ayazcı çorbacı

Haftasonu ayaz olacak dedi Yeliz. Aman dedim ya, cumartesi pazar tıkılacağız eve.Ne yaparım haftasonu annesi olarak diye düşündüm.

Cumartesi acıktım ben diyerek uyanan sevgili oğlum, saatin 07.30 olduğuna aldırmadı. Haftaiçi o saatte uyansın diye dil döken biz değiliz sanki. Afyonu patlamamış bir anne, kahvaltı hazırlamak zorundadır. En basit kahvaltı omlet, onu hazırladım.

Ayaz olacak, Yeliz dedi. Ne yapsak acaba?  Off annem de yatıyor, şimdi onlara gitsek Berk anane kalk diyecek. Evde oturalım. Murat geç gelmese bari, berbere gitmeleri lazım,inşallah ikna olur. Yılbaşı fotoğrafı çekileceklermiş. Papaz gibi çıkmasın diye balkonda sigaramı zıkkımlanırken içimden geçirdim. İyi de hava günlük güneşlik. Ayaz olacak, Yeliz dedi. Kesin olacak.

Okuldan "okul" konulu kitap istemişlerdi. Kitap uzmanı Yeliz'i aradıydım, "Atakan Okula Gidiyor" var dediydi, onu al, hehe orada Atakan fenerli, biz değiştirip okuyoruz demişti, daha çok ilgimi çekmişti. Netten bakarken, "Atakan Yaz Okuluna Gidiyor" u da aldıydım. Yaz okulu olan kitabın ortasında çıkartma var, hikayeyi okurken, sayfaya yapıştırıyorsun. Zor zamanlar için sakladıydım. Durum kurtarma için.

Bu arada Berk artık her akşam hikaye okutuyor, iki,üç,beş kez. Malesef benim okumamı seviyor. Sorun yok, okurum. ( Nah yok, zormuş be, canlandırmalı okursan, senden ister tabi, Murat gibi okusaydım, ne güzel de gidin diyecekti. Tamam tamam, çok dertleniyordum, bu çocuk niye sevmiyor hikaye dinlemeyi diye, ebemi görüyorum her akşam, bu akşam su alayım yanıma, yeminle boğazım kuruyor) Not: lan bu Atakan, dostum, yahu falan diyor. Artık Berk de yahulu, hey dostumlu falan konuşuyor.

Berk'e sana bir süprizim var dedim, sevindi çıkartmaları görünce. Haydi yapıştıralım. Hehe yaşasın dedim, oyalanacağız. İyi de çıkartmaları öyle bir yapıştırmışlar ki, ayır ayırabilirsen. Bu arada , bak buraya koy diyorum, yok inatçı illa kendi seçtiği yere koyacak. Ben de salak gibi düzgün olsun diyorum, zaten çıkartma ayrılmıyor. Off Yeliz, ayaz da var dedi.

Neyse, dedim bunu Berk eğlensin diye yapıyoruz, istediği yere yapıştırsın. Hiç de güzel olmadı ama Berk'e göre süper oldu. Babasına gururla gösterdi.Şimdi yazarken manyak olduğuma tekrar karar veriyorum.

Saati 12 zor ettik. Kayu izledik. Ben uyumak istiyorum. Kandırdım Berk'i. Hadi uyuyalım, kalfula gideceğiz yarın, baban gelince berbere gideceksiniz, uslu olursan sana bir süprizim olabilir. Uyumamak için direndi. Israrla, koltukta beraber uyuduk. Her tarafım tutuk hala.

Neyse babası geldi, gittiler berbere. Tembihli olduğundan hadi tamam rüşvet vereceğimizden, ağlamadan durmuş ama eliyle engel olmuş. Sonuç; fotoğraflarda papaz gibi gözükmüyecek ama resmen besleme gibi olmuş. Çok üzüldüm. Hıyar berber, düzgün duranın saçını kesmek marifet değil ki, önemli olan kıpır kıpır adamın saçını kesmek. Bak hala sinirimi alamadım. Tamam güzel gözleri, kepçe kulakları ortaya çıkmış ama tipini kaydırmış çocuğumun.Murat ile gayet tartıştık. Bundan sonra ben başka bir yere götüreceğim. Ama birgün yolum oradan geçecek benim, o lafı söyleyeceğim, o berbere. Benden sonra Murat'ın saçlarına ne yaparlar bilmem. O da Murat'ın sorunu olacak !

