salak hanım

Ben argo konuşurum, matah değil ama yapım böyle...Bundan sebep, bir yöneticim veya yeni tanıştığım biri ile konuşurken, özgüvenim ne kadar çok yüksek olsa da, illa teklerim, uygun kelimeyi bulamam. Kasarım.

Hele sinirlenince, ana avrat düz giderim. Ha siktir, hadi lan, gibi kelimeler , Hay Allah, tüh!!! modunda söylediğim zararsız söylemlerdir bana göre.


Bir de haksızlığa dayanamam, hele haksızlık bana değil sevdiğim birine yapılıyorsa, cazgır modum tavan yapar. Hele hele oğlumla ilgiliyse, panterleşirim. 

Sabahleyin güle oynaya çıktık evden, tü tü tü maşallah, iki sabahtır geç kalmıyoruz neden çünkü ben de saat kuruyorum artık,her ne kadar saati kurup yine uyusam da !!! Kocam geçen hafta bir kükredi yeter artık yoruldum dedi. Ben de pazar akşamı kendi odama geçtim uyumak için, Berk'in odasındaki, itina ile ben bunu taşırım lan matığı ile kırdığım çekyatta yatıyordum öncesi, geçen hafta perşembe sabahı bizi uyandırmaya çalışan kocama ya bir git deyince, asfalyalarını attırdım ve haklı olması gerekçesi ile oğlum çalar saatten rahatsız olmasın diyerek kendi yatağıma taşındım. Murat aaa benim odama gelmişsin, saati kurmuşsun şeklinde sevinçle karşıladı olayı. Hıyar odayı benimsemiş, ben Berk'i rahat duyayım, açılırsa üstünü örteyim diye taşınmıştım Berk'in odasına, gerçi sızdıktan sonra kendim bizzat şahıs olarak bir kere bile uyanıp üstünü örtmesem de, vicdanım rahattı, amacım buydu...

Neyse, iki sabahtır Berk bile arızasız uyanıyor, hala uyuyan bana, giyinerek süpriz yapıyorlar. Sorun benmişim lan, onun odasında yatmammış. Süprizzz diyerek uyandırıyor beni, ben banyo işlerini yapacağım diyor. Hayretler içindeyim. Neyse maşallah diyoruz kendisine, bana da oha diyoruz, saati kurup cep telefonun salonda bırakıp, sabah sabah kapatmak için yine Murat'ın gitmesi sebebiyle, hayal meyal hatırlıyorum üstelik....

Girişi gayet detaylı yaptım yine farkındayım, yerseniz kardeşim, okumayın Alla Alla !!!

Kalktık sabah, gayet vaktinde evden çıktık. Arabaya bindik, Berk'i koltuğuna oturttu Murat, dedi ki bak eşofmanı yırtılmış. Haydaaaa, bir bacağının kenarı yırtılmak değil, dikiş yerinden sökülmüş. Öyle gönderemem, kendi kaçık çorabımı,hele başka da yoksa sabahleyin bile bile giyip, akşamına misafirlikteysek bir de, aaaa kaçmış yine hay allah yahuuu diyerek atlattığım gibi birşey değil bu. Demezler mi, oha kadına bak farketmemiş. Dedim yürü eve değiştiriyoruz, Murat ya okulda yedek yok mu dedi, olmaz dedim renkleri uyumlu değil, evet takıntılıyım ben, öğretmenler de dalga geçiyor artık, kendi kendimi de, kendim eleştiririm, dalga geçilmesine izin veririm ama tekrarlanırsa dellenirim. Hem kolay hem zor bir karakterim ben !!!

