12 Nisan 2013 Cuma

4,5 yaş

4 yaş tam söylenilen özelliği ile gelmişti, Murat da ben de, fenalıklar geçiriyorduk. Sabır göstermeye çalışmak, uzayan inatlaşmalar, cumartesi gelince resmen tüm gün birlikteyiz diye korkularım, uzayan uyuma ve uyanma saatleri, tepinmeler, itirazlar, asla dinlememeler....

Sonra rehberlik öğretmeni ile konuştum, öncesi  bok attığım, çocuk eğitimi üzerine almış olduğum kitaplarımı okumaya tekrar başladım ve rehber öğretmenimizle konuştum. Yine ve yine benim hatalı olduğuma karar verildi. Dilini değiştir dediler bana...


Düşündüm, neyi değiştireceğim, birey olarak davranıyorum Berk'e, sorular sorup, isteğini gerçekleştiriyorum, oyunlar oynuyorum, sevgimi gösteriyorum...Yalan söylememeye çalışıyorum, herşeyi açıklıyorum, herşeyi ama...Arabada, nereye gidiyoruz diye sorduğunda, az sonra iğne olacaksın diyorum, bilsin kandırmayayım şeklinde bakıyorum olaya...Dişlerini fırçalamak zorundayız diye yarım saat ikna etmeye çalışıyorum mesela...Sonuç arıza, arıza, arıza...

Dilimi nasıl değiştireyim diye düşünürken, okuduğum kitapta; yapılacak olanı söyleyin itiraz ederse düşünmek için süre tanıyın diyordu, bir süre, üç dakika düşünelim dönemimiz başladı, ama Berk bir süre geçtikten sonra yine denemelere başladı, beş dakika olsun, benim düşünme sürem bitmedi diye

Birgün nasıl olduysa, giyinme işlemleri sırasında, bunalan Murat odadan çıktığında dedim ki, 

N: Berk baban bizi giyinmiyor sansın, hadi onu kandıralım 

Hoşuna gitti, işleri yapıyor ama, yapmıcamm diyor, üstüne de gülüyor...

Akıllı Berk olup, Yaramaz Berk rolü oynuyor....

Baktım herkes mutlu, bunu genele yaydım, her durumda oyun oynuyoruz.

Sebze yemeklerini yememeyi tercih ediyor, oyuna dönüştürdük, yerse güçlenecek, babasını yere devirecek, olan Murat'a oldu ama, sırf babasına çak bi beşlik yapabilmek için, en azından 4 kaşık yemeği kabul ediyor, ısrarı bıraktım çünkü ısrarlarımda, ya da tehditlerimde konu uzuyor, Berk ve ben mutsuz olup, sonuçta da o yemek yenmiyordu. Ben inatlaştıkça, Berk de inatlaşıyordu. Hiç değilse şimdi ısrar etmediğim için, en az 4 kaşık yiyor.

Hiç yapmadığım şeyleri yapıyorum o 4 kaşık için, 

N: Bence bu kabağı yemelisin
B: Bu akşam babamı devirmeyeceğim
N: Ama ben gördüm, Arca hastaydı ya hani, bunu yemiş güçlenmiş
B: Yerde gördün
N: Yeliz söyledi, görmedim ( iç ses sıçtık gördüm denilir mi , söyledi denilir)
B: Faysbakta mı gördün, göster yemicem
N: Hay Allah Yeliz kaldırmış
B: Şakacı Yeyiz...

Hala yemez, önündeki tabağı aldım, dikkatini çekti, sırf makarna olunca, alışık değil tabi, 

B: Yemek zorunda değil miyim ?
N: Madem gösteremedim, bana  da inanmıyorsun, yeme haklısın (küçük emrah modu :P ) 
B: Hadi ver biraz tadayım

N: ahaaa iç ses 

B: Ama iki kaşık
N: Yok yok bir kaşık ye bence, sevmedin sen bunu
B: Ama daha hiç yemedim ki

4 kaşık yedi :)

Resmen yalan söylüyorum, numara yapıyorum ama sonuç olumlu !!!!

Annem hep çok fazla açıklama yapıyorsun diyordu.Sezen hanım, kısa cümleler kurun,yolunu bulun patron siz olun diyordu. Sanırım Berk 4,5 yaşına gelince bende de ışık yandı, çocuk o, tamam birey ama yetişkin değil daha...


