13 Aralık 2011 Salı
ay baba...
Ağaçı süsledik, süsledim yani. Ağacın önüne koymak için Noel baba figürlü çorap koydum.Bence çorap değil o, çizme ama çorap diyorlar. Berk'e sordum, kim bu ?
Ay baba...Güldük. Ama ben çocukluğuma gittim. Zaten hayatı, oğlum doğduğundan beri, filmlerde olur ya hani, eskiye dönerken,görüntü bulanıklaşır, öyle yaşıyorum.
Ay ile ilgili herşeyi severdim. Aydede derdik. Gökyüzüne bakmayı, hele ki geceyse bayılırdım. Babamın omuzlarında, "aydede aydede senin evin nerede" dediğimi duyuyorum. Haa bir de , ben İzmir'i bir erkek sanıyordum. Çok seviyordum. Hatta büyüyünce İzmir Bey ile evlenecektim. İzmir demiyormuşum, İzmir Bey diyormuşum. Sanırım o vakit, kibar biriydim. Hatta annem beni, zarif olayım diye baleye yazdırmak istemişti ama ben karate yapmak istiyordum. İkisine de gitmedim. Karate benim içimde kaldı, annemse hala acaba bale yapsaydı kıza benzermiydi der durur.
Babam ise, doğduğumda erkek olmadığım için önce üzülmüş ama beni görünce değişmiş herşey, öyle diyor. Bir de farketmiyor diyor, kızımız olamadı ki.. Yazık onlar, kibar, hanımefendi bişiy bekliyorlardı herhalde annem gibi. Ne yapalım, imalat hatasıyım. Babam beni, aslanım benim diye sever, layık olmaya çalışıyorum :)
Neyse , konumuz aydede. Kırk yılın ay dedesi, ay baba oldu bizim evde. Ama kendisine hitapla değil, kırk yılın noel babasının yeni adı, ay baba.
Süslemeye karışmadı ama takdir etti , kibar oğlum. Allahtan babasına çekmiş, kibardır oğlum. Aferin anne, teşekkül ederim çok güzel oldu dedi.
Akşam, açsana ışığı dedi. Açmaya çalıştım. Offf anne, oladan deyil, buladan diye ayar da verdi, bay pür dikkat ! Fişi takacakmışım. Öylen bunlalı dedi.
Asıl ayarı, pazar günü aldım, çamaşır asarken. Sesleniyor, gelelmisiin diye. Ben de oğlum işim var, kendin oyna diyorum. Sonra bir sessizlik oldu. Geldi yanıma, üstünü topluyor. Ne oldu dedim. Kendim çişimi yaptım dedi. Bana niye seslenmedin dedim. Seslendim ya, alla alla dedi. Ama gelir misin, dedin, çişim var demedin. Off anne, gelelmisin denince geliliil. Kendim yaptım, aferin de dedi. Aferin dedim. Bigaha yapmam, bulası ev dedi.
Nasıl ya, nasıl yaaaaa? Neden annem, kendin yapabiliyorsan evde de , okulda da yapabilirsin dedim. Off anne, sen yaptıl, ilgilen benimle dedi.
Yemin ederim, ben her seferinde öyle salak gibi kalıyorum. Herşeyi bilinçli yapıyor. Konuşmalara bak, kalıyorum. Murat şahit olmasa, hayal görüyorum sanacağım. Ben ki, nöbetçi laf sokucuyumdur, Berk'in lafları altında, hep 1-0 mağlup durumdayım. Boynuz kulağı geçermiş, harbiden geçiyor. Murat, iyi dinle, sen konuşuyorsun diyor , kendi laflarımı oğlumun ağzından ayar olarak alıyorum. Ayrıca, senin görevin sen yaptır, bu nedir ? Nerede yanlışım ???? Pes ediyorum !
Not: Ege'm , Francesco Bernoulli'ye , çivenko diyor, çok güldüm. Bakalım Berk ne diyecek de güleceğiz diyordum, resmen fırançesko diyor, hayallerimiz yıkıldı. Ne garip , tüm çocuklar, vakvuyinin rakibi de olsa, seviyorlar bu karakteri.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sen yaptır ilgilen benim ha :) Bunlar suya götürür susuz getirir. Öylen bunlalı Nil :))
YanıtlaSilDemir de franKEKO diyo :) Koskoca italyan yakışıklısını yaptık, keko :))
Geçen gün elbise dolabını açtığımda içinde çocukluğumu buldum,
YanıtlaSilUyukalmışım,
Sanırım bir saklambaç oyununda dolabın içine saklanmış olmalıyım,
Beni orda unutmuşlar,
Bende uyuyakalmışım,
Rüyamda annem bana kırmızı beyaz puantiyeli fırfırlı bir elbise dikmiş,
Babam elbisenin altına kırmızı bir pabuç almış,
Ben fırfırlı kırmızı beyaz puantiyeli elbisem ve kırmızı pabuçlarımla şarkı söylüyorum.
Çocukluğuma baktım uzun uzun,
Nasıl masum,
Nasıl temiz,
Çocukluğun vermiş olduğu o saflık
Sonra dolabın kapağını tekrar kapattım,
Çocukluğumu uyandırmadım.
bugünkü postumu sana yorum olarak bırakmak istedim:)
Demek İzmir Bey, karete yapmak benim de içimde kalmıştır doğrusu, küçük kardeşim kursa giderken az dayak yemedik ondan, biz de üç kız kardeş savunma pozisyonunu alır evin küçük beyine girişirdik, aklıma geldi sen yazınca:)
YanıtlaSilDemek Berk, ayar çekiyor sana, bir de şaşırıyormuşsun cık cık, biz nasılsak onlarda öyle Nil, Berk iyice büyümüş te annesine ders verirmiş üstelik. İzmir Bey nasıl şu sıralar hafta sonu geleyim diyorum misafirliğe, bir çay içeyim Özsütte, eski kitapçıları gezeyim zevkle.
