31 Aralık 2011 Cumartesi

"hade be ordan ailesi" mutlu yıllar diler...

Efendim bizim yakın dostlarımız,günlük hayatımızı anlatınca,bize komiksiniz siz derler. Evet ailece, eşim,oğlum ve ben ayrı ayrı ve birarada komiğizdir. sevenler komik diyor, oysa şaşkın, cins, hade be oradan da denilebilir.

Mutlu bir anımızı anlatırken bile gülüyorlar bize, illa biri yada bir olay bizi bulur.

30 Aralık 2011 Cuma

palti günü

Bu sabah, anneeee çişim var denilerek uyandırıldım. Murat'a saati sordum, 07.20 dedi. Zaten kalkma vakti. Evet evet Berk bizden önce uyandı.Bunu şölene dönüştürerek, tekrar yatmasına engel olduk.Ufak bir, ben bunu giymiceeem arızasını kolay atlattık.

Bugün izinliyim ben. Seçilim uyu Nil uyu dedi. Ben biliyordum zaten Berk okula gidecekse nasıl uyurum.Vicdanıma ve tarihe not; parti var okulda, ondan sebep sabahın köründe ben evdeyken , uyanıp, okula gitti çocuğum.Ben de saat 01.00 de parti yerinde olacağım. Randevulaştık oğlumla :)Yarın için birkaç alışverişim olacak. Haa blogcuğum, dün hediye paketlerini koydum ağacın altına,Berk saat sekize kadar sabırla açmadı hiçbirini .Bizim anneanneye, dedeye, babaya hediyelerimiz dedim. Sana da dedi. E alırlar herhalde bişiycik :) Seçil de hediye yolladı oğluma, tanıdık bir paket kağıdı olunca Elit oyuncak paketi, Berk dayanamadı saat sekizde açtı.

27 Aralık 2011 Salı

poooffff

Durumumu anlatmaya başlık bulamadım. Evet tam bir, offf, pofff, tüüü reziiil durumu !

Berk'in okulundan cuma akşamı haftalık raporunda, bizden istenilen kısmında arkadaşı için yılbaşı hediyesi yazıyordu. Çekilişi pazartesi yapacaklarmış, gönlümüzden ne geçerseymiş. Biz aldık hediyemizi teslim ettik.

26 Aralık 2011 Pazartesi

ayazcı çorbacı

Haftasonu ayaz olacak dedi Yeliz. Aman dedim ya, cumartesi pazar tıkılacağız eve.Ne yaparım haftasonu annesi olarak diye düşündüm.

Cumartesi acıktım ben diyerek uyanan sevgili oğlum, saatin 07.30 olduğuna aldırmadı. Haftaiçi o saatte uyansın diye dil döken biz değiliz sanki. Afyonu patlamamış bir anne, kahvaltı hazırlamak zorundadır. En basit kahvaltı omlet, onu hazırladım.

Ayaz olacak, Yeliz dedi. Ne yapsak acaba?  Off annem de yatıyor, şimdi onlara gitsek Berk anane kalk diyecek. Evde oturalım. Murat geç gelmese bari, berbere gitmeleri lazım,inşallah ikna olur. Yılbaşı fotoğrafı çekileceklermiş. Papaz gibi çıkmasın diye balkonda sigaramı zıkkımlanırken içimden geçirdim. İyi de hava günlük güneşlik. Ayaz olacak, Yeliz dedi. Kesin olacak.

23 Aralık 2011 Cuma

dileklerim-mim

Pazartesi Berk'in hastalığı sebebiyle evdeydim. Dolayısıyla takip ettiğim arkadaşları o gün tam olarak takip edemedim.

Bu sabah blog okumaya başladım. Bana gazete okumaktan çok daha iyi geliyor çünkü. Hypo mim yazmış, okudum. Ayla  da mimlemiş onu, dur bakayım Ayla neler istemiş dedim. Aaaa beni de mimlemiş. Teşekkür ederim. Kusura bakma, kayıtsız kalmadım, pazartesi yazmışsın bundan sebep kaçırmışım.

22 Aralık 2011 Perşembe

laaaaay laaaaay loooom

Bazı sabahlar uyandığımda başlıyor,kulağımda bir şarkı. Genelde cuma sabahlarını pek severim, okul yıllarından beri. Hep neşeli şarkılar çalar kulağıma.

O şarkıyı mırıl mırıl gün boyu söylerim. Bu sabah,

"Sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir" çalıyor kulağımda. Çok severim.Sözleri alır,götürür beni. Anılar canlanır. Yok be illa aşk anıları değil ki, ben bir kelimeden çoook çook eskilere gidebilirim.Tuhaf mıyım,bilmem. Birini düşününce de bir şarkı çalar kulağımda bazen. Kimisi kokuyu hatırlar.Haha bir sanatçı var mesela,sanatçı diyorlar ama şarkıcı, küçüktü bi zamanlar:P Onu ne zaman görsem, adı geçse,nedendir bilmem ağzı kokuyor gibi gelir. Bilmiyorum, çocukluğuma inmek lazım yine belki, nedenini bilmiyorum.

21 Aralık 2011 Çarşamba

istanbul

Akşamdan beri bir istek bende.Öyle böyle değil, İstanbulum geldi...
İnanılmaz bir istek. Bir özlem. Bir merak.

Nasıl yapsam ki, aslında "perşembe istanbulu" istiyorum. Sabah gideyim, akşam döneyim.

20 Aralık 2011 Salı

pembe çay,kömür karası sabun

Cumartesi Elif anlattı, nar çiçeği çayı yapıyorum Ege'ye, aktar söyledi, c vitamini deposuymuş, ıhlamur, kuşburnu falan karıştırıyorum,içiyor Ege dedi. İyi dedim, deneyelim, hatta onların aktarından aldık bizde.

Elif'in sunduğu gibi sundum, Berk şimdi sana pembe çay yapacağım. Bekledi merakla. Bir tutam mercanköşk, bir tutam ıhlamur, bir çimdik nar çiçeği...Kaynamış suya demlenmesi için koydum.Bir tatlı kaşığı ama dolu dolu bir tatlı kaşığı bal. Çabuk soğusun diye de üstüne, arıtmadan su. İçti valla

19 Aralık 2011 Pazartesi

nora naro nova

Evet efendim, hastalığımızın adı nora, naro ya da nova...Durmadan isim değiştiriyor ama bizim doktor, bağırsak gribi dedi kendisine. İlacı yokmuş, pis solucan gibi bir şey bağırsağa yapışıyormuş, vücut bu pisliği, ya kusarak ya ishalle atıyormuş.

Berk'in bünyesi zayıf değilmiş, bu sebeple kusarak ve hafif  atlatmış. Ateş de düzeldi bugün. Oğlum, 103 cm olmuş, 15 Kg. Anneannesi kıyamadı oğluna, yarın da okula gitmeyecek.

Bu arada, akşam Murat da kustu. Ama kendisi insan üstü olduğundan ne doktora gider, ne ilaç alır. Annem ona da el attı, yarın doktora gitmezse, gidene kadar arayacak Murat'ı, yapar mı yapar.Doktora sordum, bulaşmış mıdır ? Havadan bile bulaşır, grip gibi dedi. Umarım bulaşmamıştır bizden :(

18 Aralık 2011 Pazar

hastalık

Cuma akşamüstü,içime bir sıkıntı düştü. Murat'ı aradım, iyi misin diye, annemi aradım. İçimden keşke, Berk'in cep telefonu olsa, iyi misin desem diye geçirdim. Gerçi o da bana, benim anneme yaptığım gibi, offf anne iyiyim derdi sanırım. Okulu aramaya çekindim, birşey olsa zaten onlar arıyorlar. 

16 Aralık 2011 Cuma

poşet

Bana göre önemli ama çok da sorun edilecek bir konu değil. Önemi, ben severim poşet  biriktirmeyi, kutuları atmam. Lazım olur :) Murat; "Nil unutuyorum sormayı anneme, çocukken poşet  ile ilgili bir sorun mu yaşadınız, yeter artık,her yer torba,poşet" diyor.

Tansaş, Kipa poşetlerini çöp için biriktiririm. Güzel mağaza poşetlerini ise şu günlerde Berk'in yedeklerini okula göndermek için, benim diyet yemeklerimi işe taşımak için.

En büyük poşetleri ise, diğer küçüklü büyüklü poşetlerimi saklamak için. Bu büyük poşetler için ise, kutu biriktiririm. Aldığım hiçbirşeyin kutusunu atmam.

15 Aralık 2011 Perşembe

berk'e (2)

Oğlum ;

Bugün kuzenimin annesinin yani yengemin beyin kanaması geçirdiğini öğrendim. Duruma çok üzüldüm. Yeşim Teyzen, tek çocuk olunca hiçbir şeye yetişemiyorsun dedi. Yine içim içimi yedi.

Zaten sana bazen bakınca, ağlamak geliyor içimden. Hep dua ediyorum, sağlıkla başında olalım. Büyüdüğünü, mezuniyetini, evlendiğini hatta varsa şansımız torunumuzu görebilelim.

14 Aralık 2011 Çarşamba

tubalet...

Efendim, dün inşallah son kez usta geldi, banyomuzun alttaki komşumuzun banyo tavanını ıslatmasını sonlandırmaya. Banyonun içine eden usta, 10 gün böyle kalacağını da bildirip,mutlu mesut ayrılmış evden.

Eve geldik, bir baktık holde Berk'in taburesi, benim oğlum benim gibi, bir şeyin yeri değiştiğinde huzursuz oluyor, babası gibi değil, babasına göre bir şeyin yeri diye bir şey yok. Neyse, bir girdik banyoya amaniiiin. Banyo dolabında duran misafir havlularım, günlük havlularım dolaptan çıkarılıp, Berk'in banyo küvetine yerleştirilmiş. Eminim sevgili usta, temiz! elleriyle taşıdı onları, hepsini yıkayacağım offf. Bir baktık, yerde 3 delik, tesisat görünüyor. Berk hemen çıktı banyodan. Ellerini bile diğer küçük tuvalettin lavabosunda yıkadık.Akşam uyumadan önce, çişimi yapmam da yapmam ! Sevmedi yeni halini banyonun. Zor ikna ettim, üstün başarılı bir anneye uygun şekilde; rüşvetle!

13 Aralık 2011 Salı

ay baba...



Ağaçı süsledik, süsledim yani. Ağacın önüne koymak için Noel baba figürlü çorap koydum.Bence çorap değil o, çizme ama çorap diyorlar. Berk'e sordum, kim bu ?

Ay baba...Güldük. Ama ben çocukluğuma gittim. Zaten hayatı,  oğlum doğduğundan beri, filmlerde olur ya hani, eskiye dönerken,görüntü bulanıklaşır, öyle yaşıyorum.

12 Aralık 2011 Pazartesi

yaş 39,haftasonu...

