26 Ocak 2012 Perşembe

offf

Bazen ben bu işi beceremiyorum diyorum. Üç yaşında bir çocuk, benim çocuğum bana kendimi yetersiz hissettiriyor. O mu hissettiriyor, ben mi hissediyorum ?
Yetersiz, zavallı, otorite yoksunu olarak görüyorum kendimi.

Ha bir de, çocuğunu üşüten kişi !! Dikkat edeceksiniz diyen bir annem var. Yemin ederim alıp başımı gidesim var. Üşütmemesi için daha ne yapayım ben bilmiyorum ki ? Annem gece üstünü açıyordur diyor,arada kalk bak ! Kaç kez örtüyorum üstünü,kaç kez kalkıyorum ben.  Ben uyurken açılıyordurmuş. Anneysen uyumuyacaksının başka türlü söylenişi herhalde.Tamam uyumayacağım artık,tamam yeter artık !

Dün akşam tam yemeğini koydum tabağa,yiyecek, dedesi geldi. Berk'e benibön (bonibon) almış ve verdi ! Ben yırttım kendimi,ben yetişene kadar açtı ve yedi, sonra da yere döküldü. Arıza gırla. İnat ya, keçi, yemedi yemek. Ben mideme ağrılar girip, babama laf söylememek için oturdum.

Bir de Berk normalde yemekle sorunu olmayan bir çocuk, yemiyorsa yemiyecektir. Ya hastadır,ya öğlen abartmış, ikindi de kekleri en az iki tane götürmüştür. Sofrayı kaldırdım, ben ekmek istiyorum dedi. Dedim tamam yine boğazlarımız nanay,boğazı gıcıklanırken ister ekmek, nasıl biliyor ekmeğin iyi geldiğini ben anlamıyorum ama aynen dediğim gibi oluyor, getirdim ekmeği onu da yemedi ! Süt istedi. Benim tüm davranışlarım, hah yine hastalanıyor düşüncesi ile.

Dün çarşambaydı ve ben dizi izleyecektim ya,babası ile yattılar. Diş fırçalamayacağım diye arıza çıkardı, dedik ki hani Atakan çok şeker yiyince karnı ağrıyor bir de dişleri çürüyor,(diş çürümesini biz ekliyoruz hikayeye) bana Atakan'ı okuyun dedi. Tüm hikaye kitapları aynı yerde duruyor. Atakan yok ! Ara tara bulduk.

Duyuyorum içeriden, çok şeker yemiş, karnı ağrımış, annesi sebze çorbası yapmış, bezelye yemiş falan. Berk, ben acıktım dedi. Murat zamanında yeseydin dedi ! Berk ağlamaya başladı ve anneeee ben acıktım, piyav ve köyfte yiyeceğim diye seslendi.Gittim, Murat'a bakıyorum. Gerçekten değil, özendi diyor. Hem öğrensin zamanında yemeyi! Lan 3 yaşında,3 .Ben dedim ki, ya gerçekten yemek istiyorsa, birşey yemedi ki, (üstelik ben kitap okurken, sıcak çikolata içerken kahraman ben nescafe içerim, film izlerken şarap görsek canımız ister, o da insan, özenmesi bile yeter benim için ) yedirirsem sonrasını da kendim halledermişim. Tehdit açık tehdit.Sen dedim, anne vicdanımla isteklerim arasında beni tehdit ediyorsun. Girdik birbirimize.

Ben delirdim, ısıttım pilavı. Yedi Berk. Hatta köfte için sıcak dedi. Tıktım ağzına. Hem Berk'e beni oynattığı yani aslında hasta olmadığı !!! için kızıyorum, hem Murat'a beni tehdit ettiği ve zalimliği için. Gözü dönen anneden tırsan Berk,dişlerini bile fırçaladı.

