yenmez, yazın yenir dedim.

Herşey iyi gidiyordu, tatlı yerine kalp şeklinde kurabiyelerden istedi onlardan yerken,tam dibimize bir çocuk 10-11 yaşlarında ve anneannesi oturdu. Ve pek tabi dondurma istediler.

Berk vücudu tamamen bana dönük oturuyorken, yan masaya dönüp, dondurmadan gözlerini alamayıp, Ama Kış şimdi yenmez yenmez diye sesini de duysunlar diye bağıra bağıra birkaç kez söyledi. Sus anneciğim, bak o abi, o yiyebilir dedim.Saçmaladım tabi. Bu sefer, sen de büyüksün sen de ye dedi. Offff verecek cevabım kalmıyor. Bu masa kış, o masa yaz mı dedi. Al burdan yak !!! Bakışlarını çocuktan alamıyor. İçim ezildi.

N: Berk tamam küçücük birazcık yiyebilirsin, ama kışın yenilince boğazlar ağrıyabilir, sonra beyaz ilaçtan içmek zorunda kalabiliriz tercihini yap dedim.
B: Tamam küçücük yicem, hasta olmucam söz veriyorum anne 
N: Peki, çikolatalı mı, sade mi ? Birini seçebilirsin 

O çocuk hem çikolatalı, hem sade yiyordu tamam kıyamadım özenmesine de, iki top da olmaz dedim

B: Çikolatalııı

Rica ettim, bir top parası ödeyeceğim ama lütfen yarım koyun diye tamam dediler ancak yine de maşallahı vardı gelen dondurmanın. Görünce, beraber yiyeceğiz dedim tabi ki çoğunu yine Berk yedi

Haa bu arada kendisine bir kere bile bakmayan o çocuk ve ananesine dönüp, 

"Heyyy baksanıza buraya da yaz geldiiii" diye bağırmayı ihmal etmedi...

Babası gelince de, ben annemle kaçamak yaptım "bir boncuk dondurga" yedim dedi. Kaçamak nerden çıktı lafı bile geçmediydi, Boncuk ne ola anlamadık ama güldük hep birlikte...




Bu arada tespitimdir; çocuklar oyuncak, yiyecek gibi şeyleri  annelerinin almak istemedikleri için almadıklarını çok iyi anlıyorlar, ki bir eğitim sözkonusu oluyor, o vakitler nasıl bir vücut dili takınıyorsak anlıyor ve denemeye kalkıyorlar

Amaaa cidden alamayacak durumdaysan da bunu net anlayıp,yine de  bir kere soruyor ancak ısrar etmiyorlar...

En azından Berk öyle yapıyor...Artık paramın olup olmadığını soruyor, alamam dediğimde cidden alamayacağımı anlıyor.Sanırım bu onun anlayışından çok benim hayır derken ki vücut dilimin netliğinden ve bakışlarımdan anlaşılıyor...Belki de bazı konuları "mutfakta" konuşmadığımızdandır ...

32 yorum:

  1. Anneye cesaret vereni severim:))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen korkularım onda da yer ederse diyorum ama o çok gözü kara şimdi destek oluyor biliyorum ileride dalga geçecek benle :))

      Sil
  2. Ne diyeceğimi bilemedim. Maşallah hem çok duyarlı hem de çok akıllı bir çocuk Berk. Yürüyen merdiven ve dondurma muhabbetlerinize bayıldım, minibüs hassasiyeti de sen üzülme diye... Dondurma yiyen çocuk ve kadının onca muhabbete donup size bakmamalarina şaşırdım. Gerisi de kendi çocukluğuma dönüp duygulandim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlayisli kuzum benim..gercekten niyetimizin ne oldugunu cok iyi anliyorlar..ve yeri gelince anlayis gosteriyorlar..

