berk'ten inciler

Yine çenemi tutamadığımdan, yatçaz kalkçaz Arca'nın doğumgününe gideceğiz dedim. Yavrum suçiçeği olup, parti ileriye ertelenince, bakalım nasıl anlatacağım Berk'e dedim. Hayat aradı imdada yetişti, özledik görüşelim deyince, biz de özlediğimizden sevinçle karşıladık görüşme isteğini.

Berk'e Arca hastalanmış yarın doğumgünü yok dedim, bozuldu, üzüldü. Ama Ela gelecek dedim, sevindi ama ilk önce Arca diye tutturdu. Tuna'ya alabamı velecektim ben diye tüm gece yedi bitirdi beni.


Cumartesi günü Ela gelecek diye erkenden kalktı. Akşamdan işlemeye başladım, Ela senin yatağında yatacak, sen bizimle yatacaksın diye. Sevindi bu duruma, ikna oldu sanıyordum.

Hayat'lar dedikleri saatte gelemediler, tüm gün oyalamaya çalıştım Berk'i. Bir ara kapı çalıp, Ela'lar sanıp, karşımızda babamı görünce, giiiiit diye ağladı Berk.

Oyun oynadık Berk ile. Yeni oyunumuz, Berk'in kurgusu üzerine, ben çocuk oluyorum, o anne. Ben öğretmeni oluyorum, o Berk. Güzel dialoglar çıkıyor. Şaşırıyorum Berk anne olunca, kendi söylediklerimi Berk'den duyunca bir garip oluyorum ama öğrenmiş ya seviniyorum."Bu sıcak dokunma çocuum" diyor bana "Anne Berk", "dişlel fılçalanacak hadi çocuuum" diyor. Gerçi ben çocuum demem, ama oyun ya bu, öyle hitap ediyor.

Asıl bir ara ben Alca'yım, sen ıhıı ıhıı yeydi annesinin adı dedi. Yeliz dedim. Ebet, sen Yeyizsin dedi. Tamam dedim. Pasta üfledi hayalinde. Sonra beni hasta etti Yeyiz dedi. Şok oldum. Oyundan çıktım hemen. Nasıl annem, niye Yeliz hasta etmiş Arca'yı dedim. Sen hastalanınca ben mi hasta ediyorum seni dedim.
Hayıl hayıl annee, sen Yeyizsin.Sen Alca'ya muzlu süt vermişsin hasta olmuş dedi.

Derin bir oh çektim. Muzlu süte fena alışmıştı, geçen hafta hastalanınca şeker, çikolata ve kutu muzlu süte ara verdik ve bahane edip karnın ağrır, hasta olursun dedik. Yazmış kafaya. Ama acaba kafasında madem bundan hasta oldum o zaman annem hasta etti diye mi düşünüyor diye düşünmek, olayı böyle algılamak istemiyorum işime gelmiyor. Sonuçta Yeyiz Alca'ya kutu süt vermiş hasta etmiş :)

Hayatlar ile çok güzel bir akşam geçirdik. Gültekin, Berk'e göre Tülkekin, güzel bir rakı getirmiş, rakıladık. Ela ve Berk kendi kendilerine takıldılar.

Berk bu ara çok konuşuyor, aynı şeyi defalarca anlatıyor. Aferin alma sevdasına, Ela'ya yapma dediğimiz bir şey için, bir çok kere aynı şeyi söyleyip, ama öyle olmaz ama böyle olmaz deyince, Ela o güzel yumuk elleriyle Berk'in ağzını kapattı, Sus Berk dedi. Berk sustu :) Çok güldüm bu sahneye.

Uyku vakti gelince tutturdular beraber yatacağız. İyi dedik. Salonda kıkırdamalarını duyduk, biraz vakit tanıdık onlara, içimizden geçen nasıl ayıracağız,uyumazlar oldu, dile de getirdik Hayat ile. Ama Gültekin gitti yanlarına, yatakları ayırdı,beş dakika sonra geldi uyudular dedi. Ne yaptı :P hala bilmiyoruz. Ama Hayat ve ben çocukları uyutmaya çalışmadık şaka gibi. Büyüdüler be.Büyüdüler.