Yatağına gittik, telefonumu istiyor. Hayır diyorum, zamanında yemedin, şimdi uyku vakti telefon yok ! Arızaya bağlayınca, hışımla alıp, yine bir taraflarımı yırtarak,yatağa yatırdım. Kıyamet koptu, canını yakmışım gibi bağrıyor. Murat geldi, bu mu anne vicdanın dedi !

Ben kendimi biliyorum hemen çıktım odadan. Sakinleşmeye. Geri döndüm, git dedim ben uyuturum, sonrası benimdi ya, hani çocuk senin değil, görev yerine getiriyorsun ya... Neyse sulh olduk. Berk uyudu.

Sabah şiş bir gözle kalktı, çapaklı. Çay kompresi yaptım. Şiş indi. Şimdi okuldan aradılar göz yine şişmiş. Doktoru aradım, üşütmüştür, netira göz damlası 10 gün, günde 4 defa!!!! Allah razı olsun Sezen Hanım, gelmeyin, ben alıp damlatırım dedi.

O arada annemi aramıştım, damlayı götürebilirler mi diye, annem sonra döndü bana. Üşütüyorsunuz dedi.

Ben istifa ediyorum, halim yok ! Hele ki, burun spreyi için ortalığı ayağa kaldırıp, burnuna fıslattığımız düşülürse, yine üşüttüğümüz!!! çocuğumuzun gözüne bu damlayı nasıl damlatacağız hiç bilgim yok, mecalim de yok.

Ne zaman Berk'e dellenip, birazdan daha fazla bağırsam zaten kendimi yiyorum, üstüne de çocuğum illa sağlık sorunu yaşıyor, sonrasında hani olmayan anne vicdanım var ya, yerle bir.

Avazım çıktığı kadar bağırmak,kendi canımı acıtmak, hatta ağlamak istiyorum.

26 yorum:

  1. Hey!
    ilk önce derin nefes alıyoruz ve sonra aldığımız bu nefesi veriyoruz.En az üç kez.
    maalesef çocuklarımız üstüne düştükçe hasta oluyor.
    Her dediğini yaparsakta doyumsuz oluyorlar.
    Ama bu işin çözümü nedir inan ki ben de bilmiyorum:)
    Berk'i kocaman öpüyorum.Berk yaşının gerekliliğini yapıyor.
    Çok üstüne düşmemeye çalış.
    Sonra derin nefes alıp vermeyi unutma:)

    YanıtlaSil
  2. Çocuğum yok ama genelde disiplinle özgür bırakma arasında bocalayan birkaç arkadaşım da bundan şikayetçi. Aslında bence çocuğun temel öğrenmesi gereken şeylere anneden başkası karışmamalı, yani çocuk bu, üşütebilir, hasta da olabilir, yemek yemez, az sonra ackır, kendi haline bırakıp biraz ilgi kesildiğinde normale döner diye düşünüyorum. Kardeşimi ben büyüttüm, o da uyumazdı, herkes sinirden birbirine girince kendine olan ilginin arttığını anlayıp daha çok azıtırdı, en sonunda herkes elini çekti, o da düzene girdi. Allah kolaylık versin.

    YanıtlaSil
  3. Kıyamam ben sana Nilim, kıyamam. Anne yüreği işte, kendimizi zaten yeterince eleştiriyoruz bir de çevremizdekiler eleştiriyor tam oluyor. Canım sen üzülme, böyle böyle büyütüyoruz çocuklarımızı Allah'ın izniyle, sen iyi bir annesin bu aşikar. Lütfen kendine bu kadar yüklenme, derin derin nefes al canım, kolay gelsin sana.

    YanıtlaSil
  4. Ah be Nilim, ne zor anneye, kocaya laf anlatmak çok iyi bilirim. Bizimki de bütün gece üstü açık yatıyor, kayınvalidem diyor ki 'ben örtünce açılmıyor', nasıl bir beceri gerektiriyorsa çocuğun üstünü örtmek benim elimden gelmiyor!
    Fadiş'in dediği gibi biz zaten fazlasıyla hırpalarken eksik bulduğumuz şeyler için kendimizi, pek yoruyor bir de yakınlardan görmek daha ağır eleştirileri.
    geçmiş olsun Berkcime.

    okurken yazılarını hep profil fotoğrafındaki gibi gülerken hayal ediyorum seni, o yüzden gitsin ve bi daha gelmesin diliyorum o ağlama isteği.