      Sil
    2. Ülker'im;ilk kez çok duygulu olarak yazmadım hatta bu duruma duygulanmadım daha çok kafamda soru işaretleri dolanıyor, tamam öğrensin gerçekleri ancak yanında fazlaca mı konuşuyoruz demeden edemiyorum.Çünkü aynen çocukluğum ve o korkularım geliyor aklıma bilemiyorum...Hassas farkındayım ama çoğu zaman bana canavarmış gibi geliyor :))))

      Sil
    3. Elif evet yaa niyetimizin kesinlikle farkındalar,hatırlıyorum da annemin kızmış gibi halleriyle cidden çok kızdığı halleri net hatırlıyorum...Anneler çocukları, çocuklar annelerini idare ediyor aslında :)

      Sil
    4. Yorum yazacağım en kısa zamanda:) çünkü nil eray şu an iki bacağını açmış omuzlarımda oturuyor dikkatimi dağıtıp saçlarımı didiyor:)O yüzden döncemmmm ben sana

      Sil
    5. Aman diyeyim Ayla, kapat kapat:)) bir de Eray dondurga diye tutturmasın :))

      Sil
  3. Nilim sen çok duygulu yazmadın ama ben okurken çok duygulandım. Allaha çok şükür ki , aklı selim, kanaatkar, akıllı çocuklarımız var.

    Dolmuşa binmeye Ece bayılır. Eşim çoğu zaman arabayı aldığı zaman acayip tedirgin olur bize lazım olursa diye. Ama Ece havalara zıplar dolmuşa bineceği için.

    Ya bir cümle kurmadan , arkasından gelenleri nasıl kestireceğiz? Konuyu hep ayıpla, yalanla kapatmaya çalışıyoruz sonra da vicdanımızla başbaşa kalıyoruz. Wc, dondurma, para. Off

    Ben dondurmada yaz kış ayırımı yapmıyorum. Ama kışın genelde şu kremşanti gibi olanları tercih ediyorum. bir de ona vermeden arkamı dönüp kocaman bir parçayı mideme indirip öyle veriyorum. Oğluma da yarasın. Ben de olsam çikolatalıyı seçerdim.

    Birşeyi elde edip edemeyecekleri kesinlikle bizden aldığı elektrikle alakalı.

    Öperim koccaman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardom haydaaa niye duygulandınız hepiniz be ya, ben en iyisi bigaha okuyayım:)

      Ben de seni kocaman öperim. Valla yanda biri varken tuvalette kakan da var mı sorusuna şşş ayıp demenin dışında ne diyeyim ki Kardom :)))

      Genelde uzun uzun açıklıyoruz bundan sebep herşeyi soruyorlar :)

      Sil
    2. Yaw kardo öyle çocuklar var ki, ne tek menü aldığının farkına varır, ne de paran var mı yok mu diye sorgular. tutturur da tutturur rezil eder. Aferin Berkime.

      Sil
  4. neyseki ben bunu yazarken çocuklar yanımda değil.zira dondurma diye anamı ağlatırlardı bu soğukta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) ! sadece anneler! koyacağım yazıların önüne :))) Bir de ben bile özeniyorum yahu bu poza baktıkça:)

      Sil
  5. nilcim seni twetterde ekledim haberin olsun.hesabı gizlidir ibaresi çıkabilir.(gizleniyorum artık):))
    https://twitter.com/pnr76148471 böyle saçma bir adres:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gizlenişini yerim :))) Alem kadınsın yeminle, seviyorum seni, gezginim, domatessuyum, Pınarım bir de gizlim :)))

      Sil

  6. Berk büyüyor artık,tabiiki herşeyi anlıyor.
    para diye birşey olmasaymış.birde dondurma yiyince hasta olmasaymışız.ne güzel olurdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen de daha çok ses versen ne güzel olurdu, belki de yine yazsan davetle izleyiciye izin versen ne güzel olurdu....

      Sil
    2. nil,bu ara foto blogumla idare ediyorum,bak bu...:))

      Sil
    3. aslında bu blog yeni değil,diğeri varken devam ediyordu.
      öyle sanatsal fotoğraflar değiller:)
      altına birkaç satır yazıp kendimi kandırıyorum sadece.
      bak ekleme zorunluluğun yok bunu bilesin.

      ve üsteki yazında bende çok hüzünlendim biliyor musun?

      Sil
    4. Ohoo ben çoktan ekledim, senden haber alacağım ben buna seviniyorum sen ne diyorsun...

      ben artık hüzünlenmeyi bıraktım durumumuza, Allah'a sığındım dua ediyorum sadece...Yine de çok şükür diyorum amacım hüzün yaratmak değildi ama okuyanlar anne olunca hüzün oluyor illa ki...

