kılaliçeeee

Dün akşam Murat'ın gelmesini beklerken, aradı Murat, 100.yıl kutlaması var, gelmek ister misin ? Ben gitmeyi istiyorum dedi. E Berk ne olacak dedim, hep birlikte işte dedi, saat sekizi oniki geçe yakılacak meşaleler, uyku vaktinde evde oluruz dedi. 

Yaa şimdi kalabalık olur, olay falan olmasın dedim, gitmezsek babası gelmeden uyumayacak biliyorum, içim hayır diyor, ama daha yeni, bir arkadaşıma annelik duygusu sevgililik duygusundan ağır demişim, iki arada bir derede kaldım, hadi dedim tamam.


Bu arada deli oluyorum Murat biz çıkarken de , yolda gidiyoruz varılacak yere, telefon gelir, yoldayıM, geliyoruM derdi. Deli olurdum, bonus muyum, etkisiz eleman mı, yok muyum ben ? Şimdi de Berk bonus oldu Murat için, sen diyor, siz demiyor. Buradan da lafımı sokayım, ohh rahatlayayım.

Karşıyakalıyız sonuçta, yani ben Karşıyaka'da yaşıyorum, öyle önce memleketimin takımını tutarım abicim durumları yok bende, severim, özellikle Gözgöze karşı feci desteklerim, şamatalarını, takım tutma aşklarını severim, Kaf Kaf da çekerim ama kimse kusura bakmasın Fenerim ile oynasa, tabi ki gözümü kırpmam. Karşıyaka da aşktır, İzmir'li olmanın yeri  ülkem içinde başkadır, özenir millet, ama İzmir'de Karşıyakalı olmak daha daha başkadır. Bir de yeşil-kırmızı kardeşim, bayrağını da sallarım, salı-kılmızı deyyil yani...

Gittik sahile, Bostanlı'da olmak yerine, merkezine gidelim dedi Murat. Murat normalde diğer takımlıdır ama harbi Karşıyakalıdır. Karşıyaka'yı takım olarak da tutar, maçlarına gider özellikle basket maçlarına, hatta hayalleri var Berk ile gidecekler. Artık bu sene giderler, Berk oturur izler artık çünkü. Zaten değişik bir tiptir bana göre Murat, Fenerbahçe başka milletin takımı ile oynadığında Fener'i destekler, bana göre ters, ölsem salı-kılmızıyı desteklemem, diğer memleketin takımını tutmam (zaten ben Fenerbahçe'den başka takım tutmam, Karşıyaka'ya olduğu gibi sempati beslerim )  tamam ama yenildiklerinde 6S hehee mutlu olurum, buyum ben kardeşim.

Tam sekizi oniki geçe, meşaleler yakıldı, KafKaf sesleri yeri göğü inletti, o ana kadar iyiydi, Berk ağzı bir karış açık olanı biteni izledi, tam yanı başımızda havai fişekler pardon, halali şişekler patlatıldı, görüntü muhteşem ama o patlama sesi içimizde resmen, bir de sağolsunlar millet meşaleleri atmaya başladı, Berk babaaaa diye bağırdı, Murat Berk'i kucağına aldı, ben altıma yapmamaya zorluyorum kendimi, bu sefer tutayım, olmaz yani altına yapmak şimdi.

 ( Bu sefer derken, Berk'in bezi yeni bıraktığı dönem, tam tuvalete oturmuş resmen çişimi yapacakken, Berk'in çişim geldi demesiyle, aniden kendi çişimi yapamadan kalkıp, klozet hakkını oğluma verip sırf altına yapmasın, hazır söylemiş modundayken, ucuna gelen çiş durmaz bilader, oğlumun gözleri önünde altıma çiş yapmışlığım vardır, unuttu gerçi şükür, ama buraya yazdığım için, okuma yazma öğrendiğinde, anlatır artık kız arkadaşına, offf anam offf, bir de kız arkadaşı olacak )

Uzattım, farkındayım ama blog benim, çene ishalim olduğu gibi, klavye ishalim de var :P

Neyse, korkudan altıma yapıyordum, yapmadım, Berk'i kucağıma ben aldım, onu benden başka kimse koruyamaz duygum vardı tabi ama Murat fotoğraf çekmek istiyor, kırk yılın başı birşey istemiş tamam demişim, fırsat vereyim. 

Etrafa bakınıyorum, kucağımda Berk. O da korkuyor, bana soruyor kolktun mu diye, resmen cevap veriyorum, ödüm patlıyor anneciğim diye, o sırada hiç de korkulacak birşey yok diye yalan söyleyemiyorum çünkü Berk'i sardığım kollarım titriyor. Kıyamam, korktuğunu belli etmeden, baba artık eve gidelim diyor.

Tamam diyor Murat, meşale faslı bitti, oh şükür, pusete oturtup Berk'i, hızlı hızlı sürüyorum, arabaya doğru.

Allahıııım, millet deniz kıyısından, hızla caddeye akıyor, bir coşku, bir mutluluk halinde, sıçtık diyorum, yolu kapattılar.Neyse arabaya ulaşıyoruz, bir fasıl arkadan gelmeye çalışan arabaları bekleyip onların arkasına takılıp evimize ulaşma hedefindeyiz.

Arabaya bindik, kendini güvende hisseden oğlum, Kaf Kaf çekmeye başladı. Gerçi önce, Faffaffaf sil sil sil dese de, doğrusunu öğrettik, birlikte arabada coşkuya dahil olduk. Dışarıdayken, biz de Kaf Kaf çekerken Berk bizi susturdu, siz şarkı söylemeyin başım ağlıyo, onlar söylesin dedi. Onlar dediği, denizin kenarında korunaklara tünemiş, en fazlası 25 yaşında genç, gür sesli delikanlılar ve Karşıyaka'nın harbi övgüyü hakeden güzel genç kızları....

Sonunda ilerlerken yolda, gözlerime inanamadım, belediye otobüsü diğer istikamette ilerlemeye çalışırken, gençler yola oturup tamamen yolu kapattılar ama neşeyle, gözgözün anasını anarak, coşkuyla...O sırada gençlerin bir kısmı, bir deli oğlana merdiven olmuş, belediye otobüsüne tırmanmasına yardım ediyor, o deli oğlan bayrak açacak tepesinde otobüsün...

O sırada arabalar tek sıra ilerliyoruz, sağımız solumuz kalabalık genç dolu. Berk birden 

B: Aaaaa kılaliçeeeee bak annee

diye bağırdı.

Yeşil kırmızı, soytarı şapkası takmış bir kızı kraliçe zannetti, şapkayı da tacı.

B: Bütün bunlal kılaliçe için mi ?
N: Hahahaa, kraliçe de kutlama yapıyor annem, onun için değil kutlama,Karşıyaka'nın yüzüncü yılı...
B: Ben de doğumgünümde böyle istiyolum, kılaliçe gibi kutlayacağım...

Yani ben evde mütevazi bişiy düşünüyordum ama hey kızlar,evde  halali şişek konusunda karar vermeye çalışıyorum :P

Allahım hayırlısı ile sağlıkla kutlayalım şu doğumgününü yoksa bu çocuk daha neler isteyecek :)

Not: Sırrakalemciğim, görmezden gelmedim ödülünü, çok teşekkür ederim, yazacağım ilk fırsatta...