Dün 38 yaşımın son günüydü...39'a merhaba dedim sabah..Eee bişey değişmedi ki, aynıyım :)

Alış veriş dolu bir haftasonu geçirdik. Güzel, aksiyon dolu ve tam bize yakışır şekilde arıza ve delice...

Cuma akşamı Berk'i okuldan annemler aldılar, Murat da beni işyerimden aldı. Yılbaşı ağacı almaya Kipa'ya gittik. Ağaçı almak kolay oldu. Murat kararlıydı. En fazla 150 cm. Hissetti tabi, boyumdan büyük istediğimi. Neyse, süsleri almak çok zordu. Süsleri yapan firmayı nette aradım bugün şikayet yazmak için,ortada yok böyle firma. Esefle kınıyorum; ulen kırmızı süslerin hepsine sarı yaldız,sarı ip koymuşlar. Gri sim koy, alla alla. Tabi ki, almadım. Ama uzun sürdü alış veriş. Murat da "Allahım yarattın, takip et " bakışlarıyla dahil oldu, süs seçmeme.

Bu arada oğlumuzu aradık, anneannede kalacakmış, mutluymuş, gelmeyin talimatını verdi. Arada yemek yedik, Şirinlerin dvdsi çıkmış, heyecanla aldık. Yapı olarak , tencere kapak olduğumuzdan kendimize film almak aklımıza gelmedi. Yahu oğlan anneannede, saat daha sekiz, al bi film, ya da ne alıyorsun, gir sinemaya. Yok. Oradan metroya gittik. Süslerin devamını almak için. Oradaki süslerde de ip koymamışlar. Az alabildim süsü yani... Gerçi Murat,  ağaç 150 cm Nil, abartmasan dedi durdu.

9 Aralık 2011 Cuma

benim arkadaşım...


Bunu benim arkadaşım yaptı...Şimdi bakarsın kendisine, koca koca gülen gözler, ufak tefek, dünya tatlısı bir kadın. Hani bana sorsan, ben onu alır salonuma oturturum, gitmesin bir yere diye. Kimi insan vardır hep yanında olsun istersin, özdür, candır, doğru söyleyendir, gerçek dosttur. Arayandır, sorandır. Kardeşim, dünyadaki en mikemmel burçta doğan Ege'min, annesidir, hemşerimdir. Yeteneklidir, akıllıdır. Her konuda konuşursun, akıl verendir,seni,  derdini dinleyendir, ki dinleyeni bulmak çok zordur, hele kadın cinsinden. Dedim ya dosttur.Arkadaş,bakıyorum bakıyorum, Vay be! diyorum. Yapabilen, abarttığımı düşünebilir, düşünsün, abartmıyorum, hatta beğenimi, hayranlığımı az bile aktarabildiğimi düşünüyorum. Şöyle düşünmek lazım beni; haşere mi, haroşa mı, neyse onu bile yapamayan bir kişilik olarak . Onu bile derken, bana hep " sen de haroşa ör" denmiştir. (doğru mu yazdım, bilmiyorum ) Yapamadım ama,  ben el becerisi olan herkese hayranım arkadaş.  

6 Aralık 2011 Salı

mimlendim...mimlerim


Kural1; Ödülü veren kişiye teşekkür ediyoruz ve bloğun linkini veriyoruz.

Efendim, ödülün ne olduğu konusunda en ufak bir fikrim yok. Ama bir karşıyaka :) ziyaretinde verir herhalde ödülümü, beni kanki ilan eden, harbiden de kanki olduğumuz sevgili hemşerim ; babayımben... 

banyo

Kaç zamandır anlatacağım, ayrıkotum banyo olayını sevmiyor ya, dalgamı geçiyorum ama bir seferinde itiraf ettiydim, ben yazayım sen oku dedim. Dün akşam saçlarımın ahenkle her biri başka yöne bakan dansından sonra, aklıma geldi.

Ben Nil, banyo yapmaktan nefret ediyorum!

5 Aralık 2011 Pazartesi

annelelee bağılılmaz

Efendim, pek bir güzeldi haftasonu. Cumartesi kavitasyona gittim, iki hafta aradan sonra, bir buçuk yazıyla, 1,5 kg rakamla vermişim. Demek ki neymiş,bunca ay boşuna aç yaşamışım :) İki hafta misafirlerimle yedim içtim, kilo almışımdır derken, vermişim. Üstelik kahve de içtim boool boool .Kavitasyondan annemlere döndüm. Çok mutluydum, annem daha mutlu!! bir haber verdi; karşılıklı nefret ettiğimiz, annemin akrabası gelmiş. Annem bayılıyor kendisine, o şey de annemi seviyor. Ama kendisinin hatası bana büyük, affetmiyorum, manyak kişilik olduğu halde, bir de üste çıkıyor. Anneannemin hastalığında anneme gelip, onca suçunun üstüne ,bir de  elimi havada bıraktı, hoşgeldin bile dediydim. O günden beri azılı düşmanım kendisine. Bana hatasını burada anlatmıyorum ama ben haklıyım o ka ! Anneme özel tembihim var, asla Berk'i görmeyecek. Görmüş!!!! Annemle ciddi tartıştık. İstemiyorum görüşmelerini. Geri çağırsaydı beni.  Neyse bağrıştık, ben oğlumu aldım, eve gittim.

2 Aralık 2011 Cuma

berk'e...

Her sabah; en az yarım saat yataktan kalkman için dil döküyoruz. Yalvararak, evet yalvararak üstünü giydiriyoruz. Rica, minnet burnuna sprey sıkıyoruz. Bu da en az 10-15 dakika sürüyor.

Her akşam; en az yarım saat uykuya geçmen için dil döküyoruz.Yalvararak burnuna sprey sıkıyoruz.Sen bebekken, burnuna sprey sıkarken, gık demezdin. "Site vel, site vel " diye, streimarı isterdin. Çocuğuna orantısız güç kullanmak zorunda kalanları anlamazdım. Doktor spreyi sıkma yöntemini, ellerini başının üstünde çapraz hale getirip, küçücük ellerini, tek eliyle tutup, uygulamalı gösterdiydi. İçim ezilmişti. Asla uygulamadım. Sana rica ettim hep.  Ama son iki aydır, ızdırap çektiriyorsun. Hayıl hayıl hayıl !!

1 Aralık 2011 Perşembe

izdivaç


Sinir olmamak elde değil...Yeni nesil bir alem,haa yeni nesil ne yapsın? Televizyonlarda, bangır bangır izdivaç programları.Evlenmek için ortaya konulan şartlara çok şaşırıyorum.Ben Allahıma bin şükür,anca hastaysam,malesef iznime denk geldiyse,cık cık cık diyerek izliyorum memleketimden manzaraları.Ha tabi izlerken kalite aradığımdan,Okan'ı izlerken tanıdım bu karakterleri...Medya arkasında...Ben onları tv karakteri sanırken,meğer içimizde de yaşarlarmış...Yakınımda hiç evlenmemiş bir arkadaşım," valla evi falan olmazsa aşık bile olmam" dedi...Gerçi dünya iyisidir normalde, ama benim kızmam için yeter de artar bile...

belki de sıra bende




Dün öğlene yakın saatlerdi..Bahçede sigara içerken,aniden koluma kuş pisledi.Heyyyoooo oldum,yırttık abicim.İşte artık sıra bende.Hayatımda ilk kez kuş pisledi,bu bir işaret!Hemen hayaller kurdum,bilet alacağım.Yok sayısal loto,alla alla şans topu mu oynasam? İki tane ev alayım,biri Berk'e ...Yok üç tane alayım,birini kiraya veririm.Birini Berk'e saklayayım.Aa neden,yok onu da kiraya vereyim,gelen kız beğenmez illa bizim evi,satarlar.Dur evlilik sözleşmesi de yaparız.Üç tane döneri var Berk'in kafasında üç kez evlenecekmiş.Sorun yaşanmasın.

30 Kasım 2011 Çarşamba

çiki manki...

Dün akşam veli toplantısı vardı.Çok eğlendik.6 yaş grubu dahil aynı odadaydık.Hepimize söz verildiği için,kendi yaşıtlarıyla çok benzer tepkilerini ve ileride olabilecekleri öğrenmek ve yanlışlarımızın bir kez daha ortaya çıkması yine de eğlenceliydi.Hepsinin öğretmenleri güldüren anılarını dinledik.Üç aylık ne yaptılar dosyamızı aldık,mutlu mutlu döndük.Evde ise dosyayı incelerken,Berk'e sorular sorulmuş resim yaparken,yemek yerken cevaplar vermiş onları okumak bana keyif verdi ve öğretmeni genel rapora Berk için,paylaşmayı seven,sorumluluk alabilen bir çocuk yazmış.Budur abicim,yırttık,babasına benzemiyecek :) 2007 li bir çocuğa,bana abi diyeceksin deyip,meyva saatinde ona meyvasını yediriyormuş.Kardeş zamanı mı geldi bunun ne ki :P

29 Kasım 2011 Salı

annemi seviyolum...

N: Murat doğalgaz için konuştun mu? Akmıyormuş banyo
M: Nasıl akmıyormuş? Adamla karşılaştım ay sonu tamirci gelecek
N: Nasıl ya? Kadın bana akmıyor dedi.Nah yapılır bu sene doğalgaz
M:Adam da akıyor dedi.Ne alakası var,belki az iş yapılacak,doğalgaz da olur
N:Of yaa banyo yıkılırsa,çamaşır bile yıkanmaz evde
M:Offfff Nil ya dert edin senB:koşarak...Ben annemi çok seviyolum

28 Kasım 2011 Pazartesi

umutlu mutlu haftasonu...

Çok güzeldi haftasonu...Emeği geçen,yalnız bırakmayan tüm dostlarımı öpüyorum.Çok önceden verilmiş bir söz yerine getirildi.Uçak bileti üç ay önce falan alınmıştı.Aynen ilk plandaki gibi bizde buluşuldu.Tabi cuma akşamı bulaşık makinam bozuldu,olmasa bir halt olmaz illa ki.Ama mutfağımda sesli sesli Allah ile konuşup,neden diye sorsam da,bozulanın makina değil arkadaki priz olduğunu; Elif'in getirdiği pastayı çocuklarım üflerken ve ben bu sahneyi göremezken,öğrendim.Allah aslında bizi korumuş..Makina kendini garantiye almış,gözünü sevdiğim saymınsı:) Şükür ettim tabi...

25 Kasım 2011 Cuma

anne nazarı...

Ne tufatır bu iş ya...Derlerdi aman dikkat et,en çok annenin nazarı değer.Ben gıcık olurdum,benden daha seveni var mı ki,ben kötü gözle bakmıyorum ki,niye nazarım değsin.