      Sil
    5. ben çocukken nil,
      öyle bir dönem yaşamıştık ki,annemin dediği varlık içinde yokluktu.
      ve aslında çocukken olayları kendimize göre yorumlarız,çok isteriz ama o anlıktır.alınır veya alınmaz orda kalır.üzüntüsünü büyünce yaşarız.
      ve canım sen gönlünü rahat tut,elbette inandığımız Tanrı herşeyi yoluna koyar.Dualar geri çevrilmez.
      Allah başka yokluklar başka zorluklar vermesin.
      aile bireyleri sıkı sıkıya tutununca herşeyin üstesinden gelir.
      önemli olan birbirinize tutunmak.o zaman düşmeyeceksiniz.


      çok seviyorum seni.bu doğallığını.

      Sil
    6. ben de seni çok seviyorum Pınar, hep söylüyorum birlikte çay içmek isteyebileceğin insanlar bence özeldir ...

      Evet ben de elimden geldiğince omuzlarına yük bindirmeden bu dönemi atlatalım ve Berk ileride çocukluğum herşeye rağmen mutlu geçmişti diyebilsin istiyorum...

      Sil
    7. canım,benim eşimin şu an belli olmayan ve belki seçenekler arasında izmir'de olan bir görevi var.bu mayıs ayı gibi belli olacak:))
      eğer İzmir olursa yeni yaşam alanımız, ilk görmek istediğim kişilerden biri sensin.
      sırracığım var birde,kedi kitapevi:))
      samimiyetine inandığım kişilerle görüşürüm elbette.niye görüşmeyeyim ki.
      önemli olan sadece inanmam:))

      Sil
    8. Yani bizim karşılıklı çay içebilme sohbet edebilme ihtimalimiz var öyle mi, inşallah hayırlısı ise olsun olsun olsun diyorum :))

      Sil
    9. sana çay içerken çok şey anlatabilirim.çenem çoktur.seninde öyle görünüyor.çenen çok gibi:))
      ordan oraya konarız.ben sana blog maceralarımı anlatabilirim.senin beni daha tanımadan önceki bloglarımı.
      ah!nil bu utanç verici.yani sen beni tanımadan öncede üç blogum felan olmuştu.sanırım sıkılıyorum.yada sıkılmıyorum ama tam açıklaması yok bu seyyarlığımın.kalıcı olmak istemiyor muyum sanıyorsun.evet yıllarca aynı blogda yazmak isterdim.ben blog yazıcılığını seviyorum.yazmak için başka art niyetim yok.
      ama bu öyle birşey ki,birisi gelip seni daha önce tanıyan ilk blogundan beri,bunu sizin yüzünüze çarpabiliyor.
      şöyle gibi,seni rezil bu senin kaçıncı blogun :))
      bunu bir düşün vestern dedikleri bir film gibi,biri karşına dikiliyor ve
      -seni rezil şey bu kaçıcı blogun!
      ha-haha sanırım çok anlatasım var.boş şeyleri anlatmayı seviyorum.
      Nil bazı insanların hakkımda ne düşündüklerini önceden çok kafama takardım ama şimdi umursamıyorum.

      nil düşünsene biz çay içiyoruz ve martılar bizim başımızda dönüp duruyorlar.
      düşünsene ne güzel olurdu.


      nil beni anladığın ve sevdiğin için şanslıyım sanırım.

      Sil
    10. Ben bunda anlaşılmayacak bir durum görmüyorum ki, ne rezilliği...Blog açarsın kapatırsın bu hak verildiğine göre kullanabilirsin. Seni takip eden takip etmek istediği için takip eder, bundan sen sorumlu değilsin...Üstelik ilk günden beri takipteyse, mutlaka kendinden birşeyler buluyordur o zaman neyi eleştiriyor ??? Her blogda farklı bakış açısı da geliştirebilirsin bunda da sorun yok bence, o açıları takip etmek istiyorsam eğer yine senin bir sorumluluğun yok...Sen blog yazarken rahatlıyorsan kendi açından bakacaksın, takipçi de kendi açısından...