Tüm gün ayaz mayaz olmadı. Pis çorbacı dedim içimden. Tıkadı bizi eve, kesin İzmir sokaklarında fink atıyorlar. Pazar dinlemem ben onu, çıkarız biz. Zaten okuldan yine görev vermişler. Yılbaşı temalı peçete ve kime olduğunu bilmediğimiz yeni yıl hediyesi alacağız!!!! Çekiliş sonraymış !!!  Yorum bile yapmıyorum. Ayrıca karar alındıydı bu sene Van'a hediye yollayacaktık. Biz aldık atkı, bere,eldiven hediyelerimizi. Umarım toplayabilmişlerdir çokça, malum herkes bu konuda farklı fikirde. Oysa amaca bakmak lazım. Cuma akşamı kağıdı görünce, hemen servis öğretmenini aradım, Berk'i bırakalı daha 10 dakika olmuştu. Bize çıkan çocuğu yazmamışsınız diye. Yapmadık çekiliş dedi, haftasonu rahat rahat alırsınız. Hey Allam dedim. Neyse zaten, bizim sınıf sırf erkek. Ne severler, araba. Fırançesko ve vakvuyin aldım, bir de kayulu sihirli bardak. Tabi ki oğluma da aynısından, bir de Ege'nin fin mak roketini araklama çalışmalarından ötürü, fin mak roket ve tambır ikilisi. Nasıl sevinecek diye ben seviniyorum.

İşim bitti, Berk ve Murat oyun alanında. Hadi dedim, sigara içeyim. Anam anam, gördüm ayazı !!! Dondum, dondum, içeri girerken böyle değildi ki. Sadece üstümde şal var, mont falan almadım. Evden çıkarken de, hava iyiydi. Ayaz olacak, dediydi Yeliz. Kendisinden bu paragrafta, pis çorbacı dediğimden ötürü özür diler, kitap uzmanı Yeliz, hava durumu uzmanı Yeliz , en sevdiğim çorbacı Yeliz diye bahsetmeye devam edeceğimi beyan ederim. Dondum dondum, hala ağrıyor, sızlıyor yanlarım, oralarım buralarım. Yeliz, seni dinlemeyen aha böyle olsun.

Aradım bizimkileri, sevgili zaman ayarsız eşim, tamam birazdan!!! geliyoruz dedi. Bekle bekle gelmezler. Rahat adam, oyuncakçıya girmişler, teknosaya girmişler. Ben donuyorum. İçeri girdim, bu sefer ayakta durmaktan belim ağrıdı. Elim kolum da dolu.

Geldiler, ana!!! Berk'in elinde bir torba. Neden diyorum, oğluma oyuncak almak istedim diyor. Gitmiş, tek olarak fin mak roket almış. Hot wheels arabaymış asıl alacağı. Pis kolleksiyoner, takıntılı adam, evdekinin lastiğine bişiy olmuşmuş. Nasıl bozuldum anlatamam. Sen söyleseydin diyor. İyi de benim oyuncakçıya gireceğimi biliyor, ne zaman oğluma birşey almadan çıktım. Oraya giriyorsa beni onun arayıp, sorması gerekmez mi ? İki tane fin mak roketi oldu. Benim aldığıma fazla sevinmedi doğal olarak ama kibar olduğundan iki tane oldu, teşekkür edegilirim dedi. Ama fırançeşkoyla zıplattım Berk'i. Oh be!!! Babanla bizim hediyemiz dedik ama annem almış dedi. Pis rol çalıcı Murat'a da kapak işte.

Yeliz'im haftasonu hava raporunu alayım şekerim.

Bu da, Berk'in bugünkü parti kıyafeti ve yeni saçı !!! Yarın da kalfulda parti var, üst üste iki parti olunca, yedekli çalışan ben, iki takım kıyafet hazırladım oğluma. Annem olsa, bugün kirleneni akşam yıkar, kurutur, ütüler ve yarına hazırlardı ama ben de fedakarım kardeşim, alla alla. O ka gidip alıyorum !

Not1: Murat bak, elindeki fırançesko :)
Not2: Murat,fotoğraf makinasındaki saati ayarla, yanlış çıkıyor !