Bu haftasonu; ciddi kararlar aldım.Aslında karar almak gibi bir niyetim yoktu.Böyle iyiydim ben,hamileyken bir düğüne katılacağım diye aldığım mor renkli elbiseme olduğuma göre,geçen kış 38 beden pantolonuma girebildiğime ve hala içimde bir umut, bu kış da girerim,iki yemem,üç içmem yaparım dememe rağmen,artık kotumun beni sıkması ve acımasız babamın, "sen ve göbeğin şeklinde geziyorsun" demesiyle,aynaya bakmadığım anlarda da içime bir kurt düştü,evet evet kilo aldım.
Berk'ten sonra nasıl oldu bilmiyorum,aldığım doğum kilolarımı vermiştim.Ama bu kış yine aldım.Ben almazdım,arkadaşlarım yüzünden tabiyki :p İş yerimdekiler zorla yediriyor,diğer arkadaşlarım zorla bira içiriyor tabi tabi sırf bu yüzden.Aslında, Berk'in de katkısı var,kışları malum akşamları iş yerinden gelmek bilmeyen Murat yüzünden,sadece Berk ve ben yiyoruz.Berk 1 yaşındayken; ona yedireceğim diye kendim yemek aklıma gelmezdi.Bu kış ise,kendisi yemek yediğinden ve sırf çocuuuma yemek sofrada ahenkle,birlikte yenir diye öğretmek istediğimden ben de yedim,hatta Berk'in artığı varsa onu da yedim,acısolar dökerek,üstüne bir de ekmekler yedim.Bana göre rakı,bira evde içilmezdi,illa ki muhabbetle kordonda,sahilde içilirdi.Berk'ten sonra kordonda bira içmişliğim oldu tabi,hep o arkadaşlarım yüzünden:) Ama evde bira içmeye başladım.Ben bir alkoliğim,diyemeyeceğim,bildiğin İzmir'liyim.İçerim abicim,sefam olsun.
Oldu sefa,bu da bira göbeği tabi.
Yani uzun lafın kısası,benim hiç suçum yok! Arkadaşlarım,Berk,Murat,acıso ve ekmeğin suçu.Ama nedense cefası bana kalıyor.O kiloları da atmak benim görevim,resmen haksızlık.
Geçen hafta içi,Murat eve geldiğinde ,naberler,coşkular falan,dedim yine birşey aldı bu,dur bakalım.Ben mutfakta yemek hazırlarken,banyodan çıkıp,bana şöyle bir baktı.Sonra odaya gitti.Telefonla konuşmaya başladı.Duyuyorum
M:pardon,özür dilerim.Söz verdiğim gibi gelemedim.İletirseniz sevinirim.Yarın ararım.
Haydaaa lan ,aleni aldatılıyorum! Yok be,bir kadınla değil. Meğer randevusuna sadıkmış,ben hiç göremedim.Ya geç kaldığı ve gidemediği için özür dileyen,telefon özürlü bu adam benim kocam değil,ya da aslında bu Murat ama bana karşı hiç böle değil.Aldatılıyorum.
N:kiminle konuşuyorsun.
M:sevgilimle
N:anladım da kim?
M:yaa sportstan aradılar gel diye 7 gibi,gidemedim iş kazası olunca (olur malesef onların iş yerinde) arayıp özür dilemek istedim.
N: hıım çok etkileyiciydi sanırım. ( o kadın)
M:ayıp çocuğa ya (adam)
N:Murat spora mı başlayacaksın
M:aile paketi var
N:off yaaa,neremizle ödeyeceğiz ki...
Cumartesi akşamı; "o ayıp olan çocuk" kesinlikle spor eğitmeni değil pazarlama uzmanı diye adlandırılmalı.Hala neremizle ödeyeceğiz bilmiyorum ama cuma akşamı,cumartesi gündüz ve pazar istediğimiz saatlerde şeklinde plan yapıp,imzaladık.Gün şartı yok,ben dizilere göre ayarladıysam namerdim :P
Beni asıl cezbeden,Berk ile beraber gideceğiz,orada bakım ünitesi diye bir yer var.Berk girdiği anda adapte oldu,onun boyuna göre basket oynama alanı,top havuzu,oyuncaklar...Üstelik ilgili kadın Ümran Teyzeme benziyor.(gülünce gözlerinin içi gülen,tonton,sevecen,tatlı kadın tiplemesi,hayatım boyunca Ümran Teyzeme benzeyen herkesi sevdim ve hiç yanılmadım)
Bakalım bu cuma akşamı gideceğiz,ham olduğu için vücutlarımız, önce yüzecekmişiz.Allam yazarken bile gülüyorum,oradaki insanların maddi gücü ile bizimki asla bir değil.Sadece aynı yanımız, yemekten şişmek.Bizim ayarımız, mahalle spor salonu ama böyleyiz biz.Zayıflarken herşeyimiz zayıflamalı.Cüzdanımız da dahil.Tencere kapağız biz.Evde akıl vermekte üstümüze yok,birini sevince gözümüz görmez.Sevdik biz " o ayıp olan çocuğu"
Haa bu arada iki salak modundayız.D&R' a girdik Berk ile,kitap bakacağız.Berk gitti,vakvuyinli,yanında basma butonu olan bir kitap seçti.İkimiz de,evdeki kuzulu kitaptan sandık,butona basınca meeeliyor.Yani sanmışız,konuşmadık çünkü.Ben hatta gururlandım artık kitap okuyoruz diye.Berk kitap elinde,gidelim diye tutturunca,hemen kasaya yöneldik,kasadaki kız ikna etti alabildi elinden Berk'in,fiyatını okutmak için,Berk bu süre zarfında,kasanın önünde bizimle değil,kasanın öbür yanında kasiyer ile birlikteydi.Ben ödeme esnasında arkadaki dergilere baktım.Arabaya bindik,Berk aç dedi.Kitabın sağ tarafında kare şeklinde vakvuyin,matıl ve luci karakterleri var.Aaa bir açtım,bu bir oyun kitabı!!! Tombala,milyoner gibi.Arkasını çevirdim.36,yazıyla otuzaltı lira!!!
N:Murat buna 36 Tl mi verdin?
M:sana alıyor muyuz dedim,alalım dedin.
N:ama ben kuzulu kitaptan sandım,o ne kadar ki 10 lira falan.
M.ben de kasada öğrendim.Ne yapayım o sırada almayayım mı diyeyim.
Bu mini tartışma ve deneyim ve güzel tecrübeden sonra, gittik sportsa onu da söylemeden geçmeyeyim.Asla evimiz olmaz,bankada da paramız bizim.Ama birlikte yaparken eğleneceğimiz bir aktivitemiz olacak.Ne diyeyim,verdik artık parayı.Sefamız olsun.
Murat daha çıkabilecek masrafların farkında değil tabi,ben zayıflayınca olacakların.Yaa şaka gibi benim göbeğim olmayacak artık sanırsam,o beğenip beğenip alamadığım şeyleri alacağım :)
Şimdi bu kadar sakin ve amaaan şeklinde karşılıyor oluşum;biz de dahiliz diye tabi.Bazen bir cadıyla yaşamak diye yazsa Murat kaç kişi,"allahın cezası bu kadın, abi ,kaç kurtul" derdi kimbilir,tabi önemli olan o yoruma Murat'ın nasıl tepki vereceği ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder