banyo

Kaç zamandır anlatacağım, ayrıkotum banyo olayını sevmiyor ya, dalgamı geçiyorum ama bir seferinde itiraf ettiydim, ben yazayım sen oku dedim. Dün akşam saçlarımın ahenkle her biri başka yöne bakan dansından sonra, aklıma geldi.

Ben Nil, banyo yapmaktan nefret ediyorum!

Olay benim ilkokul 4. sınıfta, orta kulak iltihabı olmamla başladı. O zamanlar profesöre gitmek farzdı. Adam yanlış tedavi uyguladı, kulağımda ufacık bir delik bile oluştu. Eski kulağı deliklerdenim :P

Sonra annem beni çocuk doktorumuza götürdü. Yoğun bir iğne ve ilaç tedavisinden sonra iyileştim. Ancak o zaman asla bir tokanın tutmadığı, tarakların yarısına bile gelmeden sabit kaldığı, ilerlemediği saçlarım sorun olmaya başladı doktorum için. Kolay kurumuyordu. Dedi ki ; ya saçların kesilecek ya da banyo yaptıktan 48 saat sonra dışarı çıkabilirsin. Bana tehdit sökmez ki, inat ettim. Tüm kış boyunca, cuma akşamları yıkandım, haftasonu dışarı çıkmadım. Tabi ev halkı da çıkamadı. Kolay değil, 5-6 ay her haftasonu evdeydik. Nefret ediyordum banyo yapmaktan.

aynen böyleydi:))

Hiç unutmam, 9 Haziran kardeşimin doğumgünü, denize gidecektik. Saçlarıma takan doktorumuz, bonesiz giremezsin denize dedi. Çok aradık sevebileceğim gibi bir bone. Yoktu. Eeeh dedim, gittik saçlarımı kestirdik. O zamanlar herkes aynı saç modelinde dolaşırdı. Saçın yapısına göre değildi modeller. Lady Di modeli saçlarım vardı artık. Yaşasındı yıkıyorum,çıkıyorum. Gel gör ki, saç konusunda bana inanılmaz cömert davranılmış, belki de bazı kellerin sorumlusu benim. Bana verilmiş saçlar. Dalgalı, kalın telli ve gür saçlarım kısayken daha da sorun yaratıyordu. Her bir dalga başka yöne bakıyor, kafamda ikinci bir kafa görüntüsü ile dolaşıyordum. Uzatmaya karar verdim, Allahım o uzatma dönemi çok kötü geçtiydi.

Kirliyken sorun yok, çok güzel duruyor. Ama kirli! Her banyodan nefret ederdim. Saçlarımı kurutmak zorunluluğu beni soğuturdu banyodan. Böyle alışmış gidiyordum.

Yıllar sonra sene 95, banyoda tüpten ufak çaplı bir zehirlenme yaşadım. Hastaneye falan kaldırıldım. Baygındım. Ucuz kurtardım. Ama banyo fobim başladı. Her banyoda, annemin korkusu ile kapı açık yıkanmaya zorlandım. Sonra banyo kendisinden nefretimi anladı, bana sıcak su vermemeye başladı. Annem açıyor sıcak su, ben açıyorum soğuyor. Annem garip garip bakıyordu.

Yeni bir dönem başladı, yengemin, anneannemin, alt kalt komşumuzun, en yakın arkadaşımın evlerinde yıkanma dönemim. Annem kafaya koydu, banyo benden nefret etmiyordu. Ama ediyordu.

Anneannemde yıkanırken, tüp bitti.

Yengemde, elektrikli şofben bozuldu.

Alt kat komşumuzda, sular kesildi.

Yaseminlerde, su bir türlü ısınmadı.

Annem ikna oldu.Kesinlikle abartmıyorum,anneme sorabilirsiniz.Zaten ana kız kim bize soru sorsa, ezelden başlarız. Hem bana kızar, donunun rengini sorsalar söylersin diye, hem kendi tüm hayatımızı anlatır. 

Ben daha çok nefret etmeye başladım, banyodan. Sonra annem beni rahat bıraktı. İki hafta yıkanmadığım oldu. Sonra aşık oldum, e banyo şart. Barıştık banyo ile. O bana soğuk su verdikçe, ben hade be dedim. Devam ettim.

Sonra Murat ile evlendik. İlk evimiz, küçücük bir evdi. Banyosunda şohbene yer olmayan. Ev sahibinin küçük elektirkli şohben taktığı.

Şohben yine bana sıcak su vermiyordu. Murat da şahittir. Ben donuyorum diye, her gelene anlatmaya başladım. Murat rica etti, sana göre doğal ama enişteme banyoda donuyorum, nasıl bir çözüm bulmalı,Murat bulmuyor demesen. Hala ne var bunda diyorum. Harbiden ne var. Banyoda donuyorum ve Murat çözüm bulamıyor. Eniştesi her boktan anlar, bundan da anlasın. Hepsi bana kahkahalarla gülüyordu. Oysa ben sorunumu anlatıyordum.

Neyse oradan taşındık. Şu an oturduğumuz evde, Allah ile anlaşma yaptım. Tamam yine bana gelsin soğuk su, aynı kaderi Berk'e verme. Söyle banyona bana bulaşmasın. Şükür Allah sesimi duydu. Gerçi ben bana da sıcak su gelmesini beklerdim ama, yanlış diledim. Annem hep söyler, bilerek isteyeceksin,inanarak bekleyeceksin.

Dün akşam usta geldi, aşağıya su akıyor ya banyodan, bakalım çözecekler. Ama ev sahibi de geldi, doğalgaza okey verdi. Bakalım; sürekli sıcak su siteminde benim payıma ne düşecek.

Saçlarıma gelince, aylar evvel Yeliz denilen ayrık otum saç maşası, saç düzleştirici önerdi, onun önerdiği marka bana pahalı geldi. Çok zenginler onlar :P  başka bir marka aldım.  Hadi dedim para verdim,  şu soğuk suda yıkadığım saçlarıma şekil vereyim. Kimsenin asla veremeyeceği bir şekli var, hepsi aynı anda havada. Topladım. Annem gördü, yine mi yıkanmadın dedi. Hayır saçımı düzleştirdim, salamıyorum.

Kestir diyenleri, Murat'a yolluyorum. Aşkımım tek isteği saçlarını kestirme. Hayır nesini beğeniyor,ya da maymun gibi dolaşmam mı hoşuna gidiyor çözemedim.

Umut Sarıkaya'nın kaleminden