Zaten bu nazar meselesine ayrıca kılım.Derler ya mavi gözlülerin nazarı değer,ilk diyeni bulup,evire çevire dövmek istiyorum.Ortaokuldaydım,en yakın arkadaşımla yolda giderken,pusetinde bir bebek gördük.Sevmek istedik,anneannesi veya babaannesi,sen çekil senin nazarın değer dedi bana.Gözlerimi mavi sandı.Mavi olsa kaç yazardı ki? O kadar üzüldüm o kadar üzüldüm ki,çok ağladım.Annem gıyabında kadına neler söyledi.Ahı da tutar valla...

24 Kasım 2011 Perşembe

"cumhurbaşkanına sorabilmek"

Arkadaşım Banu blogunda yazmış.Şu iki gün içerisinde ne kadar çok kişi yardımcı olabilirsek,belki sesimizi duyurabiliriz...

http://somalide3acturk.blogspot.com/2011/11/cumhurbaskanina-sorabilmek.html

Olayın tamamını da aynı blogdan öğrenebilirsiniz...

kıvanç...

Dün akşam Berk'in her türlü engeline rağmen izledim ...İyi ki de izlemişim,dün muhteşemi izlediğini sananlar, MUHTEŞEM birşey kaçırdılar...

Allah övmüş de yaratmış derler ya,onun için söylemişler.Harbiden vay vay vay ,be kardeşim.

Boy onda,pos onda,yetenek onda,bir de ses onda be ...

Dün sazı eline aldı...O sahnede kimse oynamadı bence,herkes gerçekten ağladı.Ya da anca bu kadar güzel sergilenir o sahne...Saçlarını yol getir dedi...

Tabi efendim ben ağlamaz mıyım,şarkıyı Kuzey olarak söyledi yani Kuzey'in yaşadıklarını hissettirerek  ama Kıvanç dün akşam her karede döktürdü, muhteşemdi...Dizi bitti çakıldım ekrana,tek düşündüğüm,annesi olmak...Helal olsun annesine,çocuğundaki parıltıyı görüp fotoğrafını yollamış ajansa..Ve herşey öyle başlamış.Kuzguna yavrusu lafı vardır ,bu durumla alakası bile   yok ,bu çocuğu görmemek kör olmak demek,valla helal olsun annesine, bu arada adını da bilerek koymuş sanki; harbiden Kıvanç onun için.Allah hepimize çocuklarımızla gurur duyabilmeyi nasip etsin.

23 Kasım 2011 Çarşamba

bedelli...

Yazmış yine hemşerim...Yılmaz Özdil'e bayılıyorum,bayılıyorum.

Bana gelince; bu olay iki dudağın hadi karşındaki kişiyle dört dudağın arasında.İsterlerse çözülecek,savaş bile olmayan oyuna, oğlumu kendi ellerimle göndermek istemiyorum.Öyle kolay kolay bu konuda ,vatan sağolsun diyebilecek değilim...Eğer, oğlumun askere gideceği dönemde,bedelli devam ederse ve isterse ne yapmam gerekirse yaparım.Ama haksızlığa karşıyım ben.Eminim, Murat'ın ve benim yetiştirdiğimiz Berk,askere gidecektir.Haksızlık yapan tarafta olmaz benim oğlum.Ama hayat işte,o günler ne getirecek bilmiyorum...

22 Kasım 2011 Salı

başka bir dil...

Dün akşam blogları okurken,"babayım ben" in karagöz ve hacivata yaptığı güncel yaklaşıma çok güldüm.Bahsettiği her karekteri ve oyuncağı tanıyordum.Seneler önce Yağmur küçücükken,ona oyuncak almakta zorlanırdım.Başka bir dilden konuşuyorlardı Nihal ile...Ah ah tek kanallı tvler zamanı ne ka güzeldi.Biz çocukken 3-4 yaş değil ama,ilkokuldaydım evimize renkli televizyon geldiğinde.Ya da inanılmaz sallıyor olabilirim.Heidi vardı,şeker kız vardı ama onların oyuncakları yoktu.Pembe panterin oyuncağı vardı,dur bak hatırladım,Heidi'nin de vardı.Ama kardeşim,her izlediğimizin oyuncağı yoktu.

21 Kasım 2011 Pazartesi

oğlumun aşkları...

Uzun zamandır aşık Hülya'ya...Hülya benim arkadaşım ama Berk Tuna'yı sormaz,Ülya'yı sorar.Yeden gelmedi diye de sorar...Bu arada pipisine de aşık sanırım...Normalmiş,net,kitaplar ve bilenler öyle diyor.Hülya,Berk'e vakvuyinli külotlar almıştı...O vakit,Berk için vakvuyin çok da önemli değildi.Pek ilgilenmediydi.Ne zaman filmi izledik,evimizin baştacı oldu.Hatta pipisinin...

18 Kasım 2011 Cuma

hay bin horoz!

Az önce,zıkkımlanmaya çıktım bahçeye.Yine o adi horoz! Taktı bana yaa,38 yaşında bir kadın,ciyak ciyak horozdan kaçıyorum,kovalıyor şerefsiz.Hemen güvenlik görevlisini aradım,al bunu diye..O da bir alem,horozlarını tavuklarını getirdi,girişteki tel örgülü alanda bakıyor.Bin kez söyledik,çıkarma biz varken...

"babayım ben"

Dün öğleden sonra ve akşam pek güldüm,kafam dağıldı..Aslında normal ben,Yeliz ile konuştuktan sonra,panik halinde doktoru arıyor olmalıydım.Ateş ve karın ağrısı üzerine,arkadaşımı rahatlatmak amacıyla aradım...Berk ateşlenince biz panik olduğumuzdan,kalnım ağlıyo,sıltım ağlıyo der, anca,doktor bizi azarlayınca,yiyor bizi denyo kıvamına gelmiştik.Bunu anlatayım dedim,daha ateşlenince karnım ağrıyor diyor dediğim an,Yeliz anemiden,genetik oluşundan,gen tarama testinden bahsetti ve ailede var mı dedi.O an kalbim çok hızlı atmaya başladı,babam! Annem demişti zaten,ki anında aradım,yine dedi,bin kez söyledim,bende yok dedin,doktor söyledi hepinizin bu testi yaptırması lazım,genetikmiş.Serdar da dinlemedi beni,diyerek telefonu hiç kapatmayacaktı,konuyu nasıl sigaraya getirdi de ben hadeee dedim,kaçtım...Ahmet Bey'i arayacaktım,o sırada ekranda blog açıktı...İzleyeci sayısına biri eklenmiş,kim acaba diye baktım...Aaa bir baba! Bir heyecan yaptım,blogunu okumaya başladım.Akşam saat 10 oldu,ben hala okuyorum...Bazı postları iki kez okudum...Evde,acil yemek hazırlayıp,vakvuyini açıp,Berk'i oyaladım.Ama kahkaha atıyorum,okurken...Yeden gülüyorsun diyor,mater'a diyorum...Maytır yok ki diyor..Bu sefer Berk de gülsün diye,boğuşuyoruz.Bir güldüm,bir güldürdüm...

17 Kasım 2011 Perşembe

çarşamba...

Kendimi anlamaya çalışıyorum.Şu sıralar kitapla işim yok mesela..Çünkü beş kitabı,birinin "son "yazısını okuyup,diğerini başlayarak okuduğumdan, ara verdim.Dönemlerim vardır böyle...Öyle her diziyi izlemem,ama özellikle kaçırmadıklarım var.O gece program yapmam,o gece Berk ile Murat ilgilenmek zorundadır.Mesela geçen sene pazartesi akşamları,hay ben bu kadınla niye evlendim dedirtecek kadar  çığlık çığlığa saat kaç oldu nerdesin Ezel başlayacak,hadii diye söylenmelerime ses çıkarmazdı.Bu sene de Kuzey-Güney...Sezon başı ben de el sıkıştım, anlaştım,Murat ile.Ne yaparsan yap,Çarşamba benim.

15 Kasım 2011 Salı

hayat paylaşınca güzel...

Bugün çok üzüldüm...Sevdiğim genç bir adamın,gözle görünen,aslında gerçek bahanelerle şirketten ayrılmasına...Bahane edilenler gerçekti ama başkalarının oyunu da vardı malesef.Ben bu genç adamı, ilk serviste yanına oturunca tanıdım geçen sene...Uyuyordu sabahın köründe,uyurken de oturuşuna hakim olamıyordu.Kızdım,gençlik işte,saygısızlar diyerek.Sonra uyanıkken öğle tatilinde tanıştık,sevdim o kocaman kocaman bakan, ışık saçan gözlerini.O gün geçirdim içimden,ne kadar temiz yüzlü,oğlum da böyle olsun diye...Kıyamadım,sevdim ya,uyusun rahat rahat serviste,ben rahatsız olmam,kıyamam ona ben.

14 Kasım 2011 Pazartesi

tatil bitti...

Çok güzel geçti dokuz gün.Bacağımdan ayrılmadı,bir nefes aldırmadı ama uyumlu ve güzeldi.Aşk yaşadık.Sabah olay çıkarmadı,akşama al beni dedi.Canım benim.

10 Kasım 2011 Perşembe

kakalıolu...hülaldada ankalalı

Bir bayram daha bitti...İşyerim, perşembe ve cumayı da birleştirince,okula gitmedi Berk bugün.Yarın da arkadaşı Tuna gelecek,oyuncaklarımızı paylaşacakmışız söz verdi.Bu bayramdan bana kalan; çocuğuna umut verme! Ailemde,babaannemlerde adettir,babaannem tüm aile bireylerine çorap hediye eder.Ben de Berk'e,anlattım,el öpeceksin sana çorap verecekler.Halamlar da çorap hediye ettiler ama Berk'i unutmuşlar :( Geleceğinizi düşünmedik dediler! (ulan bir geçen bayram,tatile gittik) Paketler dağıtılıp,kendisine,babasına ve annesine verilmeyince çok ağladı içli içli,sonrasında şeker bombardımanına tutuldu,tüm çoraplar ona verildi.El öptü,para aldı.Gerçi elleri,eliyle tutmadan direkt öpüp,koy başına denilince kendi elini başına koysa da,verilen kağıt paraları paradan saymayıp,üstüne bozuk para da topladı...

4 Kasım 2011 Cuma

bir eşeği takdimimdir...

Sabah arıza modunda uyandı,hafif de ateşli.Süt içti,mısır gevreği yedi...Şurup verdim.Kendine geldi.Bugün okulda tak takıştır günü,bayramı kutlayacaklar.Yarım saatten fazla sürdü ikna etmek, giyinmesi için...En sonunda başardık...Rüşvet verdik itiraf edeyim,daha doğrusu arada kaçıp mutfağa gitti,çikolata yiyecekmiş,tamam dedik,ama sen de bize yardımcı olacaksın.Gurur duyuyorum kendimizle,başardık:P Tamam be,böyle başardık işte.Sabahın köründe arıza bir çocukla,mükemmel bir biçimde başa çıkan ana babayı tebrik eder,biz de böyleyiz der geçerim.

3 Kasım 2011 Perşembe

salaklıklarım...

Efendim, neşem yerine geldi,oğluma öğle arası aldığım vakvuyinli kıyafetlerden mutlu olup,hayaller kurdum.Evet paramla mutlu ediyorum oğlumu:p

öyle bir gün...

Sabah iyi kalktık,günaydııınlarla...Arıza da çıkarmadı,kolay giyindi.Erkenden hazırdık,evde biraz oyalandık bile...

Okula gittik,bir sarıldı babasına...Nasıl içli içli ağlıyor,yaygara yapmadan,arıza modunda değil,ciddi ciddi ağlıyor.Gitme baba,gitme anne,beni bırakmayın,beni de götürün.Nasıl üzüldük anlatamam.Yaygara yapsa,öğretmeni alır elimizden.Ama onlar da kalakaldı.Berk üzgün,Alp de Berk'i gördü,o da sessiz sessiz dudağını bükerek ağlıyor.Kıyamam onun da ilk senesi.Kim onunla ilgilense,bacağına yapışıp ayrılmak istemiyor.Berk ağladı,Alp ağladı.Dağıldık.Sibel öğretmeni hadi kahvaltıya dedi,yok kar etmedi.

2 Kasım 2011 Çarşamba

boncuklu...

Bu post istek üzerine yazılmaya başlanmıştır.Berk'in Kuçe'si,"Allah aşkına bi kere,eniştem ve oğlum için iyi birşey de" dedi,telefonda çemkirerek."Dünyada onları benden çok seven var mı acep" dedim ama buraya yazmıyorum:)

1 Kasım 2011 Salı

müze

Okul ,çocukları artık yaşları uygun!!! diye Latife Hanım Köşkü'ne götürdü.Geçen sene, Berk küçük olduğu için gitmemişti.

Sevgili eşim, doğumgünümde bana Berk'in fotoğraflarını çekeyim diye fotoğraf makinası almıştı,yeterince ! çekmediğimiz için,ben de çekeyim diye.Fotoğraf yedeklemesi için kullandığı zımbırtı artık yetmediğinden yenisini aldı.Bebekliğinde bastırdığımız fotoğraflar (10-15 tane) dışında elimizde basılı fotoğraf yok!

31 Ekim 2011 Pazartesi

salyaço selal çükül...

Beni şaşırta şaşırta büyüyorsun...Bazen karşımda kocaaaman minik bir adam...Bazen bebek daha...
Kelime haznen gelişti.Sürekli konuştuğun halde nasıl kayıttasın anlaşılır gibi değil...

29 Ekim 2011 Cumartesi

Atatürk çocukları...

İki hafta oldu,taktı..Ne desek sevmiyorum dedi.Okulda ve evde yoğun çalışmalar mı sebep? İçimize dert oldu,2 yaşında, Atatürk'ün fotoğrafını görüp,Akaatülkk diye sevinçle bağırıp,bizi duygulandıran çocuk nerdeydi?Ama bugün Yeliz teyzesi Arca'mın videosunu koymuş,en sevdiğim çorba;günümün çorbasına...

27 Ekim 2011 Perşembe

son nokta...

Gülçin, akşamı merak ediyorum asıl dedi.Berk'i okuldan almaya gittim.gayet sıcak karşıladı,öpüştük falan.Servisi beklerken,

N: Anneciğim,verdin mi Ahmet kağan'ın oyuncaklarını,özür diledin mi?
B: Yerim Aymet Kağan'ı dedi ve içeri gitti...
N:.......................
N:ne dedi ne dedi o Işıl?
I:yaa Oğuz'dan öğrendi,(11 yaşında servisten yeni idolü)

Ulan Berk,

Argo konuşmana deli oluyorum denyo...Her öğrendiğini satmasana be,anında kapmasana be..Ben nasıl kasıyorum senin yanında konuşurken.Off ya off...

Bir de en kötüsü,normalde kahkaha atmak geliyor içimden ama öyleee kalıyorum.Murat'a anlatırken adamcağız dudaklarını ısırdı.Gülmemek lazım,hiç kolay değil!

berk efendi...

Dün sana hayatımın anlamısın dedim.Sana özlemle,okula geldim.Öğretmenin,"Nil hanım,bunlar Berk'in mi?" diye sordu.O kadar emin bir şekilde ,evet dedim.Vakvuyin,maytır,yuci..."Tamam,biliyorum aynısı Berk'de de var ama Ahmet Kağan kendisinin olduğunu söylüyor,çok ağladı,kenara çekilmek zorunda kaldı"

26 Ekim 2011 Çarşamba

hayatımın anlamı...

Olanları,insanlığı anlamaya çalışıyorum...Berk yatınca,haberlere bakıyorum akşam.Bazen o tv izlerken,nete bakıp,gözyaşlarıma engel olamıyorum tam o anda Berk birşeyler yapıyor,söylüyor kahkaha atıyorum,sonra ah ben gülüyorum,orada göçük altında belki oğlum yaşında deyip,yine kahroluyorum...

Üzgünüm çok üzgünüm ama bir o kadar  da kızgınım,yetersizlere,adaletsizlere,yönetemeyenlere,çıkarcılara...Off off...

Oğlum anlamıyor, bu kadın neden ağlıyor.Bıraktım akşamları o uyanıkken    haberlere bakmayı... 

25 Ekim 2011 Salı

öyle işte...

Öyle günlerdeyiz ki oğlum,her acımızla dalga geçen insacıklar var...

Ben sen okuyasın diye yazıyorum.Umarım ileride bunları okurken,sen "ah hep aynı" demezsin,"neler yaşanmış" dersin.Hala umutlu olmak istiyorum...

24 Ekim 2011 Pazartesi

van...

Herşey üst üste memleketimde...Allah yardımcıları olsun...

Erzak yardımı gönderemeyenler;

AKUT yazip 2930'a, VAN yazip IHH icin 3072'ye, bos mesaj ile Kizilay icin 2868'e yollayarak 5 TL yardimda bulunabiliriz.

Yurtiçi kargo,resmi olarak duyurdu,ücretsiz kargo yolluyor.

Yeliz de yazmış,daha da bilgi aldıkça yardım için paylaşmak gerekli.

Nurturia'da okudum,arkadaşım,ilk anda yardım yağıyor ama sürekli yardım gerekmekte diyor.

Dışarısı buz gibi şimdi...Of ya offfff

Not: İzmir Büyükşehir Belediyesi Van'a göndermek istediğiniz eşyalarınızı evinizden gelip alıyor. Telefonu; 232 425 35 10 Afet koor.

vakvuyin sen bizim herşeyimizsin

Ne güzelsin vakvuyin,kurtarıcımsın.İyi ki, binyüzbeşmilyon kere izledik seni.Repliklerini ezberledik.Her seferinde ben de ilgiyle izliyorum,izlettiriliyorum!

Bir de,heryerde varsın.Evde olay oluyorsun,sen külodun üstünde yoksan,pijamanın üstünde,hatta bornoz,giyilmez.Sürekli tamam alacağım sözleriyle arıza gideriliyor.Hatta sen de giy önerileriyle,aklımda güzel bir fikirsin.Maytır (matıldan terfi ettin) ve yucii ile bölünmez,ayrılmaz bir bütünsün.Arabada hiç yapmadığı şeyi yapmak isteyip,"öne geççemm senin yanına" dediğinde,"ama vakvuyin trafik kurallarına uymadığında,nasıl ceza aldı" denilerek,durum yatıştırılır.

19 Ekim 2011 Çarşamba

şehit olmak...

Çocukken,ilkokulda,okul hayatımızda "şehit olmak" ne büyük,ne şerefli bir mertebeydi benim için.Vatan aşkı ile büyüdük,kayıtsız şartsız önce vatan...

Sonra büyüdük,bazı kitaplar okudum,fikirler gelişti bende,benim fikirlerim,fikirlerini,yolunu beğendiğim kişilerin fikirleri... Tercihlerim...Dayatılan değil,kendi mantığımla seçtiğim...Yine okuyarak öğrendiğim.Yaşayarak bildiğim...

18 Ekim 2011 Salı

tuttuuuu fıllattııı kabimii

Ne şarkıymış yahu,daha kim söylüyor onu bile bilmiyorum.Bizim servisin yani okul servisinin bir numarası...

Radyoda çalmasın, hemen hepsi eşlik ediyor.Bizim Berk ağır abidir,serviste.Çatar kaşları sessiz sessiz oturur,eğer Işıl ona gaz verirse,şarkı da söyler ,sus dersin susmaz.Tabiyki etüd öğrencileri dalga geçer oğlumla.Bende de anlaşılamayan bir sebeple,oğlumla dalga geçeni mimleme durumu var,Allah ıslah etsin.

17 Ekim 2011 Pazartesi

uleyn, poyis yoksa kult mu?

Perşembe sabahı yataktan kalkamadım.Sözde grip aşısı da oldum,olmasam herhalde acile gidecektik.Sabahleyin benim yattığımı görmedi Berk,kapıda ayakkabılarını giyerken ben öksürdüm.

B: o da ne ölee
M: annen öksürüyor,çok hasta
B:beykle ben onu yahatsız edecem
M:Berk annen hasta,rahatsız etmeyelim
B:Ben onu doktola götülcem

12 Ekim 2011 Çarşamba

ucuz yırttık abicim...

Şu günlerde çokça; abicim diyor.Okuldan öğrendi.Dün yeni bir kelime öğrenmiş;hedi be...Yerinde de kullanıyor ,hadi be değil ama hedi bee diyor.

Asansör hikayelerimizden sitcom olur abicim valla bak:) Dün asansöre bindik,bizimle birlikte aydınlık yüzlü,gülen gözlü,hoş bir hanım da bindi.Üzerinde çok şık pardesösü ve pembeli morlu türbanı.Selamlaştık.O an farkettim,Berk dikkatle türbana bakıyor.Hanımefendi de ki bu kelimeyi sonuna kadar hak ediyor,gülen gözleriyle Berk'e bakıyor.İçimden mıçtık dedim,sormasın lütfen sormasın.Sordu...