    YanıtlaSil
  5. Nil, tatlım, üzme kendini... Annelik hep araf... Sürekli vicdan muhasebesi, o kadar sağlam sinir gerektiriyor ki. Sen çok iyi idare ediyorsun her zaman... Annelerimiz ne olursa olsun eleştirmek için aportta zaten, kocamın karışmadıklarına annem aramızda kilometreler varken hala karışıyor... Erkeklerin de gerçek anlamda anlayamayacağı hisler bunlar... O da üzülmiştür sonradan eminim..
    Ara ara daralıp patlamaktan doğal ne var, insansın kızım sen... Ayrıca bu konularda seni örnek alıyorum ki ben biliyorsun dimi?

    YanıtlaSil
  6. bekliyorum yorumlardan sonra yazacağım.
    babalara sallamak ha.

    YanıtlaSil
  7. Gezginim, hah işte bilseydik, ne iyi olurdu:) Tamam yazdım, rahatladım, kılıçlarımı kuşandım, akşama bilmem kaçıncı meydan şavaşı ile o damla o göze damlatılacak, o ka:) Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  8. Bahar; annemin sağlıkla başımda olması büyük şans benim için ama bazen anneliğim, annem tarafından eleştirilince savunmasız ve üzgün hissediyorum kendimi.Haklısın ama uygulamak kolay olmuyor.

    YanıtlaSil
  9. Fadişim, sağol arkadaşım:)

    YanıtlaSil
  10. Esra,yazdım,yolladım, yazınca rahatladım. Tamam gülüyorum, haa oğlum dün ilk kez salak dedi ! Gözümün taaa içine bakıp, tepkimi bekledi. Kime dedin dedim, sokaktaki adama dedi. Neden dedim, kötü biri dedi. Bence kötü bir kelime dedim, anne üzülme sen salak değilsin dedi,sana demedim dedi.

    Hayır, güleyim mi, öğreteyim mi kalıyorum:)))

    YanıtlaSil
  11. Renk'im, beni örnek alma yahu,valla bak.Reca ederim beni örnek alma:)))

    Üstelik yazdığın erkeklerin de tam olarak anlamadığı hisler bunlar cümlesi, benim ve Esra'nın içinde baba geçen eleştirilerimizden dolayı az sonra yorum gelebilir :))) Bekliyoruz!!!

    YanıtlaSil
  12. hypo;

    bekliyorum:P

    (sağol ama yine de, güldürdün beni yine)

    YanıtlaSil
  13. otoriten günden güne zayıflıyor.
    senin kişiliğinle ilgili bir şey değil bu.
    günde 8 saat oğlundan ayrı kalınca, 3 saat birliktelikle nasıl bir otorite sahibi olabilir sin?
    oğlun salak kelimesini sana söylediği yetmiyor muş gibi, bir de dışarıdaki suçsuz adamı bu işe karıştırıyor. Zaman gelecek ki, o salak kelimesini senin yüzüne rahatlıkla söyleme cesareti kendin de bulacaktır. Bunlar acı gerçekler. Bir tokat patlatıp ta bu sorunu çözmek bizim gibi insanlara yakışmaz.
    Çocuğumu kendi doğrultularımda yetiştirmeye çalışıyorum dersen bu çalışan annelerin ağızlarındaki demir leblebiden başka bir şey değildir. Sen çalışan anne olarak sadece izleyicisin bu oyunda.
    Acı ama gerçek.