Dişlerimi fırçalamayacağım diyor, tamam diyorum, şaşırıyor,  sabah fırçalarsın, eksik olur ama ne yapalım diyorum. Anlatmıyorum artık, dişin çürür,hayır fırçalanacak o dişler falan diye. Bazen tamam tamam fırçalayacağım diyor ama beni denemeye kararlı ise, fırçalamıyorsa, tamam sen bilirsin diyorum, seçim senin !!!  Ama illa eğitim vereceğim ya, fırçalamadan yatınca, yüzünü öbür tarafa çevir ağzın kokuyor diyorum, gidip dişini fırçalıyor bazen ya da yüzünü öbür tarafa çeviriyor...

Asla ısrar etmiyorum, ilk başlarda çok zorlanıyordum, sabırlı değilim, sabırlı taklidi yapıyorum e taklit de bir yere kadar...

Ama şu günlerde, sabır değil gösterdiğim aslında..Ben bu kadar töleranslı olduğum için, ısrar etmediğim için, az arıza çıkıyor ve sebzesini de yiyor, banyo işlemlerini de kendi yapıyor...

Evet artık giyinme ve soyunma işlerini kendi yapıyor, inanılmaz sabır gerekiyor bu işlemler sırasında ama onun da yolunu buldum, odadan çıkıyorum, yardıma ihtiyacın olursa seslen diyorum. Annee geler misin diyor,bazen cidden yardım istiyor, bazen de annee geler misin, yapamadım derse, bil ki yapmış süpriz yapmak istiyor

İnanılmaz abartılı şekilde seviniyorum.Çok mutlu oluyor.Bılavo de bana diyor, bravooooo diye beş kere on kere söylüyorum, gülüyoruz, kahkahalar atıyoruz, annesinin sesini değiştire değiştire on kere bravo demesi hoşuna gidiyor.

Akşamları fenalık geldiği için 5 kitap okumaya karşıydım, 3 e indirdik. Geçen akşam 5 dedi, tamam dedim şaşırdı. Kitapları kendi seçti, ikincinin sonunda uyudu. Öncesi baştan hayır diyordum salak gibi, çünkü uyumazsa o beş kitabı da okumak zorundaydım, e düz okumuyorum, canlandırıyorum sesimi değiştirmekten sesim gıcıklanıyordu. İyi de kimse bir daha bu fırsatı vermeyecek ki bana, varsın sesim gıcıklansın dedim. Kaç akşamdır iki kitap seçiyor kendiliğinden, çünkü 5 derse, hayır diyen yok...

Buymuş, ben doğrucu davranıp, baştan olmazları anlatınca, olay uzuyor da uzuyordu...

Başlarda oyun oynuyordum, gerçek değildim, rol yapıyordum, beyaz yalanlar ...

Ama şimdi bu yöntemi seviyorum, hayırı o kadar az söylüyorum ki, bunun için çaba sarfetmiyorum. Berk de melek olmadı, hala arıza çıkarabiliyor.Bazen sesim de yükseliyor ama o kadar iyi anlıyor ki hatalı olduğunu 

B: bazen hatalal yapabiliriz, ben seni üzmek istemezdim

diyebiliyor.daha önceleri sadece istediğini elde edebilmek, ceza almamak için özür dilegilirim diyordu, şimdilerde gerçekten hata yaptığı anlayıp, gerçekten üzülüyor...

Veee eğer aramızda sürtüşme çıktıysa, aynen dediği gibi hatalar yaptıysa, yeni bir yöntem de buldum...

N: Evet anneciğim, üzüldük, sen de , ben de...Baştan başlayalım mı ???

Evet bunu da kendiliğimden buldum,birden ağzımdan çıktı..Sinirlenmeye mi başladım, ortamdan ayrılıyorum, Berk sen hazır olunca baştan başlayalım diyorum

Öyle iyi geldi ki, hem düşünme süresi oluşuyor, hem annem cidden kızdı diyebiliyor, arıza tavana vurmadan sonlanıyor, ben cidden sakinleşiyorum...10'a kadar saymak gibi birşey...

Cidden baştan başlıyoruz....Kapıdan girdik, ayakkabılarını yere fırlattı,yüzüme ters ters bakıp almayacağım dedi. Berk ben bu akşamın böyle başlamasını istemiyorum, senin hata yapmanı istemiyorum, onları ayağına giy,dışarı çık, kapıyı çal, seni güzel karşılayayım..