Gayet hızlı hızlı yürüyorduk, bizim mahallenin bir hayvanseveri var, hayvanlardan daha hayvan !!!! Kedilere yemek getirmiş, tam geçeceğimiz yere, bizi gördüğü halde, köpeğini bağladı. ( bahçede çimlerin etrafına demirden kısa  çit yapmışlar ,oraya bağladı )

Sakinleşmek için nefes aldım, göz göze geldik, yürü dedim Berk'e. Yolu değiştirdim. Ben adım atınca, gel gel geç işte dedi. Tınmadım. Yok durmadı. Hayret birşey, küçücük köpek kime zararı var, duygusuz, sevgisiz gibi birşey söyledi. Ahaaa dellendim. Dedim ki, hanfendi bak hala hanfendi diyorum öküze, ağzına sıçtığımın, şıllığına, ay durun yine dellendim. Hah hanfendi dedim, ben çocuğumu korumak zorundayım köpeğinizin huyunu bilmiyorum, size çekin, çekilin demedim, kendi önlemimi kendim aldım dedim. Veeee o kadın bana, Yürü git, kapat çeneni dedi. Allaaaaaaaah, ne diyorsun sen be, terbiyesiz, sen kapat çeneni dedim. Yanımıza geldi, yürü yürü dedi. Bu sırada Murat da yanımıza geldi sanırım kadını benden korumak için. Berk sus pus. Elimi bırakmıyor. Dibimden geçmeye çalışırken o karı, dedim ki, hepiniz aynısınız, hayvanları sevmek değil bu, insanlardan nefret etmek, durduk yerde saldırıyorsun dedim, senin itin benim oğlumdan daha değerli değil ben oğlumu koruyacağım tabi dedim. Bilerek it dedim, annemden bliyorum köpeğine it denilince delirirdi aynı benim oğlumu korumam gibi. Karı bana, benim köpeğim de senin oğlun gibi değerli dedi. Seninki sana, benimki bana dedi. Bana bak dedim senin itine saldıran olmadı, sen durduk yerde bana saldırıyorsun. Neyse karı söylene söylene gitti.

Murat bana, o sana kapat çeneni mi dedi ? dedi,gülerek ve manidar... Biliyorum güleyim diye ama ben hala sinirliyim. Sessizce yukarı çıktık. Arada asansöre gidene kadar, ecdadından başladım söylenmeye. Berk hala sus pus. Ben de sustum.Yukarıda eşofmanı değiştirdim. Berk;

B: Annee, o salak hanımın yolu hep burası mı?
N: (iç ses babası kılıklı işte ,efendi!! salak diyemiyor salak hanım diyor)
Senin korkmana gerek yok Berk, kadın terbiyesizdi ben de haddini bildirdim.
B: Annee, ama köpekler ve kedileri sevmeliyiz di mi ?
N: Oğlum ben kedileri de, köpekleri de seviyorum ama sokakta huyunu bilmediğimiz bir köpeğe, tasması olsa bile çok yaklaşmamalıyız. Biz o kadının köpeğine bir kötülük yapmadık ama o kadın bizim için güzel şeyler söylemedi ben de düzgün konuşsun diye söylendim.
B: annagım 

İşe gelene kadar düşündüm, tespit yapayım; benim annem çok hanfedidir ben lanlı lunlu konuşunca of der, annem hanfendi ben cazgır. Oğlumun yanında istemeden de olsa,hele sinirlendiğimde, ana avrat düz gidiyorum, o sadece kendince en kötü kelimeyle bir de babasından aldığı efendilik geniyle hitap ediyor salak hanım !!!

Demek ki hiiiç kasmaya gerek yok azizim, ben bundan sonra hiç dikkat etmem Berk'in yanında, olduğum gibi konuşurum. Babasına çekmiş nasıl olsa. Lan adam maç izlerken bile, bir kere kimseye ibne demiyor. Ben şimdi neye mi kızıyorum, efendiliğe evet efendiliğe, kardeşim ben efendiler, hanfediler yüzünden eleştiri alıyorum, herkes küfür etsin rahatlasın alla alla....Bir de kimse merak etmesin, kimse bana kapat çeneni diyemez, deyip de böyle gidemez, bu maçın rövanşı olacak !!!!

Uzuuuun aradan sonra, 1,5 yaşından beri, ilk kez saçını sorunsuz kestirdik. Normalden daha fazla ödedik ama ilk kez play station oynayarak, kıpırdamadan saç kestirdi, saçlarını koca adam gibi yıkattı. Ozan ve Şahatay öğretmenleri gibi yakışıklı olduğunu iddia ederek, saçları böyle dik dolaşıyoruz....