11 Ekim 2011 Salı

berk'ten seçmeler (eylül 2011)

02.09.2011
Dedi

 Berk'in şaşırtan dialogları:
 N:bunun adı neydi Berk ?(mater i soruyorum).
 B:şimşek vakvuyinin kankisi. *. Boyama kitabında harflerden yapistirmalar var  
 N:bak bu B Berk'in b si.
 B: babanın da besi bu di mi annesi?

berk'ten seçmeler (ağustos 2011)

02.08.2011
Dedi

telimi kontol et,haysta etme beni (terlersem hasta olurum)

diyanaldan tostos kurbak alalım annesi (d&r'dan kitap alacak,okuduğu (uydurduğu) kitabın arkasından yeni kitap seçiyor)

sabahın beşinde,anneee ateşime bakal mısın?
(gerçekten ateşlendi)

Öğretmeni sirkeli su yaparken,kıpırdamadan durabilir misin demiş, Berk de alıştım Işıl,durabilirim demiş.

berk'ten seçmeler (temmuz 2011)

05.07.2011
Dedi

N:bozuk paran var mı hayatım
M:yok yanımda
N:iyi boşver

eve girdik.koşarak odasına gitti Berk kumbarasını getirdi bana

B:anne al bunlalı bak bisüyü boyzuk para
N:anneeeemm kıyamam, param var benim anneciğim,bunlar burada dursun,çok olsun tamam mı?
B:bop alcaz bana di mi annesi
N:evet anneciğim.
B:bana birr paya veysene

berk'ten seçmeler (haziran 2011)

01.06.2011
Dedi

Yatağı geldi,odayı düzenlemeye çalışıyorum.
B:yapıyoysun anne?
N:bak yeni yatağın
B:benim mi?
N:evet anneciğim
B:zıplayayayım mı?
N:eveeet....
B:çıkamadım

yüksek geldi ama becerdi.o yatakta zıplarken ben şifonyerin ve rafların yerini değiştirmeye çalışıyorum

B:yereye bakıyosun?
N:bu dolabı oraya koyacağım
B:omazz.bu büyyük,orası küççük sığmaz

şaşırdım kaldım büyük adam gibi cevap verdi bana.

B:babam yapsın

berk'ten seçmeler (mayıs 2011)

02.05.2011
Dedi

eve duş kabini ölçüsü almaya gelen ve abla ev sahibinin adı nedir diye soran cinsiyet ayrımcısı çocuğa

B:Muyat kınaycı dedi.
CAÇ:adres nedir? (ayrı bir cins geldiği evin adresini soruyor)
N:6182 dedim
B:atıbiy dedi sustu.Anneye sor dedi

koptuk:)

berk'ten seçmeler (nisan 2011)

03.04.2011
Dedi

annesiiii kalk,sabah oduuu.uyan


---

03.04.2011
Dedi

kayanlık oldu.olmassın.uykum gemedi


---

03.04.2011
Dedi

kapbumba...
kapbumba deyil,kımızı kulbaaaa
(yeşil dinozor resmi görünce)



berk'ten seçmeler (mart 2011)

---01.03.2011
Yaptı

B:ben çobaa yemicem,çeker al
N:hayır,bu çorba yenilecek (resmen karışım etsuyuna tarhana yıldız şehriyeli ,şehriyeyi fazla koyunca makarnamsı falan)
B:duydun mu yemicem.kucama al
N:anneciğim ben o kadar uğraştım bu çorba yenilecek
B:şaaaak diye burnumla dudağım arasına patlattı.
N:kucağımdan indirdim.Git buradan seni gözüm görmesin
B:anne beni gözün gösün
N:Berk çekil git,sana kaç kez vurma dedim.Canım yandı.git konuşmuyorum senle
B:anne tamam bak otudum
N:ister otur,ister şeker ye,ister çorba ye umrumda değilsim
B:ummunda deyil deyil
N:...........
B:anne bak çeker yedim
N:konuşmuyorum seninle
B:bak çoba yiyom.bu çoba deyil makana
B:bak bittiiiii.afeyin de.
N:................
B:anneee gödün mü beni
N:gördüm.beni niye üzüyorsun,bana neden vuruyorsun
B:anne öpim mi
N:öp.vurmayacaksın değil mi?
B:tamam

Babası gelir Berk kucağımda tekrar bana patlatır.Bu sefer sarsarak ne yaptın sen?

B:ağlayarak,babama göstedim.

gülemedim bile ,sinir oldum.resmen dayak yiyorum

berk'ten seçmeler (şubat 2011)

02.02.2011
Dedi

sen git,men mervis ducam.muğgut abi(turgut) seviyim.(sen in servisten,ben serviste Turgut abi ile kalacağım)

her arkşam servise binerken kahkahalar atıyor,inerken ağlama krizleri...yol boyunca arkadaşlarına bakıp bakıp kahkaha atıyor.serviste en arkaya geçiyor,tekerlek üstü sallandıkça çok seviniyor.

ayağa kalkıyor.otur deyince,dokumaa,men men diyor.

Turgut abisi; Berk otur bakayım deyince.
Tamam deyip oturuyor.

berk'ten seçmeler (ocak 2011)

02.01.2011
Sözlük
Kelime: babam
Anlamı: bonibon
baba mı diyor zor anladık:)

berk'ten seçmeler (aralık 2010)

01.12.2010
Yaptı

Akşam balık yemeye zorlandığı için aç yattı:)(annenesi zorladı) geceyarısı uyanıp "pıstı"dedi.Pıstının ne olduğunu çözmeye çalıştık,ama nasıl ağlıyor.Anlat Berk anlamıyorum,tarif et.
N:evde var mı pıstı
B:ağlayarak,var
N:yiyecek misin?
B:ebet
N:tamam mutfağa gidelim göster.
mutfakta aradık aradık çıldırdı.Murat ile dört döndük.Berk anlamıyorum.
B:anne,seçii,tekeddüm.ağlayarak iç çekerek söyledi
Şok oldum şoook.Akşam Seçil Teyzesi antep fıstığı gönderdi.Verirken bak Seçil göndermiş,antepfıstığı hadi arayıp teşşekür edelim.
Aradık,Seçii tekeddüm dedi.Ve pıstının gece saat 04.00 sularında ne olduğunu bu şekilde anlattı.Murat çok şey kaçırıyorum,sen olmasan sabaha kadar ağlardık dedi:)
Antepfıstığı yedi 4-5 tane ,mutlu mutlu uyudu tekrar:)

berk'ten seçmeler (kasım 2010)

01.11.2010
Yaptı

Parmaklarını ağzına sokup,çığlık atarak ıslık çalma taklidi yaptı.
(Gülay Teyze, Berk'in ilgisini çekmek için kuvvetli bir ıslık çaldı,parmaklar ağızda olandan,Berk de taklidi yaptı sesi taklidi çok komikti)

berk'ten seçmeler (ekim 2010)

04.10.2010
Yaptı

sürekli pc de fotoğraf izliyoruz.aaa anne,aaa babba,aaa dedde,aaa be (berk),aaa memme (emzikli fotoğraflar),bir kaç tekrar

uyumadan önce de kelime dağarcığında ne varsa tekrar ediyor.

dün gece, uyanınca ağlar gibi seslenen Berk,Ahan Ahan diye arkadaşının ismini söyleyerek beni çağırdı

berk'ten seçmeler (eylül 2010)

03.09.2010
Sözlük
Kelime: elmaa
Anlamı: elma
net şekilde elma diyor

berk'ten seçmeler (ağustos 2010)

04.08.2010
İlk kez

kıskandı....

Semra Öğretmeni saat 10.00 gibi gelen arkadaşını çok tezahuratla karşılayınca Berk bozuldu.Girişteki banka oturdu baktı hala sarılıyorlar,kafasını banka vurdu.Aaaaa diye bağırdı.Sonra beni fark etti,yanıma geldi sarılayım diye.Annecim Semra Hanım seni de  seviyor dieyince Öğretmeni Berk'i kucakladı,şaşalı ve bol çığlıklı bir sevme ile.... Berk suratında beni seviyor ifadesi ile gülerek yanımdan gitti

berk'ten seçmeler (temmuz 2010)

01.07.2010
Dedi

daa, gee...
berk kotuk tepesinde anneannesinin yanında parmağını yukarı kaldırıp,daa diyor,sonra beni gösterip gee diyor.
N:bu ne demek anneciğim!!!Ben gee miyim?
Anneanne: Fotoyu anlatıyor,anne gelin baba damat
Baba eve gelir Berk hünerini sergiler bu sefer dokunarak burunlara:) daa (babanın burnu) gee(annenin burnu)

berk'ten seçmeler (haziran 2010)

03.06.2010
Yaptı

Herşeyi basamak olarak kullanıp,yüksek yerlere çıkmaya çalışıyor.kamyonu,koltuk minderi,hatta zigonu sürükledi masaya çıkmak için.Beceremeyince vazgeçiyor şimdilik.

berk'ten seçmeler (mayıs 2010)

04.05.2010
İlk kez

boya kalemlerini anneye getirdi defter üzerinde çizittirdi sonra kalemlerin kutusunu sayarak yerleştirdi o sadece dörr ve kii dedi.sonra kalemlerin kutusundaki pencereden delikten (adı neyse) kalemleri çıkarmaya çalıştı olmayınca anneye verdi anne oradan  çıkmaz dedi Berk yine deenedi olmayınca çok sinirlendi kutuyu savurdu kalemler dağıldı kalktı kutuya tekme attı sonra geldi anneye sarıldı gözünden yaş aktı anne çok üzüldü:( sessiz ve içten ağlamasına dayanamıyorum ağlama boyunca sıkı sıkı sarıldı bittim  ben

berk'ten seçmeler (nisan 2010)

15.04.2010
Yaptı

sehpanın üstüne tırmanıp elde edemediği mumluğu alıp kendini alkışladı (ben ona bilgisayardan müzik açmaya çalışırken alkışa döndüm gördüm dakika değil saniyler içinde)

berk'ten seçmeler (mart 2010)

Blogda da olsun diye anı defterini kopyalamaya karar verdim ve kopyalıyorum :)

23.03.2010
Dedi

elma resminin üstüne yediği elmayı koyarak "gema" dedi

annemin doğumgünü...

Dün annemin doğumgünüydü.Sabahtan söylemek aklıma gelseydi Berk kendi elleriyle bir resim yapardı okulda.Serviste eve giderken kendi söyledi öğretmenine,annanemin doomgünü,yüprizzz yapcam ben ...Öğretmeni ne aldın? diye sordu.Berk telaşla,almadım almadım,ağlamaklı sesle; annem söz veldi annem alcaktı,yerde yüpriz...Hey allahım.Birgün önce,yarın anneannenin doğumgünü,şimdi hediye almaya gideceğiz,ona süpriz yapacağız diye anlattım.Akşam evde bıraktık hediyemizi,babası eve uğrayıp alacaktı.

10 Ekim 2011 Pazartesi

olay bitmiştir...

Cuma akşamı, apartmanda,asansöre binmek için beklerken,asansörden gayet asil komşularımız indiler...Nasılsınız,iyi akşamlar derken, Berk;

B:anne,bak felel Seviçten ağlamak üzereydim,Allahım şükürler olsundu.Oğlum asil komşumuzun üzerindeki formayı tanıdı.Haklıydı gururum,haklıydı sevincim.Bir çocuk daha doğru yolu bulmuştu...Baskı yapmadım hiç, söz verdiğim üzere (hamileyken dokuz ay,fener marşı söyledim karnıma,gayet klasik makamda:P ) Doğdu, ninni yerine marşımızı söyledim,hiç baskı yapmadım söz verdiğim üzere...Babasına hak doğmasın diye,forma giydirmedim ama teyzeleri var oğlumun Allah'tan :)

kime benziyor ki?