Bizim için vakvuyin hala "kaççio" fransescoya ne dediğini bilmiyorum henüz duymadım.
Bu arada söylemeyi unuttum demek çişini kendi yapmış, dur bir ara Berk'le tanıştırayım da göstersin nasıl yapıldığını, tut anne, topla anne sil anne tamam da ben şimdi Berk ilgilen anne değince çaktım olayı bizimki de aynen o kafadan bence.
YanıtlaSilbana da tuhaf geldi; ay baba!
YanıtlaSilbiz hep ay dede bilirdik:)
sanırım botoks yaptı bizim ay dede:)
şaka bir yana, yazınızı keyifle okudum.
mutluluk yakışıyor sizlere:)
Evrim, ilgilen benle dediğinde, yüzümü hayal ettin değil mi:))
YanıtlaSilKoptum:)) Adamım Demir!!! vay be hemen Murat'a yetiştireyim, yav biz de böyle değişik söylesin istiyorduk ama neyse vakvuyin ile idare edeceğiz:)
Gezginim; öylece kaldım.İnanılmaz duygulandım.Çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilFadiş; hani susuz getirir gibi bir laf var ya, işte al sana Deniz, al sana Berk... Olabilir bak, görüşsünler de öğretir mi bilmem ama, hangi yanından eser rüzgarı o gün,Allah bilir.Olsun, biz birarada olmuş oluruz:) imza: ayar ala ala beyni açılan, fırsatçı ben:)
YanıtlaSilhypo; efendim yazımızı keyifle okumanıza ve mutluluğu yakıştırmanıza pek sevindim.En içten, saygı ve sevgilerimi sunar, esenlikler dilerim. :P
YanıtlaSilAyın babası noel baba ablamında demiştir o Ay Baba:))
YanıtlaSilBenle ilgilen olayına koptum yalnız, hani anlamanda gerekmiyor, acık acık zikrediyor paşa..
Hayatım; süper valla doğru:)))
YanıtlaSilYa sorma, açık sözlü anladık da, gerek yok yani :P
Acaba biz neden dede derdik, hani beyaz, büyük, ulu filan diye mi? O neden baba diyor ki :) Demek ki baba daha büyük bir kavram onun için. Amma felsefe yaptım saçma sapan :))
YanıtlaSilÖğren bunları kısmına koptum şaka gibi. Ne çok şey biliyor bu yeni nesil ya... Sana işini öğretecek kadar. Benim çok sevdiğim bir arkadaşımın oğlu var şimdi 11 yaşında ama bebekliğinde biz de sürekli ağzımız bir karış dolaşıyorduk hayretten. Misal annesi işten ayrılıp evde onunla vakit geçirmeye başladığında soruyorlar bizimkine işte anne-baba ne iş yapıyor diye. Sanırım Berk' le yaşıt o zamanlar. Diyor ki "babam hasta doktoru, annem de eskiden çalışıyordu ama şimdi beni seviyor, benimle ilgileniyor". Sonra bir gün gidiyoruz benim vosvosla, annesi yanımda bu da arkada. Bir iş makinesi gördüm uzaktan dedim ki "aaa Bulut bak kepçe" "O kepçe değil ki ekskavatör " dedi ya... Yani bunlara ne yediriyorsunuz bilmiyorum. Zamane...
Renk; :))))) Bulut'a bak sen:) Şimdi efenim, felsefeden gidersek, biz hormonlu yemiyorduk, şimdiki nesil illa ne kadar dikkat etsek de, yiyor hormonlu,demek ki, doğal gıda değil zihin açan :P
YanıtlaSilNot: "Noel" neden "ay "ben de merak ediyorum, hayalgücü nasıl çaışıyor bilmek istiyorum:)))
:))) Cok guldum ya, supersiniz!!!
YanıtlaSil"Fırançesko"yu sevmesi sanirim, Ursula K. Le Guin'in dedigi gibi, beyinleri henuz ahlakci kaliplar tarafindan sekillendirilmedigi icin, herkesi oldugu gibi kabul edebiliyorlar; aciklar. Ve yaraticilar: "ay baba" :) T.Su da noel baba kasabasinda, o kadar cok noel baba gormustu ki, bir sure sonra sıkılıp "hadi simdi de noel anne gorelim" demisti :) Iyi varlar da biz de "öylen"iyoruz :) Gerci sen de az degilmissin, aslan Nil, "nobetci laf sokucu" ;)
Evren; sen de iyi ki varsın,inan bana.Her kelimeme :)) yaptığın yoruma çok teşekkür ederim, ya sen yorum yapınca ben hala heyecanlanıyorum:) teşekkür ederim:)
YanıtlaSilIlahi! Hic gulecegim yoktu ama :))
YanıtlaSilŞu laf sokuculuğu ben de öğrenmek istiyorum. ama sanırım olunmaz doğulur :)
YanıtlaSilBErk'in kimi model aldığı belli oldu :) aferin desene :)
süper! izmir bey:))
YanıtlaSilarca r leri l olarak söylüyor o bizim için flançesko
Nilhan; bilmem ki, öyle mi doğdum, hayat mı yaptı :P
YanıtlaSilYeliz; Berk de bazen l,bazen y, bazen r olarak söylüyor.canı nasıl isterse:)