Evet oyuna dönüyor bazen, bilerek hata yapıyor, ama kahkahalar atıyoruz, baştan başlıyoruz. Üç kere, beş kere....Tamam, hayata baştan başlayamayacak tekrar tekrar ama ay psikolojisi nasıl etkilenir, tarvma olur ya lan bu, diye davranmamalardan vazgeçtim, bu yolla cidden hataları da anladığına inanıyorum. Yanlış yapıyorsam da, yaparken çok mutluyuz ana oğul, ileride kahkahalarımız hatırlayacak çocukluğuna dair...Ben Berk'in eğitim kitabını, okuduklarımı, dinlediklerimi ve kendi tecrübelerimi birleştirip kendim yazmaya karar verdim...

Ben sesimi mi yükselttim nedenini sorguluyor, ben büyük hata yapmadım yeden bağırdın ki şimdi...

Anlatıyorum, heyecan yaptım, korktum...Elin sıkışacak sandım, ondan Beeerk diye bağırdım...

Elim sıkışmadı ama korktum diyor...Anlatıyorum anneciğim ben bu duygularıma hakim olamıyorum, korkunca, heyecanlanınca bağırıyorum, beni uyar, değişmeye çalışacağım diyorum. Yine de doğruları da söylüyorum, ben duygularımı ifade ettikçe, o da ediyor...

Ben sakinleşip, dilimi değiştirince, daha çok muhabbet eder hale geldik...

Her işi beraber yapıyoruz, yumurtaları o kırıyor,buzdolabından istediklerimi çıkarıyor, sofrayı kuruyor...

Ondan ben şaşkın anneyim ocağı kapatmamı hatırlat olur mu diye yardım da istedim, hatırlatıyor.

Bir seferinde yumurta yere kırıldı, çok üzüldü hata yaptım,seni dinlemedim diye, ciddi ağladı, baktım çok üzülüyor ben de yere attım. Ben üzülmeyeyim diye yaptın diye sarıldı bana...Normalde yere kırılmış yumurtayı temizlemek nasıl pis bir iş ,ama gülerek temizledik.Bu olaydan sonraki ilk omlet yapışımızda, önlem olarak sandalyesini getirip, tezgahın daha ilerisinde kırdı yumurtayı, temizlemek hoşuna gitmedi çünkü...

Tamam insanım, her zaman bu kadar anlayışlı olamam ama ben sabırlı oldukça, onun yetişkin değil çocuk olduğunu unutmadıkça, oyunlarla, beyaz yalanlarla, bir yerlere yetişme telaşım var gibi, sonra demedikçe, (yemek saati gecikiyor hadi sonra oynarız gibi, demedikçe ) aynen böyle  devam ettikçe 4,5 yaş inanılmaz güzel :)

4 yaşın bütün çilesini Berk değil kendim yaratmışım...






Bu pozu, Murat çekmiş. Bana hazırlanmayacağız, giyinmeyeceğiz, oyununu oynarken, hem hazırlanıp, hem boğuşup, üstelik eğlenerek bir de poz vermişler...

Bu arada Murat sessizce destekçi, oyuna dahil oluyor, beni taklit ediyor, sorgulamıyor ama arızasızlığın farkındadır eminim, gerçi bu oyunlar hazırlanma süresini uzattığından yine geç kalıyoruz ama evden mutlu çıkıyoruz :)

Az kalsın unutuyordum,  bazı akşamlar ben kendi yatağımda yatacağım dediğini ve sabaha kadar uykuya kendi yatağında başlayıp, kendi yatağında uyandığını, ısrarlarımdan vazeçtiğimi ve kendisine, "sen büyüdün ama"  baskısını bırakıp, (ne salakçaymış, ulen resmen baskıymış) sen ne zaman istersen dediğim için bu sonuca vardığımızı da buradan belirtmek isterim.

Sonuçta, herşey zamanla oluyor...Ama Berk bir daha 4,5 yaşında olmayacak...Çocukluğunu hatırlarken hep kahkahalarını hatırlasın istiyorum....








16 yorum:

  1. Bulduğun yol harika, anne oğul keyifli saatler dilerim size:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın doğru mu yanlış mı düşünmemeye çalışıyorum, bak düşünmüyorum demiyorum 40 yıllık kani olmuyor yani :P Ama cidden eğleniyoruz :)

      Sil
  2. ben cok duygulandim Nil
    galiba bugun biraz duygusalim tamam ama bu yazi beni cok etkiledi. dilerim hep birlikte gulun siz.
    ben dogruyu yanlisi bilmem bu annelik isinde. okuyorum okuyorum sanirim sadece her anne her cocuk farkli onu goruyorum. bunu da dogru mu anladim ondan bile emin degilim ama bir seyi cok iyi hiseettim bu yazida Berk' e sevgini. sanirim o yuzden doldu gozlerim. ya bir git 5 gunde bir yaziyrosun onda da gozumu dolduruyorsun bu ne ya :)

    YanıtlaSil
  3. Gülçin, ama beni de hislendirdin şimdi...Yanlışı, doğruyu ben de bilmiyorum, gerçekten tek dileğim mutlu olması ....

    5 gün sonra güldürürüm seni söz :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bak yine yazmiyorsun yazmiyorsun kesin bir sey yazip beni aglatacaksin hazirlanayim bari :)
      Umarim hersey yolundadir nil. Ben ozluyorum ama seni okumayi haberin olsun :)

      Sil
    2. Gülçin :))) sabah sabah yüzümü güldürdün:)) Sağlık olarak yolunda, tembelliğimden yazmıyorum, canım benim ilk fırsatta yazacağım öperim seni...

      Sil
  4. belki biraz deneyimden bunları buraya yazıyor olabilirim.

    lütfen kendini sorgulama.anneni düşün sizleri büyütürken kendini sorguladı mı?

    yapman gereken şey gerçektende ısrarı bırakman.çünkü bu yaşta annem bana hala ye ye diye ısrar ediyor.o anda kendimi zor tutuyorum.ama ısrarın sonu gelmiyor.sonuçta ben sert dönüş yaptığımda ikimiz birden üzülüyoruz.

    ne yapıyor biliyor musun?beni zor büyüttüğünden belki de başka çocuğuna yapmaz.maşallah en besili olanda benim içlerinde.birlikte yemek yerken baktı ki az yemek alıyorum eliyle ye işareti yapıyor.görmemezlikten geliyorum.yakın alanındaysam masanın altından ayağımı dürtüklüyor ye diye.deliriyorum işte.her yemek sonrası kavga ediyoruz.ama tüm hayatım boyunca yaptı bana bunu.
    keşke yapmasaydı.ben onu çok dinlemedim gerçi ama hep yemessem o üzülüyor düşüncesi yerleşti aklıma.

    ben çocuklarıma yapmıyorum bunu.büyüdükçe zaten bu yeme olayı rayına oturuyor.

    şimdi çıkıyorum.

    devamı sonra...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavrum, anneler hep aynı annem de hala ye diyor daha nereme yiyeceksem

      Benimki bizim yaşadığımız gibi değil, ısrarım yani.Belki de ben buradan öyle görüyorum gerçi bıraktım aynen dediğin gibi ama alışkanlıklar çabuk yok olmuyor, bir kaşık daha yesin diye şaklabanlıklar yapıyorum şimdi ama tabak bitsin diye ısrarı bıraktım

      öyle işte :)

      bekliyorum :)

      Sil
    2. aslında onların bir birey olduğunu kabullendiğimizde herşey tıkır tıkır işliyor. babalar annelere göre bu ritmi daha kolay yakalayabiliyorlar.anneler çocuklarına karşı daha detaycı.mesela yemek masasında onun bir kaşık fazla yemesini düşünmemeliyiz.Murat bir kaşık fazla yesin diye oyun yapıyor musun?
      herşeyi akışına bırakmalıyız.herşey zamanla yerine oturacaktır.tabiiki kontrol her zaman bizde.ama hissettirmeden.

      hem sen müthiş bir annesin.
      bence öyle.

      mesela bende öyleyim:))
      iki çocuğumda boynuma sarılıp iyi ki sen benim annemsin diyorlar.bu nasıl müthiş bir duygu.
      kızgın kumlardan serin sulara atlayış gibi.

      size bol kahkahalı upuzun yıllar diliyorum.