Seneler önce,ben lise ikiye giderken tanıştım babanla...Tabi burada sana,o zamanlar çıktığımız kişilerin yakın arkadaşları pozisyonunda olduğumuzu söylemeyeyim.Babana göre "geçmiş onca yıl,kimseyi aldatmadık" diyor,ama ben "arkadaşımın aşkısın" geyiğinde sürdürüyorum bu durumu.Valla bak o yıllarda iki yakın arkadaştık biz.Ne ilişkiler devirdik,ne hikayeler ama hep birbirimizin hayatında olduk,dost adı altında ve gerçekten o tavırla.Yan gözle bakmadım ben hiç babana,o bakıyordu sanırsım zaten hep yan yan bakar :P

7 Ekim 2011 Cuma

bir kar masalı

İlk öğrendiğimiz gün,Nurturia'da sevinç çığlıkları attık.Yakında Appstore'da dediler.Nokia'ya ihanetim bu üç kadın yüzündedir :))

Berk ve Melis Ece ayfonda ,"Bir Kar Masalı" ile tanıştıklarında,gururla benim arkadaşlarım onlar dedim.Melis;

-Hala ,kim için yazmışlar bu masalı dedi..

Kulağına,senin için ve tüm çocuklar için  dedim.Nasıl mutlu oldu,"ama benim için de" dedi durdu.Biliyor musun,belki kitabı da çıkacak dedim.O belki, gerçek oldu!!!!

Berk'in halleri...

Bugün dünya çocuk günüymüş.Dün okuldan bisküvi ve bonibon istediler.Bisküviden okul yapacaklardı.Etkinlik takviminde öyle yazıyorlardı bu ayın konusu okul ve çocuk...Pasta yapmışlar.Öğretmenleri muhallebi hazırlamış,çocuklar bisküvileri kırıp,muhallebiye bulayıp,bonibonla süslemiş.

6 Ekim 2011 Perşembe

neden...

İki hafta oldu diyete başlayalı...Artık sinirlerim bozulmaya başladı,bitter çikolata yemeden hayatın anlamı olur mu?

Niye zeytinyağlı havuç salatası düşmanmış bana? Oysa ben çok severim kendisini...

5 Ekim 2011 Çarşamba

yemek siparişi

Akşam serviste bana heyecanla anlattı;

B:anne ben çolba yediim,makalna yediiim.çukuylatalı ekmek yedim iki tanee,süt içtim iki taneee
N:aferin sana,afiyet olsun
I:bravo oğluma,kıymalı patates de yedin.Nil hanım sayılar da doğru
N:ne çorbası içtin anneciğim
B:yeşil çolba
I:hahaa gerçekten rengi yeşile yakın  gibiydi,mercimek çorbası

annem...

Hülya, benim deli olduğumu (kendisi en az benim kadar deli)  yazdı az önce Nurturia'da,adımın da Hale Nil olduğunu...Bige de, ki kendisi kanımca benden daha deli olan bir arkadaşım,dün bana mail attı ACİLLL başlığıyla, pazar alışverişinde kullanmam üzere otların adları,fotoğraflarını :))) Hale Nil deyince annemden bahsetmeden olmaz.Deliliğimin nereden geldiğinden yani...

okul...

Bu ay başında, yani pazartesi günü Berk'in çantasından aylık etkinlik takvimi çıktı.Tam anlamıyla bayıldım :))

Bana göre,hazırlıklı olmayı seven bana göre,sorumluluk duygusu sorunlu insan olma yolunda olan bana göre.Ver bana görev,ben yapayım o derece...Annem öğretti tabiyki.Ben de öğrendim.Ama bazen öğretirsin, öğrenmezler bakınız Berk'in babası.E bu çocuk kime çekecek ? Bana ,elbette bana.Elimden geleni ardıma koymayacağım.

4 Ekim 2011 Salı

çocukluğumdan...

Berk,bu yazı sana benim "uzan da çocukluğuna inelim" türünden olacak benimle ilgili,yani bugün öğle yemeğimde yiyeceğim yemeğin sebebi ile ilgili...Alış ben karışık anlatırım:))

3 Ekim 2011 Pazartesi

berk'ten seçmeler

B:bunun adı ne?
N:Sally.Sally vakvuyinin nesi Berk?
B:alkadaşı
N:sevgilisi sevgilisi
B:ebet
N:sevgili ne demek biliyor musun?
B:güsel demek
N:sally güzel mi?
B:kız o,güsel
N:kızların hepsi mi güzel anneciğim.
B:seygili güsel

uyku...

Geçen hafta okulda "bu çocuklar akşam 22.00'den önce uyumuyor,sabah uyanamıyor ve sabahları uyukluyorlar,öğlen az uyutacağız,akşam erken yatsınlar ve aktivitelerden yararlansınlar,deneyelim bakalım" dediler.Sonra,iki gün falan Berk öğlen uykusu uyumayıp,akşam dokuzda bayıldı.Gerçekten sabah sorunsuz kalktı.Akşamı yine erken yattı.Sevdim bu uygulamayı nasılsa,uyumak isterse engelleyen yok ve Berk uyuyacaksa uyur! Jimnastik saatinde,ben istemiyorum uyuyacağım diyen, öğlen uyukusunu uyumasına rağmen,arkadaşları minderde sözde jimnastik (takla atmak,ağaca tırmanma hareketi,yerinde koşma) yaparken, minderde uyuyan ve öğretmenini hayretlere düşüren Berk'tir.

30 Eylül 2011 Cuma

doomgünü paltisi

Çok güzel geçti dün Berk için :) 14.30 da okuldaydık,babası,ben,ananesi ve dedesi...Dün uyumak istemiş bir saat kadar uyuyunca, yetmemiş paşama,afyonu patlamamıştı.Arıza modundaydı,gidelim deyip durdu.Neyse sorunsuz kestik pastayı.

27 Eylül 2011 Salı

bi filklim var...

B:bi fiklim var
N:söyle bakalım
B:güneş buyutta yaşal mı?
N:.............................
M:....................................
N:yaşar arkasında yaşar
M:................................
B:hayıl
B:yağmul buyutta yaşal

26 Eylül 2011 Pazartesi

cevvel...

Kipa'da alışveriş yaparken,pizza evet pizza ne güzel pizza alırken,zaten bu almalar beni şimdi pizzasız bıraktı.Neyse konumuz pizza değil tabi,ben dört gün bu diyete nasıl dayanacağım da değil zaten.Olsaydı, açım derdim.Olsaydı,o kadar yedim ama diyetteyim ya niye aç hissediyorum, bu ne yaman çelişki derdim.Zavallı mankenler çok acıyorum artık onlara hep diyet hep diyet...Vereyim şu kilolarımı yine sinir olurum:)

Evet pizza alırken,kalem kutusu hediye ettiler.Eve gelince,saklayayım ben bunu,veririm bir çocuğa dedim ama Berk gördü,

vakvuyin...

Güzel geçti bu haftasonu.Cuma akşamı spora başladık,Berk oyun bölümünden çıkarken "çok eylendim ben" dedi.
Ayrıca oradaki abla,elinden ayırmadığı, vakvuyin,matıl ve yuciyi alabilmiş,kendisini tebrik ediyoruz.Hatta ayrılırken,"Berk bir daha buraya oyuncak getirmek yok,tamam mı " dedi.Berk de tamam dedi.Ne Işıl,ne ben, ne babası başaramamıştık.Okula götürüyor,koydukları bir yer var,tüm gün orada duruyor oyuncakları,bazen unutuyoruz akşam çıkarken almayı,işte o zamanlar akşamı bana dar ediyor.

22 Eylül 2011 Perşembe

İç döküş...

Efendim hayırlısı olsun,nurtopu gibi bir sorunumuz var.Üç gün önce başladı,ısrarla devam ediyor.Okuldan ayrılırken,kendisine ait olmayan ayakkabıları giyiyor ve benim diye ağlıyor.Bugün Berk ile konuşma yapıp,bu konunun üzerine düşecekler.Gelişmeler daha sonra bu blogda!!! Bir bilgi daha;başkasının ayakkabısında mater,miki fare gibi karakterler yok!!! Nedir cazip gelen anlayamadık.Hele ki ben, bunlar kimin dediğimde,ısrala benim demesini,değiştirince kendi ayakkabılarına benim değil diye ağlamasının çözümü bugün okulda:)))

21 Eylül 2011 Çarşamba

süpriz...




Emek harcamış...Tek tek isim vermiş...Masraf yapıp,bana kargoyla göndermiş.Koliyi açtım, ağladım...

Birgün Nurturia'da,"ya ne olur biriniz şu şişe domateslerini yapıp satsa da, ben parayla satın alsam" dediydim.Üstünden günler geçti,ama okumuş,süpriz yapmaya karar vermiş.Adresimi bulmaya çalışmış.
Cuma günü sana bir süprizim var dedi,yanlış ipucu verdi.Meraklandım.Salı günü koli gelince,şaka gibi tam açarken,telefon çaldı,müdür içeri girdi,aklım kolide...Açtım nihayet,açtım ve üstünde "2011 mahsülü :) " yazılı olanı gördüm,ağladım resmen.

Akşam hepsini açınca,Murat ile gülümsedik...Tek tek isim vermiş.Arda ve Berk yazılı olanı,en sona saklayacağız.Tadından yenmeyecekler.Sonra hatırladım;Arda bu kapaklarla oynamıştı.Arda'nın da eli değdi yani.

Tam süprizdi benim için.

Burçak;canım ya,nasıl sevindirdin bizi.Başkası şişe domates der geçer,bende yarattığı duyguyu ben anlatamam sana..

İsimleri de çok sevdim :)

19 Eylül 2011 Pazartesi

muyata çekel

Berkçe'de;muyata iki anlama gelir,ustalık y'den sonra gelen a'nın farklı söylendiğini algılamaktadır.Zamanında,kardeşim tanıdıklarımıza Nilce'den Türkçe'ye sözlük hediye etmeli derdi.Bundan sebep Berkçeyi Murat'tan daha iyi anlayabiliyorum.

18 Eylül 2011 Pazar

haftasonu kararları

Bu haftasonu; ciddi kararlar aldım.Aslında karar almak gibi bir niyetim yoktu.Böyle iyiydim ben,hamileyken bir düğüne katılacağım diye aldığım mor renkli elbiseme olduğuma göre,geçen kış 38 beden pantolonuma girebildiğime ve hala içimde bir umut, bu kış da girerim,iki yemem,üç içmem yaparım dememe rağmen,artık kotumun beni sıkması ve acımasız babamın, "sen ve göbeğin şeklinde geziyorsun" demesiyle,aynaya bakmadığım anlarda da içime bir kurt düştü,evet evet kilo aldım.

cebimdeki renkler...

