30 Kasım 2011 Çarşamba

çiki manki...

Dün akşam veli toplantısı vardı.Çok eğlendik.6 yaş grubu dahil aynı odadaydık.Hepimize söz verildiği için,kendi yaşıtlarıyla çok benzer tepkilerini ve ileride olabilecekleri öğrenmek ve yanlışlarımızın bir kez daha ortaya çıkması yine de eğlenceliydi.Hepsinin öğretmenleri güldüren anılarını dinledik.Üç aylık ne yaptılar dosyamızı aldık,mutlu mutlu döndük.Evde ise dosyayı incelerken,Berk'e sorular sorulmuş resim yaparken,yemek yerken cevaplar vermiş onları okumak bana keyif verdi ve öğretmeni genel rapora Berk için,paylaşmayı seven,sorumluluk alabilen bir çocuk yazmış.Budur abicim,yırttık,babasına benzemiyecek :) 2007 li bir çocuğa,bana abi diyeceksin deyip,meyva saatinde ona meyvasını yediriyormuş.Kardeş zamanı mı geldi bunun ne ki :P

29 Kasım 2011 Salı

annemi seviyolum...

N: Murat doğalgaz için konuştun mu? Akmıyormuş banyo
M: Nasıl akmıyormuş? Adamla karşılaştım ay sonu tamirci gelecek
N: Nasıl ya? Kadın bana akmıyor dedi.Nah yapılır bu sene doğalgaz
M:Adam da akıyor dedi.Ne alakası var,belki az iş yapılacak,doğalgaz da olur
N:Of yaa banyo yıkılırsa,çamaşır bile yıkanmaz evde
M:Offfff Nil ya dert edin senB:koşarak...Ben annemi çok seviyolum

28 Kasım 2011 Pazartesi

umutlu mutlu haftasonu...

Çok güzeldi haftasonu...Emeği geçen,yalnız bırakmayan tüm dostlarımı öpüyorum.Çok önceden verilmiş bir söz yerine getirildi.Uçak bileti üç ay önce falan alınmıştı.Aynen ilk plandaki gibi bizde buluşuldu.Tabi cuma akşamı bulaşık makinam bozuldu,olmasa bir halt olmaz illa ki.Ama mutfağımda sesli sesli Allah ile konuşup,neden diye sorsam da,bozulanın makina değil arkadaki priz olduğunu; Elif'in getirdiği pastayı çocuklarım üflerken ve ben bu sahneyi göremezken,öğrendim.Allah aslında bizi korumuş..Makina kendini garantiye almış,gözünü sevdiğim saymınsı:) Şükür ettim tabi...

25 Kasım 2011 Cuma

anne nazarı...

Ne tufatır bu iş ya...Derlerdi aman dikkat et,en çok annenin nazarı değer.Ben gıcık olurdum,benden daha seveni var mı ki,ben kötü gözle bakmıyorum ki,niye nazarım değsin.

Zaten bu nazar meselesine ayrıca kılım.Derler ya mavi gözlülerin nazarı değer,ilk diyeni bulup,evire çevire dövmek istiyorum.Ortaokuldaydım,en yakın arkadaşımla yolda giderken,pusetinde bir bebek gördük.Sevmek istedik,anneannesi veya babaannesi,sen çekil senin nazarın değer dedi bana.Gözlerimi mavi sandı.Mavi olsa kaç yazardı ki? O kadar üzüldüm o kadar üzüldüm ki,çok ağladım.Annem gıyabında kadına neler söyledi.Ahı da tutar valla...

24 Kasım 2011 Perşembe

"cumhurbaşkanına sorabilmek"

Arkadaşım Banu blogunda yazmış.Şu iki gün içerisinde ne kadar çok kişi yardımcı olabilirsek,belki sesimizi duyurabiliriz...

http://somalide3acturk.blogspot.com/2011/11/cumhurbaskanina-sorabilmek.html

Olayın tamamını da aynı blogdan öğrenebilirsiniz...

kıvanç...

Dün akşam Berk'in her türlü engeline rağmen izledim ...İyi ki de izlemişim,dün muhteşemi izlediğini sananlar, MUHTEŞEM birşey kaçırdılar...