    Baba olayında biz babalar bazen çocuklarımızı kendimize rakip görürürüz. O saate artık saat kaçsa, çocukların yatmalarını ve kendi nefes alanlarımızın kendimize ait olmasını çok isteriz. Anne ve baba arasındaki kalın çizgi budur.
    Sıkılır, evdeki sessizliği özleriz. Hatta bunu düşünmeyen baba baba değildir ki, biraz evden uzaklaşsınlar diye olmadık dualar eder, anne ve çocukların biraz evden uzaklaşmalrı içi olmadık planlar yaparız.
    Amaç sadece nefes almaktır.

    göz olayına gelince de, bu aralar göz salgını var. Geçen hafta oğlumda aynı sıkıntı vardı. Ağır gribal hastalıktan sonra çocukların gözlerinde enfeksiyon oluşurmuş. Damla ve göz kremi ile bu atlatmaya başladık.
    ama bizde sıkıntı başlarda çok çektik. Şimdi damlanın zararsız olduğunu oğlum anladı.

    çok uzun bir yorum oldu.
    kusura bakma.

    YanıtlaSil
  14. Hypo, aşkolsun yorumun için niye kusura bakayım ki...

    Şimdi, o nefesi biz de almak istiyoruz inan ki, aynen dışarı çıksınlar biraz evde yalnız kalayım, çamaşır asayım desem de, ben de istiyorum. Yani bu babalarla aramdaki kalın çizgi olmadı benim için.

    Acı ama malesef çok gerçek yorumuna diyecek kelimem yok, demir leblebi evet..

    Suratıma salak mı diyecek, iyi şimdiden yarabbi şükür o vakit:)

    Aynen, gripten üşütmekten dedi doktor. İki gün izleyelim damlayı vererek dedi. Zaten o sihirli iki gün beni benden alan. Zor olacak biliyorum ama yapacak birşey yok, ne kadar istifa etsen de, edilmiyor işte.İşin kötüsü bu damla olayında tek başımayım malesef, Murat göze bakamaz, gözlerinden yaşlar akar, tutsa ben ona kıyamıyorum, tutmasa artık tekmeleriyle beni engelleyen oğluma sprey damla falan zor ne yapalım of :)

    YanıtlaSil
  15. Oooof Nil amma dolmuşsun. Ama benzer şeyleri hepimiz yaşıyoruz dönem dönem. Sana naçizane iki şey söyleyeceğim.

    Üşümesine hiç ama hiç takılma. Hatta terlemesinden kork. En büyük düşman o aslında. Kimse dikkate almıyor, sadece dönem dönem gazete haberi olarak geçiyor ama "üşütme" diye bir şey yok. Mikrop ya da virüs olmadan üşüyerek hasta olunmuyor. Bağışıklık sistemi düştüğü an açık olunuyor hastalıklara. Bu nedenle vücutlarını ne kadar düşük sıcaklıkta yaşama alıştırırsak havadan nem kapmayan bir bünyeye sahip oluyorlar. Demir sabaha kadar açık yatıyor. Ama daha bu nedenle hiç hasta olmadı. Gece odası 19 derece. Ama bunu bu güne kadar 25-26 derecede uyumuş bir çocuğa yaparsan sabaha hasta kalkar orası kesin :) sonra "baak" demesin kimse bana :) yavaş, yavaş...

    Diğer konuda da anne yüreği gerçekten dayanmıyor. Bu nedenle çoğu zaman yemek, disiplinsizlik durumlarında uygulayıcı olamasam da Berk'in uygulamalarına zor olsa da sessiz kalarak uymaya çalışıyorum. Babalar daha duygulardan uzak doğru kararlar verebiliyorlar. Demir çok aç yattı benzer davranışları yüzünden. Ama sabah açısını çıkartıyorum. Bomba içecekler, sebzeli omletlar falan :))

    Hani hayatımız güllük gülistanlık mı? Hastalıklar açısından evet ama diğer olayların üzerinde umutla çalışıyoruz :))

    YanıtlaSil
  16. Evrim; haklısın terlemek sorun, termal atletler aldım. Ter bezi olayı bana gelmiyor pek. Berk bebekliğinden beri çok terliyor. Teri üstünde kurumasın diye çaba gösteriyoruz.