Yeliz'in "kemeraltı"nı yazdığını okuduğum akşam,ilk kez gördüğüm bir nickle "cebimdeki renkler"  diye biri Yeliz'e aylardır bir sürü laf kalabalığı ile anlatmak istediklerimi ,öyle güzelce yazmış ki,ilgimi çekti.Tamamen yanlışlıkla isminin üstüne tıkladım,niye yanlışlık;böyle birşey olduğunu bilmiyordum.isme tıklanınca;hakkında bilgi sahibi olabildiğimi :) (Bırcı'nın dilene düşecek doneler veriyorum,farkındayım)

16 Eylül 2011 Cuma

Nurturia...

Çok hoşuma gitti bu "mim" olayı....Duygusal mıyım,neyim,bu blogu açmama  kitap  tavsiyesiyle vesile olan Özlem'in mimiyle yazmak daha da hoş oldu :)

15 Eylül 2011 Perşembe

gurur duydum...

Serviste gelirken,öğretmeni sabahları Berk için süt koymamızı ama özellikle küçük kutu ve meyveli süt koymamızı istedi...Meğer oğlum bugün özenmiş,gözyaşı dökmüş.Arkadaşlarından biri kahvaltıda meyveli süt içiyormuş.Berk de istemiş,öğretmeni okulda olmadığı için bardakta sade süt  vermiş,Berk üzülmüş,sessizce süte baka baka ağlamış.Öğretmeni de çok üzülmüş.Kahvaltı saatinde zaten bir arkadaşı ve Berk oluyormuş.Saat 11.00 'e kadar,tabiyki şimdilik yakında kalabalıklaşırlar.

ne ka tatlısın...

Bazen senin tadından yenmeyeceğini düşünüyorum,çok gülüyorum sana.Hatta babanla bazen kahkahalar atıyoruz.Bizi düşürdüğün, normalde utanılacak durumlar bile komik oluyor...

İyi ki doğurmuşum yaa,babandan başka bu kadar güldüğüm komik bir canlı daha var evde.Komik bir aileyiz biz.

Aynı oranda saçma sapan ve inatçı,hatta dayanılmaz da olabiliyoruz üçümüz de:)

Hele ki benim arıza durumum ile senin arıza durumun aynı gündeyse vay vay vay.Benim sesim komşuları rahatsız edecek derecede yükseliyor aynı oranda senin böğürmen...

Ben zıpır günümdeysem ve babanla dalga geçme modundaysam ki,o moda hemen girer baban,kolay değil yirmi küsur senedir en yakın dostumdur kendisi hehe Nihal'den sonra.Çünkü Nihal'i babana hiç çekiştirmedim ama babanı Nihal Teyzene defalarca çekiştirmişimdir:) sadece Nihal'e çekiştirmişimdir tabee:)) Kural 1,kadınlar annen de olsa herkesi herkese çekiştirirler bunu unutma!

Dün biri daha çapkın bakıyor bu oğlan dedi.Hatta aaa aynı bakış diye bana da güldü.Yahu çapkın bakmıyoruz aslında; o bakış "hahaa kendini zeki, beni aptal sanıyorsun! ama ben akıllı olduğum için, aptal görünebiliyorum bakışı :))

Not:bu arada kendi başına uyumaya başladın,içimde bir senin,bir de yeni başlayan Kuzey aşkının ve pis babanın normalde saat üçlerde yatıp,sırf ben Kuzey ile yalnız kalmayayım diye dün akşam dokuzda yatmasıyla buna başladık.İkna oldun odada tek başına yatmaya ve yattın amaaa kırk kere kalktın,görmediğimi düşünüp sessiz sessiz ayak ucunda yürür gibi,mutfağa gittin ve bisküvi aldın.Sonra seni gördüğümü gördün ve elinle bana sus işareti yaptın.Komiksin işte,çapkın bakışlım,komiksin:))))

11 Eylül 2011 Pazar

40 gün 40 gece

Berk'in ilk doğumgününü sadece bir pasta keserek acele tarafından kutladık.Çünkü babaannemiz yoğun bakımdaydı.

9 Eylül 2011 Cuma

kime çekti bu?

Kesinlikle cinsiyet ayırıyor.Tuhaf tuhaf hayalleri,garip saptamaları var:)

Mesela; okulda öğrendiği bir şarkıdan aklında kalan kelimelerle servis şöförüne beni testereyle kestiriyor üstüme de su döküyor!!! Şimdi gülüyorum da,ilk duyduğumda panik oldum.Kimden öğrendi,ah yavrumun pissskolojisi vay vay vay deyip evhamlar yaptım ama şimdi gülüyorum.Çünkü benim hayalimde ben kanlar içindeyim ve oğlum üstüme su döküyor,hala niye su döktü bilmiyorum ama hayali işte...

B:annee,murgut amca seni testeleyle tesçek,ben su dökçem,sen aylama,tamam mı,söz mü?

bunu duyup da evham yapmayacak olan tüm anne arkadaşlarımı kutlar,saygılarımı sunarım:)

Cinsiyet ayırması ise; bu çocuk kesinlikle benim birşeyleri tamir edeceğime inanmıyor.Kafasındaki güçlü karakter babası.Oysa ki ben de haydaa hoppa diye kaldırır indiririm ortalığı,arabalarını tamir ederim ama yok elimden alıyor,

-sen yapamazsın,babam tamil edecek diyor.

Aman çok da dert,yapsın babası madem.Ama ama bir önceki akşam bardağı taşırdı artık.Murat biraz geç geldi.Biz yemeğimizi yemiştik.Murat eve gelir gelmez hemen yemek yiyen bir cinsimiz değil,"şimdi yemiyeceğim" der.Berk'in uyku saatine daha var,Berk ve Murat salonda, ben içeri odada Kuzeyciğim ile tanışıyorum :p
Berk efendi geldi,

-Anneee,babama yemek yap dedi.

Murat gülüyor.

N:sen mi dedin?
M:hayır,bana sen yemek ye dedi.tamam yiyeceğim dedim.Sana koştu.
N:Berk baban yemeğini alabilir.
B:hayıl,sen yap yemeği.
N:anneciğim,babanın yemeği hazır (ben koyacaktım mikrodalgaya iş inada bindi) mikrodalgada ısıtacak.
B:babama yemek yap.

Yapmadım!!! Murat acayip eğlendi.Yani anlamıyorum.Kafasında yemeği ben sunacağım,tamirleri baba yapacak.Ya kendi bilekliğimi,kendi bileğime kendim takarken bile arıza çıkardı Berk

Hayııııııl,babam takacak.Sen yapamazsın.

Ben öyle bir yaparım ki,aklın şaşar annem,inadını benden almış,babanla katmerlemiş olabilirsin ama az değilim ben de bilesin:)

7 Eylül 2011 Çarşamba

kiminle dans ediyorsun?

Akşam okul servisinden indik,hayret ki,bakkala değil eve yöneldi.Ama garip davranıyor.Servis uzaklaşana kadar bekledi,el salladı.

B:Anne bakkala gidebilil miyiz?

Yine şaşırdım.Genelde peşinden koşarken,"bana sormadan hareket edemezsin,kendi kafana göre bakkala gidemezsin" diyorken,vay be başardım diye sevinirken;

B:öyletmenime söleme dedi.

Hemen anladım! Bir akşam önce servisten iner inmez koşunca,ikimiz birden bağırdık,öğretmeniyle.Demek dün konusu geçmiş.Eşşek herif,rol kesiyor! (zamanında, bonibonları koltuk minderlerinin arkasına saklayıp,ben çıkınca gidip alıp yemişliği de var bu üçkağıtçı, serserinin.)

Böyle hazırlıksız yakalanmayı sevmiyorum.Hangi hareket doğru olur ki?

N:Anneciğim bakkala gidebiliriz, bunu saklamaya gerek yok ama elimi tutacaksın,neyi istersen sadece bir tane alınacak tamam mı dedim

Tamam dedi

Gerçekten dinledi.Eve geldik.Yemek yedik.Duş almamız gerekli.Ama yok beyefendi arıza.Ben de söylenmeye başladım.

Nedir bu senin ağlama hallerin de,vır vır vır vır.En sonunda

N:Bu evin kuralları var Berk,hepimiz uymak zorundayız.
B:kimin kulallalı
N:bu evin,bizim kurallarımız.
B:otele gidelim

Yine kaldım birkaç saniye...Oğlum hemen banyoya giriyoruz dedim.

Akşam yatmadan önce düşündüm,bazen bana babam ya da annem "hayır" dediklerinde,"sebep" derdim.Sinirle "ben öyle diyorum" derlerdi.Şimdi şimdi anlıyorum.Bazen cevap bulamıyor insan,karşında da denyonun teki olunca...Genlerinde var işte.

Ya bir de bu ağlama halleri ne zaman geçecek, offf. Bebekken derdini anlatma biçimi ağlamaktı, 1-1,5 yaşında hayıra karşılık tepki ağlamaktı.Ama hemen oyalayabiliyorduk.İki yaşından beridir de,dediği olsun diye ağlamak,şimdi de sadece inat için ağlamak üstelik tepinerek,sinir krizi geçirir gibi.Offff.

Bir de şaka gibi,en hassas yanımı keşfetti,dalga geçiyor resmen.

B: ben uyumak istemiyoyrum,kalanlık olmadı.
N:Berk uyku vaktimiz.
B:seni çok seviyolum anne
N:ben de seni çok seviyorum
B:otulabilil miyim?
N:Berk uyuyacağııııız.
B:en büyük felel di mi anne?
N:evet Berk.

kardeşim, fener geçince konuda, nasıl duyarsız olunur,illa ki marş söylenecek,bana hababam sınıfındaki sınav atlatma taktiğini uyguluyor! (bunamadım daha ama potansiyel var)

kiminle dans ediyorsun! bunu ben değil,resmen Berk söylüyor:))))

6 Eylül 2011 Salı

damak tadı

Çok garip, sen doğduğunda seni nasıl tutacağımı bilmiyorken,yüzüne bakıp,değişik bir duyguya kapılırken,günlerden birgun sen hapşurdun.Çok şaşırdık babanla,hapşurdun diye.Sanki oyuncak bebeksin gibi...

Hala daha bazen dediklerine,yaptıklarına şaşırıyorum damak tadın gibi.Ne bileyim bazen salaklığım tutuyor,senin yemeğin tadını beğenmemeni garip buluyorum,"aaa damak tadı var onun da " diyebiliyorum.

