11 Nisan 2012 Çarşamba

balbi

Cuma akşamı Berk efendiyi uyumaya iknaya çalışırken, sorduk; kiminle uyuyacaksın?

Elkeklel kızlalla yatallal dedi.

Biz haydaaaa modundayken,susmadı,devam etti;

Elkeklel balbilelle yatal, hadi balbi gel yanıma



Balbi de oldum,ömrü hayatımda.Artık alışmamız, şaşırmamamız gerekiyor, öğrendiklerine, dediklerine ama şaşırıyoruz. Yattık, babasının yatağına. Yeni alışkanlığımız, babasının yatağı. Berk'e göre evde benim yatağım yok, odam da yok. Soruyoruz; benim yatağım neresi diye, bulada yatabililsin diyor. Canı nereyi isterse, aylardır kendi odama geçebilmiş olsam da, yok orası babasının odası, babasının yatağı.

İkimizden biriyle bizim yatakta uyuyuyor, dalınca kendi yatağına taşıyoruz. Berk'in kendi biyolojik saati var, hiç sektirmeden sabah 04.00 dolaylarında, anneee diyor, gözümü açıyorum, bana yel aç diyor. Murat'ın da bünyesinde hiçbir sesi duymama özelliği var, uyurken de uyanıkken de. Murat biraz öteye git diye bin kere söylesek de, ben kaderime razı gelip, kendi yatağımda yatarken, harbiden babasının ve oğlunun yatağı diye iç geçirip, bünyede salaklık olduğundan Berk dalınca yine uykuya, çekyata gitmeyip, omuzum ve boynum tutuk dolaşmaktayım.

Balbisi ve Berk tam uyuyacakken, arıza olmasa olmaz. Ben babamlaaaa yatacam. Elkeklel, elkeklelle uyul, sen kızsın, git.

Kısa sürdü Balbi hayatım...

Artık pembeyi sevmiyor, aşağılıyor hatta. Gerçi Berk için, "artık " demek çok yanlış, her an herşey değişebilir. Dişlerini fırçalarken, elimdeki daha önce sülsene dediği pembe ojeleri görünce; çek ellelini, ağzım peymbe olacak. Biz elkeklel peybeye bayılmayız di mi baba ? El cevap, mest bir ifadeyle; evvvet babacıım... Al hayrını gör iç sesim.

Pembe konusunda takıntılı olan sevgili kocam, cumartesi akşamı gösterdiği tavırla, hah be, canım benim iç sesimi de hakketti.

Berk, burgerkingin oyun alanında, anneleri tarafından özenle giydirilmiş iki kız çocuğuyla oynarken, mavi ve kar beyaz külotlu çorapları cazip gelmiş olsa gerek, resmen mıncıkladı kızları. suratındaki ifade; sapık bir görüntü çiziyordu. Ben sürekli etrafı kolaçan ediyorum, kızların ana babası nerede? Yapma oğlum diyorum, hoşuma gidiyor, çok güzel diyor.

Murat geldi yanımıza, gidelim ne olur ikna et dedim,ne olduğunu anlattım. Murat da, irkildi, kızların babası nerede dedi. Tırstık lan, adamlar gelecek, oğlunuza sahip çıkın diyecekler diye. Eğer Murat, aslanım benim tavrında olsaydı,kesin kavga edecektik. Kızların babası Berk için çocuk o da demez, ben annesi olarak surat ifadesinden sapık lan bu dediğim için, tırstık.

Oradan çıkınca, neden kızları rahatsız ettiğini sordum, ben bacaklalı seviyolum ellerim oldu cevabı. Ama rahatsız ediyorsun annem, sen istemediğinde ben sarılınca rahatsız oluyorsun, yapmamak gerek dedim. İzin alırım dedi ya...Tamam dedim, konuyu kapattım.

Zaten gündüz Seçil' e taktı, çok güzel di mi diye gözlerini aça aça sordu, nesi güzel diyoruz üstü diyor. Seçil Teyzesinin, ayaklarını, saçlarını, üst dediği beğendiği tişörtünün iplerini, etrafında dönerek sözde belli etmeden elledi durdu. Çok güzel derken gözlerini açıyor kocaman.