    Ama anneme göre üşütüyor. Doktorun üşütmüş demesi ile, annemin demesi aynı değil. Doktor biz Türkler anlayalım diye üşütmüş diyor. Anneme iletince annem olduğundan üşüttün diyor, hani benim oğlum değil,annemin oğlu, ben bakıcı abla ne anlarım o misal.

    Neyse yazmak iyi geldi gerçekten bana ağlamak yerine yazmak ve sizlerin yorumları iyi geldi.

    Evrim tamam Berk de Murat da daha akılcı yaklaşıyorlar doğru, genelde. Dün bence akılcı değildi yaklaşımı Murat'ın. Hasta mı belli değil bir çocuk, yemeklere doyamayan bir çocuk yememiş ve yemek istiyor hala kendimi haklı görüyorum:) Zaten olay başka bir baba yüzünden çıktı, benim babam ve bonibon!

    Umutla çalışmaya devam o zaman, anlaşıldı benim istifa kabul olmadı :)

    YanıtlaSil
  17. Nil, biraz acı belki ama çalışan annelerin çocuk üzerinde çok fazla söz hakkı olamıyor maalesef. Ve birçok kişinin sözünün geçtiği yerde hiç...Anne baba aynı fikirde değillerse bu çocuk için en zoru.
    Ben kendim büyüttüm ve büyütüyorum. Sizin problemlerin hiçbiri bizde olmuyor diyemiyorum ona rağmen.
    Ama şunu söylemem lazım, eşinize bir noktada katılıyorum, bir evde yemek yeme saati, uyku saati olmalı. Çocuk, özellikle küçük yaşlarda istisnai durumları anlamaz. Biraz daha büyüdükten sonra evet.
    Ağızdan çıkan "hayır" bir süre sonra "evet" e dönüyorsa olay bitmiştir, geçmiş olsun. Artık o çocuğa hiçbir şeyi bir kez söylemekle kabul ettiremezsiniz.
    Böyle yazınca ahkam kesiyor gibi oluyor farkındayım. Ben de mükemmel değilim (ki mükemmel anne-baba yoktur)ama 10 yıllık annelikten kazanımlarım bunlar.

    Kendinizi hiç suçlu hissetmeyin, çocuk hasta olacak tabii. Benim hiç sevmediğim şeydir. Özellikle bebek yaşlarda, o zaman tecrübesizim, bebek ağlar, etraftan birinin gelip "nesi var, hasta oluyor galiba" demesi beni çileden çıkarırdı!!

    Size kolaylıklar diliyorum. Hiç üzülmeyin, öğrenme sürecimiz hep devam ediyor.

    YanıtlaSil
  18. nilim... bugun okadar kötü bir gün ki hele birde bu postu okuyunca tamamen dağıldım...

    yok hiç sana teselli vericek kelime bulamıyorum sadece sabahtan beri ben bu çocuklara bakamıyorum istifa diye bağırıyorum:((

    YanıtlaSil
  19. Semi, hiç de ahkam kesiyorsunuz gibi gelmedi asla, evet disiplin olmalı dün aksam açtı ama, bu aksam yediği halde denedi yine, hayır dedim cunku bu aksam oyuna dondurdu. Aynı fikirde olmamak bazen cidden cok kotu evet hayırlar evete donmemeli olması gereken ile olanlar bazen hiç aynı noktada bile olmuyor. Cok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  20. Özgem ne oldu be, hiç annelikten istifa edilir mı boyle şey istenir mı, garip geldi bu isteğin bana :p yarın arayacağım seni