Dokuz günlük tatilde,berbat otelin,berbat yemeklerini yerken,

"bunu kim yapmış,hiç güzel olmamış" dedin.Şaşırdım,gerçekten pilav çok kötüydü.O an anladım.Calfula,kıpaya ( ı ile) gittiğimizde,yemeğini yerken,"çok güzel olmuş,elinize sağlık" diyorsun.

Benim pilavımı yerken,"bunu kim yaptı,çok güzel olmuş,elinize sağlık" diyorsun....

Ve ben çok mutlu oldum biliyor musun,oteldeki pilavı sevmeyince,demek olay senin 7/24 pilav yemek istemen değilmiş,güzel pilav yemek istemenmiş.Bu durumda sen benim pilavımı seviyorsun,ikinci tabağı istediğine göre.Ve ben, pilavımı benim yaptığım pilavı sevdiğini,o otelde anladım.Yasasııııııın:))

Not: calfulunkini de seviyorsun ama ikinci tabağı istemiyorsun,tamam bir an evvel zıkkımlanıp,oyun alanına gitmek istemenle konunun alakası yok,yok o kadar! Sen sadece benim pilavımı seviyorsun:))

güne başlarken...

Bazı sabahlar ben işe giderken, Berk uyuyor oluyor.Şöyle bir eline dokunup çıkıyorum.Öpersem uyanır diye korkuyorum.

Bazı sabahlar ben işe giderken, Berk uyanıyor, bir neşeli hal,bir tatlılık hali ,beni öpüp,sarılıp , "güle güle annesi,gölüşülülüz" diyerek yolluyor.

Bazı sabahlar ben işe giderken, Berk uyanıyor, mızıl mızıl bir halde, "gitme annesi,ben seni istiyorum" diyor.Boğazımda bir yumru,babasını uyandırarak,Berk'i ağlar halde bırakıp çıkıyorum,bu sabah ki gibi.

Öğlene kadar sevimsiz oluyorum,değişmedi bir yıldır bu durum,acaba evde mi otursam,okula gitmeyip,biraz daha uyusa mı diye düşüncelerde oluyorum.

Sonra haftasonu geliyor,sabahın yedisinde oğlum uyanıp,"uyku bitti,kalk annesi" diyor."hadi biraz daha uyuyalım,ben seni istiyorum "diyorum aynen Berk gibi, o bana "kalk" diyor.O zaman eşşek herif diyorum.

Ama içimde kalan,keşke işe gelmek zorunda olmasaydım,keşke ilkokula başlayana dek sabahları sadece kendi isteğin ile uyansaydın keşke...Ama şartlar buna izin vermiyor.

Hadi artık öğlen olsun,akşama az kalsın.

5 Eylül 2011 Pazartesi

napçaz biz kardeşim

Yeni bir döneme girdik.Berk etrafa kafa tutuyor,biz ehem... şey.... pardon! diyoruz.

-Dursana abicim....(Asansöre kendisinden önce binecek olan adama)

-Önüne baksana,paldon deme bana...(Yanlışlıkla alışveriş arabasıyla kendisine çarpan ve pardon diyen kadına)

-Hahaa çok komik,kafa adam...( Kafasında şapkası olan,asansörü bekleyen komşumuza)

-Annemle konuşma ulaynnn... ( bana merhaba diyen komşumuza)

-Gogiii (küfür gibi birşey diye düşünüyoruz,resmen dalga geçerken söylüyor)

-Puuuuuuuu,nanananaaaa (ciddi bir şey anlatırken kendisine)

Üzülüyorum,kızarıp bozarıyorum.Ulan demeyi babasından,(şakalaşırken babası ona,dur ulan diyor) abicim demeyi okuldan öğrendi.İyi halt etti.

Allahtan daha onun yanında çok fazla küfür etmiyorum.Başıma gelecekleri düşünmek bile istemiyorum.zaten karşımda ona kızarken söylediğim sözlerle, bana ayar veren bir cins var.

"seni annamıyoyrum,bu son sözüm,tamam mı? "

Bir de küfür ettiğini düşünemiyorum.Zaten küfür ederse,baş suçlu,direkt suçlu ben olacağım.Ama ulan demeyi babasından öğrendi:))) Gerçi Murat'a göre,ulan ben dermişim,o kibarca ulen dermiş.

Akıl verenlerim,çok tepki verme inadına yapar diyorlar.Ne yapacağım peki?

Bir de Berk ilk kez  sinemaya gitti.Şimşek vakvuyini! izledi.Acayip etkisi altında,miki fare ile başabaş halindeler Berk'in dünyasında...

Kendini bazen Matır! bazen Vakvuyin zannediyor.Geri geri yürüdüğünde Matır'mış.Kaçovvv dediğinde Vakvuyin.
Bir de babası araba kullanırken, "hızlı git baba,öndekini yakalamalıyız" demeye başladı."Salı yoldan gitmeliyiz" diyor.Düz mantık Murat,sarı yol diye birşey yok diyor,Berk dinlemiyor,salı yoldan gidiyoluz di mi annesi?
Bunu biliyorum en son beraber izledik,miki farede.

İçimiz dışımız miki fare oldu,kendi hatamız.Hatta en son,en önemli konumuz Murat ile "Pete" ayı mı,kedi mi?
Araştırdık.Kediymiş!! Murat kazandı.Hile yapmış,kedi olduğu söylenen bölümü izlemiş.Ben sana "yumak attılar önüne"dedim diyor,hadi oradan.Goofy köpek ama:))

4 Eylül 2011 Pazar

Berk...

Sen doğalı üç yıl olmakta...Bu üç yılı bir şekilde buraya yazmak istiyorum ama nasıl başlayacağım bilmiyorum.

Babanın gayet yavaştan almasıyla 2007 senesinde evlendik.Genel olarak dengesizliklerim bir sürü ,hormonal dengesizliğim de olduğunu söylemişlerdi yıllar evvel,senelerce doğum kontrol hapı kullandım,evlendiğimizde bıraktım.Dediler ki;1 sene geçecek sonra tedaviye başlanacak.6 ay sonra sana hamile olduğumu öğrendim.Yakındaki poliklinikte test sonucunu söyleyen hemşireye nasıl baktıysam,istenmeyen gebelik sanırım demişti.Ben seni istiyordum ama çok çok şaşırdım.Nasıl yani mucize gibiydi.Çünkü doktoruma inanmış epey zorlu bir mücadelenin ardından sana kavuşacağımı düşünüyordum ama sen gelmiştin.

Hiç bir tanıdığın onayını almadan yine aynı poliklinikte bir kadın doktora görünmeye başladım.Kadını çok sevdim ki,jinekolog denince erkek olsun taraftarıydım.Hala öyleyim! Üç hafta geçti,eski tip ultrasonda senin kalbinin atmadığını söylediler.Bir an evvel gebeliği sonlandırmalıymışız.Ertesi güne randevu verdiler.Dünya başıma yıkılmıştı,dolmuşla işe giderken öyle çok ağladım ki,herkes bana bakıyordu.Baban tek kelime etmedi.Çok üzüldük.İşe vardığımda,kızlar ön ayak oldu başka bir doktora git dediler,hatta kızdım,kırdım onları.Ama ikna oldum.Tavsiye üzerine Mitra'daki Ali Özdemir'e gittik. 4 boyutlu ultrasonda bana kalbini dinletti.Şok oldum.İstemiyor musunuz diye sordu.Çok şaşkındım,oraya gitmesem seni... off düşünmek bile istemiyorum.

İlk başlarda sorunlu geçti hamileliğim.Bir gün Ali Bey bana,"isim düşündün mü ,zorlu bir bebek,sağlam olacak kişiliği,sana nasıl tutundu dedi.Cinsiyetin babana ve Ali Bey'e göre belli olduğunda,ben zaten biliyordum.Yıllardır biliyordum.Çok komikti,Ali Bey cinsiyeti öğrenmek ister misin dedi,ben biliyorum dedim.Erkek dedim.O da baktı baktı,fazlalığı var dedi.Öyle bir doğruldum ki,ikiz sandım.Oysa ki,senin için şu sıra en önemli olan şeyden,pipindin bahsediyormuş.

O sıralarda,"Hatırla Sevgili" diye bir diziyi tutkunluk derecesinde bağlı olarak izliyordum."Deniz" isimli karekteri oynayan oyuncu Berk Hakman'dı.Berk ne demek diye nete baktım,şaka gibiydi."Güçlü,sağlam" demekmiş.İlk anlamı buymuş.Adın Berk oldu.

Bayramları hiç sevmem ben.Sezeryanla doğumuna karar verildi,arife günü gittik hastaneye,doğumgününü ayrı severim,sayende o bayram ziyaretlerden kurtulacağım diye çok sevinmiştim ama tabi herkeslerin bize geleceğini düşünmemiştim:))) Evet arife günü doğdun.Israrla Arif Berk diye hitap eden akrabaların var tabi:) Haa bir de deden sana Ali Berk diyor.Sen Berk'sin...Sadece Berk:)

Not: Tüm aile,o kadın doktoru şikayet etmemi istedi.Ben yapmadım,çünkü onu sevdim.Yakın bir arkadaşıma göre;bu da bir Nil klasiği ama ne bileyim,kadının değil ultrasonun suçu.Tamam biliyorum,biliyoruuum.Etmedim alla alla.Eti'ye stickslerin niye antep fıstıklı bitteri yok diye günlerce yazsam da,o kadını şikayet etmedim.

3 Eylül 2011 Cumartesi

başlarken...

Bugün 3 Eylül 2011,dokuz günlük bayram tatilinin bitmesine bir gün kaldı.
Oğlum bu ayın sonunda 3 yaşını dolduracak,ben "geç kaldım artık başlanmaz" diye düşünüyordum,hatta bir ara niyet ettim geçen sene ama o zaman da eşim "direkt kamera koyalım eve yorulma, ne yaptık ne ettik anlatmaya" dedi.Çok dinlerim kendisini :)
Başladım çünkü; bu bayram tatilinde, Yeliz'in önerisi olan  bir kitap sitesinden, aldığım kitapların ikisi beni çok etkiledi.İskender ve K.Ç.S.A  önerisi ile Kürk Mantolu Madonna...

Bu sebeple bu blog yazılmaya başlandı.Bu iki kitabın bende yarattığı etkiyle...

Oğlum; belki beni yazdıklarımdan daha başka tanırsın,sanacağından emin olduğum deli bu deyip geçmezsin ,belki de vay beee zırdeliymiş dersin:)
Şimdi yapmam gereken; senin üçüncü doğumgününden önce bu üç yılı anlatabilmek...
Çok detaycıyımdır ama söz veriyorum kendi doğumumdan başlamayacağım

Unutmadan niye "nilberk" ? Nil ve Berk ama ikimizden,aslında üçümüzden (baban bende saklı) , oluşan başka bir dünya,başka bir duygu.Benim sana hissetiklerimi asla anlatamıyacağım gibi işte nilberk...