Allah övmüş de yaratmış derler ya,onun için söylemişler.Harbiden vay vay vay ,be kardeşim.

Boy onda,pos onda,yetenek onda,bir de ses onda be ...

Dün sazı eline aldı...O sahnede kimse oynamadı bence,herkes gerçekten ağladı.Ya da anca bu kadar güzel sergilenir o sahne...Saçlarını yol getir dedi...

Tabi efendim ben ağlamaz mıyım,şarkıyı Kuzey olarak söyledi yani Kuzey'in yaşadıklarını hissettirerek  ama Kıvanç dün akşam her karede döktürdü, muhteşemdi...Dizi bitti çakıldım ekrana,tek düşündüğüm,annesi olmak...Helal olsun annesine,çocuğundaki parıltıyı görüp fotoğrafını yollamış ajansa..Ve herşey öyle başlamış.Kuzguna yavrusu lafı vardır ,bu durumla alakası bile   yok ,bu çocuğu görmemek kör olmak demek,valla helal olsun annesine, bu arada adını da bilerek koymuş sanki; harbiden Kıvanç onun için.Allah hepimize çocuklarımızla gurur duyabilmeyi nasip etsin.

23 Kasım 2011 Çarşamba

bedelli...

Yazmış yine hemşerim...Yılmaz Özdil'e bayılıyorum,bayılıyorum.

Bana gelince; bu olay iki dudağın hadi karşındaki kişiyle dört dudağın arasında.İsterlerse çözülecek,savaş bile olmayan oyuna, oğlumu kendi ellerimle göndermek istemiyorum.Öyle kolay kolay bu konuda ,vatan sağolsun diyebilecek değilim...Eğer, oğlumun askere gideceği dönemde,bedelli devam ederse ve isterse ne yapmam gerekirse yaparım.Ama haksızlığa karşıyım ben.Eminim, Murat'ın ve benim yetiştirdiğimiz Berk,askere gidecektir.Haksızlık yapan tarafta olmaz benim oğlum.Ama hayat işte,o günler ne getirecek bilmiyorum...

22 Kasım 2011 Salı

başka bir dil...

Dün akşam blogları okurken,"babayım ben" in karagöz ve hacivata yaptığı güncel yaklaşıma çok güldüm.Bahsettiği her karekteri ve oyuncağı tanıyordum.Seneler önce Yağmur küçücükken,ona oyuncak almakta zorlanırdım.Başka bir dilden konuşuyorlardı Nihal ile...Ah ah tek kanallı tvler zamanı ne ka güzeldi.Biz çocukken 3-4 yaş değil ama,ilkokuldaydım evimize renkli televizyon geldiğinde.Ya da inanılmaz sallıyor olabilirim.Heidi vardı,şeker kız vardı ama onların oyuncakları yoktu.Pembe panterin oyuncağı vardı,dur bak hatırladım,Heidi'nin de vardı.Ama kardeşim,her izlediğimizin oyuncağı yoktu.

21 Kasım 2011 Pazartesi

oğlumun aşkları...

Uzun zamandır aşık Hülya'ya...Hülya benim arkadaşım ama Berk Tuna'yı sormaz,Ülya'yı sorar.Yeden gelmedi diye de sorar...Bu arada pipisine de aşık sanırım...Normalmiş,net,kitaplar ve bilenler öyle diyor.Hülya,Berk'e vakvuyinli külotlar almıştı...O vakit,Berk için vakvuyin çok da önemli değildi.Pek ilgilenmediydi.Ne zaman filmi izledik,evimizin baştacı oldu.Hatta pipisinin...

18 Kasım 2011 Cuma

hay bin horoz!

Az önce,zıkkımlanmaya çıktım bahçeye.Yine o adi horoz! Taktı bana yaa,38 yaşında bir kadın,ciyak ciyak horozdan kaçıyorum,kovalıyor şerefsiz.Hemen güvenlik görevlisini aradım,al bunu diye..O da bir alem,horozlarını tavuklarını getirdi,girişteki tel örgülü alanda bakıyor.Bin kez söyledik,çıkarma biz varken...