    YanıtlaSil
  21. çocuklu evde karı kocaların annelik eleştirisi uzerinden birbirine girmesi adettendir. bir de bu babalarla uğraşıyoruz, valla iki kere yoruluyor insan. geçmiş olsun berk'e

    YanıtlaSil
  22. Nil,
    önce çok güldüm cevabına, hani üzülme sen salak değilsin lafına ama sonra hypo'nun yorumu okuyunca neşem kaldı kursağımda :(
    çok haklı aslında ama sen de haklısın, çalışan anne olmak çok zor sonuçta.
    bazen çok endişeleniyorum ben de otorite kuramadığım için üstünde ama zaten herkesin söylediği gibi günde üç beş saat görürken bu zor elbette.
    daha iyisin umuyorum bugün.

    YanıtlaSil
  23. Esra; aynen Hypo'yu okuyana dek ben de güldüydüm sen salak değilsin demesine, bir üst seviyede salak da diyecekmiş demek :(

    İyiyim canım,çok teşekkür ederim sana. akşama toparladım zaten, isyan ediyor insan ama istifa edemiyor gerçekte. anneme takıldıydım ben asıl, herkesin eleştirisini bir şekil atlatabiliyorum ama annem ve Murat beni çok acıtıyor.

    YanıtlaSil
  24. Hülya, sen beni ve Murat'ı iyi biliyorsun bu olay daha o laflar bir daha bir daha sokuluna dek sürer de sürer...

    YanıtlaSil
  25. Nil hep geç görüyorum yazılarını,yazıların readera düşmüyor anlamadım gitti ya neyse.

    Aynı duyguları galiba birçok anne yaşıyor.Bir şeylere yetişememe duygusu,eksiklik ve yetersizlik hissi,ben yahu nerde yanlış yapıyorum düşüncesi.Zaman zaman herkese oluyor.Annemde senin annen gibi üşütüyorsun gece diyor bana annem de olsa kırılıyorum bazen.Görmüyor mu diyorum ne kadar çabaladığımı yahu bu çocuk benim çocuğum değil mi en az onun kadar hatta ondan fazla düşünemem mi?Konuşsan da değişmiyorlar bir yaştan sonra bazı insanların değişmesi zor ee napcan ozaman ben kafa sallıyorum hee anne ben üşüttüm hatta aldım didopu(erayın dilinde mikrop)çocuğumun boğazına ellerimle yerleştirdim diyorum sorun halloluyor:))Eray laf dinlemeyen bir çocuk ve okulda bu sorun oluyor.Çünkü çok fazla otorite boşluğu var.Adam beni de babasını da saymıyor.Tam çocupa ceza vereceğiz babaanne karışıyor çocuğuma elleşmeyin tam mola vereceğiz ilişkimize(moda terim var ya) annane gel yavrum benim kucağıma eeee ne oluyor sonra adam tepemize oturuyor:)))O yüzden üzme kendini ne olur ...

    YanıtlaSil
  26. Ayla, neden öyle oluyor bilmiyorum, ben de Hypo'yu geç görüyorum bu sebeple..

    Canım sağolasın,haklısın annelerimiz aynı evet nasıl yaş dönemi olarak oğullarımız benzerse tavırlarda, annelerimiz de benzer tavırlar sergiliyor. Nerde bu işin kitabı bir bulsam:)

    Bazen isyan edip üzülüyorum ama annelik mesaisi oturup efkarlanmaya vakit bırakmıyor, akşam o damlayı damlatmak zorunda olunca ne anneni takıyorsun, ne başka şeyi, senin ilgine ve koşturmana ihtiyacı olan ama herşeyi kendi kararıyla olsun isteyen bir küçük adam sayesinde nereye çekerse ipi oraya gidiyoruz. Ben hatalıyım ipler onda diye ama ortasını ben bulamayacağım aynen sen demiştin ya, bütün gün bizden ayrı, kapris en doğal hakkı diye. Ortasını bulsak iyi olacak da,ben bulamıyorum:)

    YanıtlaSil