Pazar günü Güzel Sanatlar Park'ına gittik. Hava çok güzeldi, eğlendi çocuklar. Gültekin'in başı ağrıdığı için erken kalktılar, Berk çok ağladı Ela'nın ardından.Akşam da hislendi durdu, ben Eyayı çok seviyolum, yine gelsin diye söylendi.

Bir ara Ela gelmeden daha, oyun oynarken dedesiyle, ben kızlalı döverim dedi. Ben kızdım. Ben de kızım, Ela da kız nereye dövüyorsun, niye dövüyorsun diye başının etini yerken cevap; sen kız deyilsin annesin, Eya kız deyil kaldeşim dedi. Hah iyi dedim biz yırttık, diğer kızlar düşünsün:)) Hehe kızlara sinir olma dönemi başladı herhalde, umarım zarar vermesin ama şöyle uzaktan sevsin iyi iyi :P

Ela yine çok konuşan Berk'i sustururken :)

Asıl bombayı sona sakladım, Güzel Sanatlar Parkında, mini basket sahası, mini golf sahası, mini futbol sahası var. Berk mini golf sahasında , en fazla 9 yaşlarında 3 çocuğu oynarken görünce, oraya doğru yöneldi.

Elimi bırakmıyor ama oyuna dahil olmak istiyor. İzah ettim golf sopası abilerin ve şimdi onlar oynuyor diye. Elimi tutarak, sürekli çocuklara komut veren kadına doğru adım attı.

B: Afedelsiniz, ben de oynayabilil miyim yütfen dedi.
Kdn: Hayır oynayamazsın  dedi.

Net ve açıklamasız bir şekilde söyledi kadın. Hiç müdahale etmedim.

B: Ama yütfen dedim bulda sıla beklicem dedi.

Kadın cevap vermedi ama Berk'in yüzüne baktı öylece. O sırada çocukların oyun zevkinin içine ettiği için "yanlış oldu, böyle olmaz, hadi " diye diye, çocuklardan biri küstü sopayı bıraktı. Berk yine elimi tutarak, kadına doğru bir adım attı.

İnsafa geldi kadın hadi al bakalım ötekinde oyna burada oyunu bozma dedi. Berk  teşekkür ederim dedi.

Bir kaç kere denedi, deliğe denk getirmeye çalıştı. ( Bizim kurum sahibi çok çok haklı, konu sportif faaliyetler olunca Berk istekli ve iyi yönlendirilmeli)  O sırada, sopasını bırakan çocuk mızmızlanmaya başladı. Kadın Berk'e doğru

"Hadi bakalım,şimdi polis gelecek ver bakalım sopayı ve topu" dedi. Berk anında bıraktı oyunu ve sopayı da topu da kadına verdi. Teşekkür ederim dedi. Bu kadar kolay olmasına şaşırdım, asıl bombayı patlattı.

Benim alkadaşımın babası polis, polisler iyi insanlaldıl dedi.

Kadın bir Berk'e, bir bana baktı. Sesimi bile çıkarmadım ama bakışlarımdan anlamıştır kesin diyeceklerimi :)

Kadının yanından uzaklaşınca, öptüm Berk'i. Aferin anneciğim, büyüklerinle düzgün konuştun, sıranı bekledin, ağlamadın, teşekkür ettin dedim. Ve bunu Murat ile konuşurken, bunda kesinlikle okulun katkısı büyük dedim. Sıra beklemeyi öğreniyor ve başını becerebilmeyi. Ben destekliyorum sadece. Tamam oğlumun yapısı da önemli verileni almış , ben oğlum kibar kibar halletmeseydi, oğluma tavrı yüzünden, o kadına   özel çemkirici, lafı gediğine koyucu hatta o kadına özel biiiip  tavrımla karşılık verirdim ama oğlum yaşından olgun bir hareketle hem ağız payı verdi hem hedefe ulaştı. Gurur duydum bee:)