      Boş şeyleri anlatmak insanı inan rahatlatır aslında bu kafanın başka şeylerle dolu olduğunu gösterir. En azından bende öyle. Mesala deli gibi derdim varken, sorunlar başımı fazlaca ağrıtıyorken ben KuzeyGüneyin saatinin değişmesi yüzünden harp çıkarabilme potansiyelindeyim enerjimi buna harcayarak yok aslında bir sorun demekteyim kendime bir tür rahatlama şeklidir boş işler...

      Deniz kenarındayız anladığım martılar da var..Harbi çok güzel olurdu be Pınar hele şimdi şu dakika...

      Kim şanslı bilinmez bizim durumda, tek bildiğim seninle yazışmak bana çok çok iyi geliyor.

      Sevgilerimle

      Sil
    11. canım nil;
      aslında bana rezilsin diyen kendi iç sesimde olabilir.daha doğrusu kendi iç sesim.sanırım bunu ben kendime daha çok yakıştıramıyorum.çünkü aslında ben sadık biriyim.neden bloguma sadık kalamıyorum.beni en çok delirten soru bu:))

      belki de bu bir maskeleme tekniğidir.ama niye sürekli hüzün yazalım hüzün anlatalım.insanların zaten milyonlarca derdi var.birde biz mi dert olalım vs.
      biliyorum bunu bu iyi olma durumunu.seninle yazışmakta bana iyi geliyor.

      öpüyorum.

      Sil
  7. Canım benim, hem güldüm, hem üzüldüm. Berk'in duyarlılığına, dikkatine, zekasına bir kez daha 'maşallah' dedim. Ama samimiyetle söylüyorum bence yokluğu bilmeleri sahip olduklarının değerini anlamalarına neden oluyor. Bizimki 199 tl lik bir köpek beğendi bir gün mesela, alamam dediğimde fevkalade şaşırmış bir ifadeyle 'neden' diye sordu bana, pahalı ya da yeterince param yok lafını duymamıştı daha evvel sonuçta. Ama öğrenmeleri mutlu olabilmek için gerekli bana kalırsa. Ben hem sınırsız imkanı olup, hem de çok mutlu ve iyi huylu bir çocuk hiç görmedim mesela!
    Çocukların iyiden ziyade kötü örnekleri daha ilgi çekici bulup kavramalarını okuduğum gibi sürekli yaşıyorum da. Pek üzücü oluyor yaptığın yanlışı çocukta görmek ama galiba bu da insanı daha düzgün davranmak için zorluyor :)
    Bir boncuk dondurma, bir topcuk olabilir mi aceba?
    ps: hadi çocuklar kendinden küçük çocuklara ilgisiz olabiliyorlar da yan masadaki anneannenin Berk'imin o laflarına tepkisiz kalmasını hiç anlayamadım bu arada.
    Fotoğraflar yine bomba :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anneanne asil görünüşlü bir kadındı sanırım iyi niyetle düşünüyorum bizim gibi yüksek sesle konuşan halktan insanlara yüz vermedi :)))

      Esra'm, ben de biliyorsun çok kez bu şekilde eğitmeye çalıştım,param olunca larım, öbür ay gibi ama o vakit ben eğitim için konuşuyordum, tamamen gerçek olunca anlayış göstermesi beni duygulandırıyor ama yine düşünmeden edemiyorum hayatın gerçekleri için omuzları daha küçük değil mi diye....

      Sil
  8. Nil ancak dönebildim ben sana..Malum hastane işleri derken Eray ateşlendi dün:( Eray'da bağıra bağıra soruyor annecim çişim mi var kakan mı diye:)Çiş dersen az mı çok mu:) yani sorular hiç bitmiyor insan yerin dıbıne giriyor...Berk'in hazır cevaplığına bayılıyorum ayrıca..Eray bak Berkten bu konuda ayrılıyor Eray yoktan anlamıyor inan çok anlatmaya çalışıyorum yoktan anlasın diye ama henüz bu konuda olgunlaşmadı galiba...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kıyamam geçmiş olsun Eray'ıma. Yok Ayla genel olarak Berk de yoktan anlamıyor ama şu sıralar fazlaca borç, ödeme konuşulduğundan yanında ve gerçekten alamayacağımı vücut dilim de bas bas bağırdığı için anlıyor bence. Eray da Berk gibi çözmüştür sonuna kadar gidersem alır bu, baksana inatlaşıyor aslında diyorlar bizim için...Yoksa Eray çok hassas bir çocuk

      Sil