"babayım ben"

Dün öğleden sonra ve akşam pek güldüm,kafam dağıldı..Aslında normal ben,Yeliz ile konuştuktan sonra,panik halinde doktoru arıyor olmalıydım.Ateş ve karın ağrısı üzerine,arkadaşımı rahatlatmak amacıyla aradım...Berk ateşlenince biz panik olduğumuzdan,kalnım ağlıyo,sıltım ağlıyo der, anca,doktor bizi azarlayınca,yiyor bizi denyo kıvamına gelmiştik.Bunu anlatayım dedim,daha ateşlenince karnım ağrıyor diyor dediğim an,Yeliz anemiden,genetik oluşundan,gen tarama testinden bahsetti ve ailede var mı dedi.O an kalbim çok hızlı atmaya başladı,babam! Annem demişti zaten,ki anında aradım,yine dedi,bin kez söyledim,bende yok dedin,doktor söyledi hepinizin bu testi yaptırması lazım,genetikmiş.Serdar da dinlemedi beni,diyerek telefonu hiç kapatmayacaktı,konuyu nasıl sigaraya getirdi de ben hadeee dedim,kaçtım...Ahmet Bey'i arayacaktım,o sırada ekranda blog açıktı...İzleyeci sayısına biri eklenmiş,kim acaba diye baktım...Aaa bir baba! Bir heyecan yaptım,blogunu okumaya başladım.Akşam saat 10 oldu,ben hala okuyorum...Bazı postları iki kez okudum...Evde,acil yemek hazırlayıp,vakvuyini açıp,Berk'i oyaladım.Ama kahkaha atıyorum,okurken...Yeden gülüyorsun diyor,mater'a diyorum...Maytır yok ki diyor..Bu sefer Berk de gülsün diye,boğuşuyoruz.Bir güldüm,bir güldürdüm...

17 Kasım 2011 Perşembe

çarşamba...

Kendimi anlamaya çalışıyorum.Şu sıralar kitapla işim yok mesela..Çünkü beş kitabı,birinin "son "yazısını okuyup,diğerini başlayarak okuduğumdan, ara verdim.Dönemlerim vardır böyle...Öyle her diziyi izlemem,ama özellikle kaçırmadıklarım var.O gece program yapmam,o gece Berk ile Murat ilgilenmek zorundadır.Mesela geçen sene pazartesi akşamları,hay ben bu kadınla niye evlendim dedirtecek kadar  çığlık çığlığa saat kaç oldu nerdesin Ezel başlayacak,hadii diye söylenmelerime ses çıkarmazdı.Bu sene de Kuzey-Güney...Sezon başı ben de el sıkıştım, anlaştım,Murat ile.Ne yaparsan yap,Çarşamba benim.

15 Kasım 2011 Salı

hayat paylaşınca güzel...

Bugün çok üzüldüm...Sevdiğim genç bir adamın,gözle görünen,aslında gerçek bahanelerle şirketten ayrılmasına...Bahane edilenler gerçekti ama başkalarının oyunu da vardı malesef.Ben bu genç adamı, ilk serviste yanına oturunca tanıdım geçen sene...Uyuyordu sabahın köründe,uyurken de oturuşuna hakim olamıyordu.Kızdım,gençlik işte,saygısızlar diyerek.Sonra uyanıkken öğle tatilinde tanıştık,sevdim o kocaman kocaman bakan, ışık saçan gözlerini.O gün geçirdim içimden,ne kadar temiz yüzlü,oğlum da böyle olsun diye...Kıyamadım,sevdim ya,uyusun rahat rahat serviste,ben rahatsız olmam,kıyamam ona ben.

14 Kasım 2011 Pazartesi

tatil bitti...

Çok güzel geçti dokuz gün.Bacağımdan ayrılmadı,bir nefes aldırmadı ama uyumlu ve güzeldi.Aşk yaşadık.Sabah olay çıkarmadı,akşama al beni dedi.Canım benim.

