18 Eylül 2011 Pazar

cebimdeki renkler...

Yeliz'in "kemeraltı"nı yazdığını okuduğum akşam,ilk kez gördüğüm bir nickle "cebimdeki renkler"  diye biri Yeliz'e aylardır bir sürü laf kalabalığı ile anlatmak istediklerimi ,öyle güzelce yazmış ki,ilgimi çekti.Tamamen yanlışlıkla isminin üstüne tıkladım,niye yanlışlık;böyle birşey olduğunu bilmiyordum.isme tıklanınca;hakkında bilgi sahibi olabildiğimi :) (Bırcı'nın dilene düşecek doneler veriyorum,farkındayım)

Baktım blogu var,o an Berk seslendi, kaldı öyle.Elif; mimleyince beni ;yahu,ben arkadaşlarımı izliyorum,kimi yazayım bloger enlerine bilemedim,zıpır Yeliz de mimlemiş,bir pis de benden:)  O an hatırladım,cebimdeki renkler...

Hemen izlemeye aldım, Haziran 2011'den beri blog dünyasında ya da ben engin derin bilgimle anca bu kadar anlayabildim.Açtıkça yazdıklarını,ben bu kadını sevdim yahu.Hele ki buzdolabı magnetlerine bayııldııım.Klimalarına yaptıklarını görünce ise hayran kaldım.Anneme,babama,Murat'a gösterdim.Hatta ev bakarken,artık samimi olduğumuz emlakçımıza,klima konusu gelince bahsettim.Böyleyim ben,hoşuma giden birşey olunca,herkes bilsin ve benim gibi sevsin isterim:) Dikiş makinasını aldı mı,yarım kaldıydı okumam,daha onu öğreneceğim.Bu arada zarf pantolon diye birşey öğrendim,yetenek başka şey yeminle...Klimayı ve buzdolabını görünce,mikemmel ! üstü evime daha bir sinir baktım,evin ne suçu var,ben güzelleştirmiyorum.Zaten ben artık kendimi bile güzelleştirmiyorum,yarım ojelerle dolaşıyor,sıfır makyajla geziyorum.O klima bana ilham verdi,bari en azından kendimi süsleyeyim.Bu sayede gayet tuzlu bir biçimde:) spor salonuna kayıt olduk,aklımızda bile yoktu.Onu da anlatacağım ama o klima var ya  o klima :))) bir klima o kadar güzelken, ben de olabilirim:p. Ben de bakımlı fotoğraf koyarım kardeşim buraya :))))

Buraya artıkın,süper düper zayıf biri olacağım diye yazmaya geldim ki; yorumunu gördüm Cebimdeki Renkler'in acayip heyecanlandım,o da, Yeliz'e ve bana  da,bana daaaa bayıldım demiş.Berk'i sevmiş.

Blog olayı böyle birşeymiş demek ki,tanımadığım biri yazdıklarımdan beni izlemeye almış,benim izlemem gayet doğal çünkü ilgimi çekiyorlar,arkadaşlarım falan.Ama tanımadığım biri ya ,inanılmaz hoşuma gitti,Nurturia dışında biri Berk'i sevmiş.Ben de sana bayıldım "cebimdeki renkler" dün aynı sıralarda "bayıldım" yorumları yapmışız birbirimize.Sevdim ben bu işi ya çok sevdim :))

Not:Elif ve Yeliz; miminizi görmezden gelmeye devam ediyorum ama sayenizde dünden beri izlemeye aldım çok kişiyi,seneye en'lerimi bildiririm.

3 yorum:

  1. Beni inanılmaz duygulandırdın Nil :) Gözlerim doldu. Haziran ayından bu yana bir blogum var doğru ve inan bana ben de senin kadar acemiyim. Mim ne demek raconu nedir; hiç bir şey bilmiyorum bu konuda. Bildiğim okumaktan keyif aldığım sayfaları izlemeye almak ve yazılarını takip etmek.
    Yoğun çalışma günlerini geride bırakınca tamamen boşluktan görev edindim ve evde kendimce birşeyler üretmeye başladım. Blog yayınlamaya başladığımdan beri de senin gibi bir sürü güzel kadınla (kendine gerçekten haksızlık etmişsin) tanıştım. Burada takip ettiğim hiç kimseyi gerçekte tanımıyorum, hiç görüşmedim ama o kadar sıkı takip ediyorum ki bir sürü de şey öğrendim onlardan ve samimiyetlerine de hayran oldum. Hepsini (evet bazılarını daha çok)çok seviyorum. Ama senin yazdıkların için ne diyeceğimi bilemiyorum :)
    Hakkımda yazdıkların o kadar sıcak ki çok etkilendim.
    Dikiş makinemi hala gidip alamadım. Aslına bakarsan bir süredir de pek bir şey üretemedim, Antalya' nın sıcakları beni perişan etti. Bu arada yaşamayı en çok istediğim kentte yaşıyorsun İzmir' de. Ben de 90 lı yılların ikinci çeyreğinde İzmir' de yaşıyordum. Çok severim.
    Hakkımda o kadar övgü dolu satırlar yazmışsın ki çok mutlu oldum ama bir o kadar da yanaklarım kızardı, kendine de haksızlık etmişsin diye düşündüm çok güzel bir oğlun var ve onu yetiştirmek zaten başlı başına en büyük uğraş. Benim yaptıklarım bu uğraşın yanında nedir ki... Kendine iyi bak, tekrar çok teşekkürler, Berk dolu günler :)

    YanıtlaSil
  2. Karşılıklı duygulanacağız sürekli,demek ki:)

    Kendime haksızlık etmiyorum inan:)Sen de yaptığım nedir ki deme,hayran oldum ben.İçimden ne geldiyse yazdım sana,ne hissettiysem...Etkilendim çok,heyecan bile yarattın bende.Ki şu sıralar Kuzey'e heyecanlanıyorum,Ezel'im gittiğinden beri:)

    hele ki,90-92 yıllarında Antalya'da olduğum düşünülünce,daha bir kanım ısındı sana,nöbet değiştirmişiz:)

    Mim olayı,bu blogger alemi başlıyorlar birşey yazmaya,herkes aynı konuda yazıyor,herkes derken;mesela konu çocuk bezi,yazıyorlar sonuna sen de yaz diye isim veriyorlar,adı geçen herkes aynı konuda yazıyor,buna da mim diyorlar.Mimleyen arkadaşın olunca,telefonda bile yazsana kardeşim diyorlar:)

    Not: o kadar şikayet dilekçesi gönderdim Eti'ye,hala antep fıstıklı bitter sticks yok:)Madem sen de seviyorsun,ben yarın yine yazayım,geldi yine bu desinler.

    YanıtlaSil
  3. O zaman yarın ben de yazayım Eti' ye tam olsun :)) Berk' le yeni maceralarınızı heyecanla bekliyorum. Sevgilerimle,

    YanıtlaSil