      Sil
    3. Ahh Pinar, ne guzel bunu soylemeleri ne guzel, darisi basimiza... Bence de sen super bir annesin iyi ki kizinin ve oglunun anneleri sensin, cok hislendim be ya

      Not: Elimde degil :)Murata da mayonez ve tuzu abarttiginda karisiyorum, sormusun soylemesem olmaz :)

      Sil
    4. umarım buraya yazdıklarım öğretmek anlamını taşımıyordur.
      Berk sizin ilk çocuğunuz ve erkek.herşeyi yaşayıp öğrenmeniz gerekiyor.sevaplarıyla ,günahlarıyla.
      gerçi her çocuk birbirinden farklı oluyor.Kızımda yaramaz bir çocuktu ama beni yormuyordu.Poyraz beni yoruyor.sen bizi ders çalışırken görsen kriz geçirirsin.bazen tüm defterleri camdan aşağı fırlatasım geliyor.bağırıyorumda tabii bu arada.
      erkek çocuğu çok zor.bu erkekler çocukluktan başlıyorlar dünyanın biz yarattık biz ne dersek o olur kasılmalarına.


      senin yaşadığın şeyler emin ol ki hep yaşadığımız ,yaşamamız gereken süreç.

      bugün benim çocuklarla ciddi bir konuşma gerçekleştirdim.odaları öyle karışıyor ki ,usandım toplamaktan.ve bu durumdan artık rahatsız olduğumu hiç gülmeden anlattım.poyraz'ı görsen ,gülmemek için zor tuttum kendimi.

      birde birşey diyeceğim ben senin bloguna yorum yaparken neden bu kadar geveze oluyorum ki.çok yorum yapmıyorum artık başka bloglara.ama senin blogta çenem düşüyor.

      Sil
    5. Pınarcığım, öğretiyormuşsun gibi algılamıyorum, sen benden yana rahat ol.Ayrıca öğretsen ne olur ki, öğrenmiş olurum :)

      Tecrübe önemli benim için...

      Çenen düşsün o da sorun değil, dedim ya benden yana hiç tasan olmasın senin, kendin gibi ol benim için önemli olan bu

      Sil
  5. Yumurtayı yere attığın sahnede daha fazla tutamayıp saldım gözünden yaşları... Yaşadım resmen her sahneyi. Ne güzel anlattın Nil'im. Bak ilk kez bir yazıda Berk'ten çok sana tezahürat ettim. Anla... Ayrıca feyz aldım söylemeden geçemeyeceğim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar dogal gelistiki o an, sen yazinca senin gozunden baktim yumurta olayina cok hisli yazmamistim ama yaptigimi idrak ettim sen duygulaninca, anlatirken amacim ve yasarken de ,hataya bagrilmaz insanca yaklasilirsa sonuca ulasilir oldugunu oglumun bana bir kez daha uygulamali ogretmesiydi ama simdi sayende his yaptim , ancak umarim bir daha yanlislikla yere kirmaz yumurtayi temizlemesi cidden pis be ya :)))

      Sil
  6. Merhaba Nil hanımcım,
    Bloğunuzu yeni keşfettim ve güzel bir yazıyla karşılandım.
    Anne olmak hem inanılmaz güzel hem de biraz zor bir iş galiba. Benimde kızım Temmuz 6 'da 4 yaşında olacak inşallah. Bizde de inatlaşmalar, hayırlar, babamı bekleyeceğim onunla yapacağım demeler, ortalığı toplayalım dediğimde hayır böyle daha rahat buluyorum aradığımı demeler..... Daha nelerrrr nelerrrrr.....
    Sabırlı olmak gerekiyor evet ama bizde insanız ve bir dayanma noktamız var.
    Ama yine de kendimizi frenliyoruz, sakin ve makul yaklaşmaya çalışıyoruz hep. Çünkü onlar herşeyi yeni öğreniyorlar onun için sabır şart. Yanlış da yapacak elbet ki, doğruyla yanlışı ayırt edebilsin.... Netice de bir insan yetiştiriyoruz. Bu çok önemli bence....
    Neyse çok konuştum ben yine sanırım...
    Canım bloğunu izlemeye aldım. Bana da beklerim inşallah :)))
    http://fatoscatadlar.blogspot.com/
    Güzel paylaşımlarda görüşmeyi diliyorum.
    İzmir'den sevgiler :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, çok teşekkür ederim öncelikle..

      Az kalmış kızınızın muhteşem :) 4 yaşına girmesine, sağlıkla, mutlulukla büyüsün nice güzel yaşlar görsün inşallah...

      Zaten farkındasınız çokca sabır gerekli, deneyimimden söylüyorum bu 4 yaş gümbür gümbür birşey, akıllı olup az arıza ile atlatabilmek ise sadece bizim elimizde. Okumadıysanız çocuğunuza sınır koyma isimli kitabı okuyun derim

      Tabiki gelirim, bu arada hemşeriyiz biz :)

      Sil