Pazar günü pikniği anlatmayacağım; kısaca arızanın doruğundaydı Berk. Murat bizi oraya bırakıp, şipşakçılık kursuna gidecekti, okul yönetimi daha gelmemişti, biz gittiğimizde. Arıyoruz telleri, kapalı,çekmiyormuş. Meğer servis tutmuşlar ki sordum belli değil demişlerdi. Bir veli gecikince onlar da toptan geciktiler.

Allahın dağında bıraktı gitti Murat bizi, ben sadece bari geldiklerinde git dedim, o an gelecekleri bile meçhuldü. Gitti... Çok kızdım içimden. Neyse yarım saat sonra geldi öğretmenlerimiz. Ağaçlar dikildi.Oradan çay içmeye başka yere gittik.

Ben Berk'in kafasına elimdekilerle vursam kendine gelir mi acep derken, birden babası kucağına aldı. Şaşırdık ben ve kocamın dedikodusunu yaptığım diğer veli arkadaşlarım:) Meğer içine sinmemiş, yarım saat gidip neredeyse İzmir'e varacakken, geri dönmüş.

Bu arada Berk'in bir arkadaşı daha anne-babasını yıldırıyordu. Ben önde gidiyorum, Berk çığlık çığlığa peşimden koşuyor.Arkadaşının babası kendi oğlunu ağaç dikim alanına gitmeye ikna etmeye çalışırken, Berk'i tuttu, hayretle bana seslendiler. Kendisi ile konuşmuyorum gelecekse gelir dedim. ( Gamze'min yöntemi, her seferinde tırsarak uygulasam da , zor anlarda işe yarıyor) Adamcağızın yüz ifadesi hayretler içindeydi. İçimden beni yargılıyor dedim, bir baktım, anne baba benim yanıma geldiler, Berk ve arkadaşı dedikleri olmadığı için bağıra çağıra,zırlama modunda  peşimizden geliyorlar. Meğer anne-baba yöntemi beğenmişler,uyguladılar. Ağaç dikme alanına gitmeyeceğim tepinen iki velet, kazma küreği görünce bu sefer dikim alnından ayrılmak istemediler ama öğretmenleri orada diye, bir sözü ikiletmediler bile.

Ailecek yorucu birgündü. Murat içine sinmediği için geri döndü ama bu pazar illa gitmesi gerekiyor :( Gitsin ama kardeşim ve ailesi geliyor yurtdışından cumartesi - pazar buradalar sonra Isparta'ya gidecekler, 23 Nisan'da yine yanımızdalar sonra gidiyorlar...

İlkgözağrım yeğenim burutuyormuş; Türkiye'ye gidince herkes Selim ile ilgilenecek diye, annemin hokka burunlum diye sevmesine de alınmış, okulda bir hikayede hokka burun kötü tarif şeklinde kullanılmış... Kıyamam ona ben, şaşalı bir karşılama yapacağız Melis'ime. Umarım Selim'imi de doya doya kucaklayabilirim, Melis ve Berk'e rağmen,heyecanla bekliyorum haftasonunu...




Kola şişesini dahil, hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan poz çekmek için kursa gitmek gerekmiyor kardeşim...Esra, bak çektim:)

20 yorum:

  1. saatler tutuyor birbirini.
    yatağa geliş saatleri. ama bir farkı var, oğlum beni istemiyor, yatakta:)
    annesiyle sarmaş dolaş yatıyorlar.
    Murat'ın davranışı bence yerinde. kıyamamış, sizlere:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deme yahu,daha sürecek demek ki:) Valla bir daha 4 odalı bir eve istiyorum, benim de odam olsun:)

      Murat oğluna kıyamamıştır:)

      Sil
  2. Nilim, senin oğlan sapık değil erkek olmuş bence :)
    Bu yaşlarda cinsel kimliklerini fark ediyorlar bildiğim kadarıyla, sevin bence ters bir durum olmadığına, normal bir erkek gibi kızların bacaklarını ve barbileri seviyor Berk paşam da :)
    Benim yeğenim de dört beş yaş civarı Hadise'ye takmıştı bir ara, hipnoz olmuş gibi izliyordu kız dans ederken televizyonda :)