10 Kasım 2011 Perşembe

kakalıolu...hülaldada ankalalı

Bir bayram daha bitti...İşyerim, perşembe ve cumayı da birleştirince,okula gitmedi Berk bugün.Yarın da arkadaşı Tuna gelecek,oyuncaklarımızı paylaşacakmışız söz verdi.Bu bayramdan bana kalan; çocuğuna umut verme! Ailemde,babaannemlerde adettir,babaannem tüm aile bireylerine çorap hediye eder.Ben de Berk'e,anlattım,el öpeceksin sana çorap verecekler.Halamlar da çorap hediye ettiler ama Berk'i unutmuşlar :( Geleceğinizi düşünmedik dediler! (ulan bir geçen bayram,tatile gittik) Paketler dağıtılıp,kendisine,babasına ve annesine verilmeyince çok ağladı içli içli,sonrasında şeker bombardımanına tutuldu,tüm çoraplar ona verildi.El öptü,para aldı.Gerçi elleri,eliyle tutmadan direkt öpüp,koy başına denilince kendi elini başına koysa da,verilen kağıt paraları paradan saymayıp,üstüne bozuk para da topladı...

4 Kasım 2011 Cuma

bir eşeği takdimimdir...

Sabah arıza modunda uyandı,hafif de ateşli.Süt içti,mısır gevreği yedi...Şurup verdim.Kendine geldi.Bugün okulda tak takıştır günü,bayramı kutlayacaklar.Yarım saatten fazla sürdü ikna etmek, giyinmesi için...En sonunda başardık...Rüşvet verdik itiraf edeyim,daha doğrusu arada kaçıp mutfağa gitti,çikolata yiyecekmiş,tamam dedik,ama sen de bize yardımcı olacaksın.Gurur duyuyorum kendimizle,başardık:P Tamam be,böyle başardık işte.Sabahın köründe arıza bir çocukla,mükemmel bir biçimde başa çıkan ana babayı tebrik eder,biz de böyleyiz der geçerim.

3 Kasım 2011 Perşembe

salaklıklarım...

Efendim, neşem yerine geldi,oğluma öğle arası aldığım vakvuyinli kıyafetlerden mutlu olup,hayaller kurdum.Evet paramla mutlu ediyorum oğlumu:p

öyle bir gün...

Sabah iyi kalktık,günaydııınlarla...Arıza da çıkarmadı,kolay giyindi.Erkenden hazırdık,evde biraz oyalandık bile...

Okula gittik,bir sarıldı babasına...Nasıl içli içli ağlıyor,yaygara yapmadan,arıza modunda değil,ciddi ciddi ağlıyor.Gitme baba,gitme anne,beni bırakmayın,beni de götürün.Nasıl üzüldük anlatamam.Yaygara yapsa,öğretmeni alır elimizden.Ama onlar da kalakaldı.Berk üzgün,Alp de Berk'i gördü,o da sessiz sessiz dudağını bükerek ağlıyor.Kıyamam onun da ilk senesi.Kim onunla ilgilense,bacağına yapışıp ayrılmak istemiyor.Berk ağladı,Alp ağladı.Dağıldık.Sibel öğretmeni hadi kahvaltıya dedi,yok kar etmedi.

2 Kasım 2011 Çarşamba

boncuklu...

Bu post istek üzerine yazılmaya başlanmıştır.Berk'in Kuçe'si,"Allah aşkına bi kere,eniştem ve oğlum için iyi birşey de" dedi,telefonda çemkirerek."Dünyada onları benden çok seven var mı acep" dedim ama buraya yazmıyorum:)

1 Kasım 2011 Salı

müze

Okul ,çocukları artık yaşları uygun!!! diye Latife Hanım Köşkü'ne götürdü.Geçen sene, Berk küçük olduğu için gitmemişti.

Sevgili eşim, doğumgünümde bana Berk'in fotoğraflarını çekeyim diye fotoğraf makinası almıştı,yeterince ! çekmediğimiz için,ben de çekeyim diye.Fotoğraf yedeklemesi için kullandığı zımbırtı artık yetmediğinden yenisini aldı.Bebekliğinde bastırdığımız fotoğraflar (10-15 tane) dışında elimizde basılı fotoğraf yok!