adil olmak

Evin babası henüz gelmeden, her akşam olduğu gibi anne oğul oyun oynamaktadırlar.

Her zaman ki gibi, ya dizleri üzerinde sürünerek yarışmakta, ya dizleri üzerinde sürünerek araba sürmektedirler.


3,5 yaşındaki çocuk hagi yalışalım der. Odasının kapısından başlayıp, salon kapısına kadar, sürünerek yarışacaklardır. Her zaman çocuk kazanmaktadır, normaldir. Ancak bu kez farklı birşey olmuştur. Yarış başlarken, çocuk annesini eliyle ittirip, bir adım öne geçip, yarışı başlatmıştır.

Anne yarışa ara verir. Olmaz ama der, bu adil değil ! Çocuk şaşırır, adil mi, o ne demek?

Anne kalır bir an, hah der, bulur anlayacağı gibi anlatma yolunu

Hani der, çik kralı ittiriyor, kaza yaptırıyor, böylece yarışı kazanıyor. Böyle yapınca adil olmazsın. Yarışa aynı anda başlarsın, kim hak ederek kazanırsa işte bu adildir.

Haa annadım der çocuk. Anne der, hadi şimdi başlayalım yeniden.

Aynı noktaya yeniden gelirler, çocuk annesini yeniden ittirir yalış başladı der.

Anne şaşkın bir biçimde , ama bu adil değil der.

Çocuk ama ben kazanacağım der.

Böylece bir anne oğul eğitimi daha sonuçlanmıştır. Anne dumur olmuş, söyleyecek söz bulamamıştır.

Baba eve geldiğinde baba oğul oyunlar oynanır. Yatma vakti geldiğinde, çocuğa bir haller olup, sürekli hayıl hayıl hayıl demektedir. Ülya'nın aldığı orgu alır eline, şalkı çalacaktır. Anne ve baba artık her akşam, bu hayıl faslından fena halde bayılmıştır. Baba tehlikeli yaş 2 ve 3 tü de mi der. Umut dünyası işte. Anne okuduklarından ve deneyimlilerden öğrendiğiyle malesef fucking four geliyor der.
Baba iç çeker. Anne kız çocuktan çoktaaan vazgeçmiştir.

O sırada çocuk kendi kendine sayı saymaktadır, anne baba seneye yaşayacaklarını hayal ederken, birden duyduklarına inanamazlar, çocuk hiç yanılmadan 1 den 20 'ye kadar saymakta, orgun üzerinde açma kapama düğmesine bakarak, bu fısıl, bil fısıl on, iki fısıl yılmi ( ı ile) demektedir.

Anne ve baba öylece kalmışlardır. Sürekli öylece kalmaktadırlar...