    Yalnız barbi yapmış seni ne güzel, kısa süreliğine de olsa! sarı saç renkli gözün katkısı var diye düşünüyorum bunda ;) merak ettim çok, kızlar naaptı Berk onları mıncıkladığı esnada? Sevinmeliyim galiba kızım olmadığı için bu durumda :)

    Murat postlara konu olacağını bildiği için dönmüş olmasın :) Takipçilerin tepkisinden de korkmuş olabilir hatta :) Yok yok, takdir ettim şaka bir yana ve bayıldım baba oğul pozlarına ama piknikten de fotoğraf olsaymış keşke, merak ettim dağ başı nasıl bir yerdi aceba :)
    Vallahi Murat boşa para veriyor, hiç fark yok çektiğiniz fotoğraflar arasında :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esra'm, sen o bakışı görsen, şöyle anlatayım; gözleri büyüyor,dişlerini sıkıyor ayrıca sırıtıyor:)

      Kızların biri 3 yaşlarında yapmaaaaa diyordu, diğeri 6 yaşlarında hem gülüyor hem itiyordu.

      Dağ başı şöyleki, dağ başı :)) ağaç dikilecek bir alan, otlarla dolu, ayrıca bir sürü insan var, okullarla gelmiş, piknik de yaparız dediler, sosyeteyim ben, piknik masası hayal ettiydim, yok tabi.Güneşin alnında gölge de yok, ayrıca arabasız ulaşım da yok.En kötü gelmeselerdi öğretmenler, hayatta aramazdım, illa birine yalvarırdım bizi de götürün diye:)
      Bence de fark yok,aslında var, geçen pastayı çekmemişti:))

      Sil
  3. Nil hangi birine yazacağımı şaşırdım.Kafa binbeşyüz malum. Esra nın dediği gibi sapıklık değil yaptığı. benim çocuğum kız olmasına rağmen topuklu ayakkabılar mini etekler ilgisini çekiyor. ayran budalası gibi bakıyor. hani dün yazmıştım ya bizim ofisteki saygıdeğer şahsiyete hayrandır mesela. bir de okul müdiresine. Kadının göbeği önde gitmesine rağmen dekoltede sınır tanımıyor maşallah. garibim annesinde görmüyor ki? Bir de babasının diğer tavrı sergilemesi de muhtemeldi ama sanırım empati kurmuştur yani o kızların babası kim olsa rahatsız olabilirdi bu durumdan.

    bir de bu postta tuttuğum cümleyi tırnak içine alayım: "Murat'ın da bünyesinde hiçbir sesi duymama özelliği var, uyurken de uyanıkken de." Aynı modelden bizim evde de mevcut.

    Bizimki de balığa gidecekse gözü birşeyi görmez. hatta götürmezdi bile. başının çaresine bak kargalar botunu giymeden balığa çıkardı :)Bence Murat Esra nın da dediği gibi şerrimizden korkmuş olabilir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nil bugün Kuzey yok mu? hiç fragmanına rastlamadım da...

      Sil
    2. Aynen Nilhanım hala kendimde değilim...Bugün belki de son kez evdeyim,izinli olarak.Kavitasyona gittim, salak olduğumdan birşey yemeyi unuttum, orada fenalaştım,post yazdım kahvaltı yapmadım ama valla aç değildim, panik oldular neyim var diye hala aç değildim saat 13.00 olmuştu, galiba birşey yemedim dedim.

      Bakınız Esra'ya cevabım, durduk yere oğluma sapık demiyoz herhalde:)

      Kuzum be ya, saygıdeğer ol tabi ama "saygıdeğerlere" özenme, maskeli onlar:)

      Ben Murat gideken sadece ne halin varsa gör dedim, sonraki halleri mi hayal etti acep :P Yok be kıyamamıştır bize. ( okuyor buraları ondan diyorum yoksa tırsmıştır demek isterdim ama bak demedim)

      Küstüm ben Kıvanç'a,Kuzey'i seviyorum sadece , ödül alacak diye yurtdışındaydı çekim yapamadılar herhal,kendisine küsüm Kuzey'den mahrum bıraktı bizi,düne kadar azimle bekledim fragmanı ama yok, sanırım tekrar bölüm olacak ama bu bize yapılmaz ki :(

      Sil
    3. cancağızım bunlar bölümleri sıcak sıcak mı yayınlıyorlar? hiç mi yedekte bölüm tutmuyorlar?

      Sil
  4. Çok şekersiniz yine ailecek :) Berk bildiğin erkek olmuş ya, Lara' nın da bacaklarını eller mi acep ? :)
    Murat' ı ben de takdir ettim döndüğü için ve senin fotoğrafçılığına da bayıldım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kahkaha attım be Renk'im, bir insan bir çocuğu anca bu kadar sever be, eller mi demiş ya, anlamadım onaylıyor musun, kaygı mı??? :))))) Hayatta izin vermem, teperim denyoyu, kardeşim dedi bi kere, yok öyle, gerçi yanlışlıkla ellesin dünür olmak için can atarım ayrı:)))

      Aman sev sen ailedeki herkesi sevgiböcüğüm,can arkadaşım benim:)

      Sil
    2. :) Hakikaten gülücük atınca ellesin istiyorum gibi olmuş be... Yazdıklarının her kelimesine katılıyorum, seninle dünür olsam daha ne isterim ayrıca ama elleyenleri dövsün Berk :))

      Sil
  5. gene kahkahalarla güldüm yaaa.Çok yaşa sen emi Nil:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sibel, hep birlikte sağlıkla inşallah :))))

      Sil
  6. Hey barbii geri dönmüşsün yani yazdığın postla öyle hissettim.İyi olmana sevindim:))Bu çocukları anlama kılavuzu diye birşey olsa keşke.Immmm sorunun cevabı sayfa 45 de okudum ne yapacağımı anladım gibi birşey yani.Ağaç ekim yerine gitmez giderse dönmez gel buyur buradan yak şimdi.Eray'la Berk model yılı aynı olduğu için mi yoksa biz bilmeden bir şekilde haberleştiği için mi artık nedeni bilmiyorum bir çok yönden hep aynı.Zor yanları olsa da Sayduyuları yeter diyorum hep ben.İyi ki varlar.Bu arada Allah kavuştursun şimdiden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayla; canım, sabah gayet enerjik kalktım, bugün evdeyim diye ama kahvaltı yapmayı unutmuşum, tansiyonum falan düştü,şimdi iyiyim. O ortamdan uzak olmak iyi geldi aslında, ben yapı olarak herşey bir anda netlik kazansın istiyorum, sabır sahibi değilim sanırım...

      Eray ve Berk cidden çok benziyorlar, aynı yılın modeli olmakla alakalıdır ama var aynı yılın modeli arkadaşları onlarla arızalar benzeşse de, Eray'ımla çok şey benzeşiyor. Aynen iyi ki varlar, arızaları bile hayat veriyor, yani enerjik kılıyor:)

      Sağolasın, cumartesi akşamı ve pazar sabahı şenlikli olacak hayırlısıyla...

      Sil
  7. Berk 'erkek' moduna gitmiş çoktan Nil:)

    Hala neden sizin yatakta uyuyor?
    Artık alışsın ya, bence çok geç kalmış bile...
    (bana ne oluyorsa:))

    YanıtlaSil
  8. Semi; sana olmalı :)) hep diyorum tecrübelerin önemli benim için,kendi odasına geçeli çok oldu ama şu son zamanlarda yatağında yatmak yerine bizimle yatmayı tercih ediyor uykuya dalana kadar. O da evimizde yatılı misafirimiz vardı, Berk'in odasını arkadaşlarımıza verdik, işte o gece bu seçeneği fark etti, kullanıyor.

    YanıtlaSil
  9. Çocuklar her şeyi kullanmaya bayılırlar:)
    Bir açık varsa üzerine giderler. Normal...
    Öyle bir doz var ki robot ayarlarına sahip olmadığımızdan tutturamıyoruz. Senin durumun için söylemiyorum.
    Sevgiyi çok gösterdiğimizde tepemize çıkarlar, az olduğunda başka yerde ararlar, çok karışırsak kendilerine güvenleri olmaz, az yaparsak çok dağılırlar, arkadaş olursak iş laçkalaşır takmazlar, ciddi olursak annem beni hiç sevmiyor olur....gibi gibi gibi... Formül yok, deneye deneye herkes kendisi bulmalı. Ama bu denemelerde yanılma payını düşük tutmakta fayda var:))

    YanıtlaSil